English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Beaten

Beaten traduction Anglais

4,231 traduction parallèle
Dayak yemesi onun suçu mu?
She gets beaten up and it's her fault?
Alman arkadaşın diğer kızı dövdü.
Your German friend has just beaten up another girl.
O piçi dövmemiş olsaydınız, serbest kalamayacak ve kızımı öldüremeyecekti.
If you hadn't beaten the bastard... he wouldn't have been released and killed my daughter.
Beni dövdün, utandırdın, eski sevgililerimi becerdin, yatağıma sıçtın eşyalarımı çaldın, yemeğimi yiyip, yıllarca benim paramı aldın!
You've beaten me up, embarrassed me, screwed my ex-girlfriends, crapped in my bed, stolen my shit, eaten my food and taken my money for years!
Daha önce kimse beni sörfte geçmemişti. Özellikle de bir kız.
I've never been beaten on the waves before, especially not by a girl.
Bu lanetlenmiş çocuğun intikamcılarca dövülüp sana getirildiği gerçeği mi?
That this condemned boy was brought to you beaten blue by his captor?
Buna dayak diyorsan, hiç dayak yememişsin.
You think that's something, you ain't never been beaten.
Beni hala yenemedin henüz.
You still haven't beaten me yet.
Yenilmedik.
that we are not beaten yet. We are not!
İmparatorluk Ordusu'nu yenmiş olsaydık şu anda ne yapıyor olurduk sanıyorsun?
If we had beaten the imperial Army, what do you think we'd be doing now?
Doktor, kızın şişmiş, dövülmüş yüzündeki gözkapaklarını açınca bunun spermiyle kaplıydı!
When the doc pulled back her eyelids from her bloated, beaten face... it was covered in his sperm!
Yoksa hepimiz senin yüzünden dayak yiyeceğiz.
Or else all of us would get beaten up because of you.
Bak Teyze, bu alçaklar yine dayak yemiş.
Look aunt, these scoundrels have been beaten up again.
Sana söylemiştim.
You'll get beaten up.
- Peki Akram?
- Hey He was badly beaten up.
AICP parti üyeleri neredeyse feci dayak yemekten kaçtı.
AICP party members nearly escaped from being badly beaten.
Bazı insanlar Kundan'ın vurulduğuna inanıyor diğerleriyse çok kötü dövüldüğünü söylüyor.
Some people believe that Kundan's been shot.. .. while others believe he's been badly beaten up.
İçim dışım çürüyene karad dayak yiyorum şimdi.
So now I'm beaten black and blue on the outside and on the inside
Yine senin aşkın yüzünden dayak yeme zamanı.
Time to get beaten up again for your love.
Grafton'da dövülerek öldürülmüş.
Beaten to death right in Grafton.
O kadın, kızının o kadar dövülmesine nasıl izin vermiş ki?
How could she let her daughter be beaten like that?
Gördüğüm kadın nezamandır dayak yiyor
When we saw that woman beaten.
Buradan hayatta kaçamayız. Bizim ölümümüz olur.
We can't do a runner from this place, we'd get beaten to death.
- Olamaz. Okul zamanı dövülür müydün yoksa kabadayılardan mıydın?
- Were you the one who got beaten up at school, or were you the bully?
Alışkın olduğum şeyler ise, yalan söylemek, çalmak, dayak yemek Ve yaşayan başka birine güvenmemek sanki 500 yıldır bunları yaşıyorum ve ben...
What I am used to is lying... stealing... getting beaten up and not being able to trust another living soul for what feels like 500 years, and I- -
Benim dayak yememe neden olan bu değil, değil mi?
Well, that's not getting me beaten up, is it?
Billy ile kız kardeşi üç yılda, beş şehirde bulunmuş her biri bir öncekinden daha çaresiz ve berbat haldeymiş.
Billy and his sister been in five cities in three years, each one more desperate and beaten-down than the last.
Sutton'ın bununla mı dövüldüğünü düşünüyorsun?
So you think this is what Sutton was beaten with?
Yapılan incelemelerde Kurbanın aramadan sonra tanıdığı biri tarafından Ölümüne dövüldüğü görüldü.
She was then found beaten to death with what my examiner is calling tremendous rage by a person who knew her, and you refuse to tell me what the phone call she made to you was about.
Tommy kanıtladı Katil iki eliyle kurbanı öldüresiye dövmüş.
Tommy proved that the victim was beaten with two hands.
Lawrence Heights bölgesinde dövülerek öldürüldüğünü biliyoruz.
So far, we know she was beaten to death in an alley in Lawrence Heights.
Yaşıyorsun çünkü daha seni dövmedim!
Yου're aliνe becaυse I haνen't beaten yου yet!
Şimdiye kadar olay yerine senden önce gelmedim hiç.
I have never beaten you to a crime scene.
Yine yenildim.
Beaten again.
Bu oyunun benim öldüresiye dayak yememle sonuçlanacağının farkında mısın?
You realize this game ends with me being beaten to death?
Karşımızda olan Askeri Konsey'i en çok siz destekliyorsunuz.
I'm very sorry that you were beaten in the past. No, not beaten.
Dövülmüş ya da tecavüze uğramış olabilir.
For all we know, she could be beaten, raped, treated like an animal!
Dudaklarından çıkan her kelime bir yalan.
- Every word from your lips is a lie. I'm beaten.
İki saat önce beni bayıltana kadar dövmekle tehdit etmişti.
A couple of hours ago, she threatened to have me beaten senseless.
Kesileceğinden, yakılacağından ve dayak yiyeceğinden haberi olmadığını söyledi.
She had no idea she was gonna get cut, burned and beaten.
Dayak yedim.
I was beaten up.
11 Eylül'den sonraki gün beysbol sopasıyla dövülen bir kadın Virginia'daki camisine tökezleyerek gelmişti.
The day after September 11th, a woman stumbled into his mosque in Virginia after being beaten with a baseball bat.
Fakat güzel, masum bir esmer çocuk sert bir şekilde dövülüp muhtemelen de öldürüldüğünde...
But when a beautiful brown child, an innocent, is severely beaten and probably killed- -
Sana hiçbir şey söyleyemem çünkü söylersem vatanseverlik yasasına karşı geldiğim için kendimi Pentagon'un bodrumunda dayak yerken işkenceye maruz kalırken ve ölümle pençeleşirken bulabilirim.
I can't tell you, because telling you would be a violation of the Patriot Act, and I could end up in the basement of the Pentagon being beaten and waterboarded to within an inch of my life.
# Hayatım boyunca bir çok çocuk dövdüm #
♪ I beaten a lot of children in my lifetime ♪
Kaçak Yolcu'da olan her şeyin arkasında onlar var. Matt Duncan'ın öldüresiye dövülmesinden tut Jack'e uyuşturucu kaçakçılığı suçu atılmasına kadar.
They're the ones behind everything that's been happening at The Stowaway, from Matt Duncan getting beaten half to death to Jack being framed for drug trafficking.
Pazar gecesi kaçırılmış, dövülmüş, öldürülmüş. Sabah 5.15'te de bizim kapımıza bırakılmış.
So, kidnapped on Sunday night, beaten, killed and delivered to our doorstep by 5.15 am.
Dayak ile değil.
Not when we're beaten.
Onlar geldiğinde kimse bir şey diyemezdi.
He was electrocuted and beaten.
- Dans etmek için gelmişler. - Kim dans ediyor?
I was beaten with boots and sticks.
Ahmet'in söylemek istediğini anlıyorum.
I'm bruised from being beaten all over my body.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]