Became traduction Anglais
16,825 traduction parallèle
Shaolin bana taktı isim "Books" Ben oldum kızgın boğa
♪ Shaolin gave me the name "Book" I became a raging bull ♪
Müzik işimiz için para kazanacaktık ama büyük bir parti oldu.
It was just to raise money for our music thing, and it became a big party.
Hapishanede dine döndüğünü unuttun mu, ağabey?
You forget that you became a man of God in prison, right, bro?
Adım oldu Güzel Dizzee D
♪ Yo, Pretty Dizzee D became my title ♪
İyi ki geldik. Berbattı. Adam sadece param var zannettiği için... benimle konuşmak istemiş.
And it became apparent within about 30 seconds that, uh, the two of you have been fucking for quite a while.
Arkadaş olduğum bir kadın vardı.
There was one woman that I became friends with.
Zamanla birbirimize çok yakın olduk.
And eventually, we became very close.
Evlat edinme resmileştikten sonra, bir fiyaskoya neden oldu.
After the adoption became official, she caused a fiasco.
Usain o kadar yetenekliydi ki çok ciddi idman yapmak zorunda değildi. Biraz fiziki idman yaptı ve batıdan gelen adam oldu.
Usain was so talented that he didn't have to train really, really hard, and he put in some semblance of training and then became the man from the west.
Kendini uzak tuttu. Sanırım gazeteci gibi bir şey oldu.
I think he became a journalist or something like that.
Büyükanne ve büyükbabam yasal vasiimdi.
My grandparents became my legal guardians.
Asker oldular.
They became soldiers.
Bu, benimde okul müdürü olduğum zamanlara rastlıyor, ama Dan'ın işinden puan kapmak istemem.
Now, that was also when I became headmaster of the school, but I'm not gonna take credit for Dan's work.
Size doğru gelmeye başladığında durum nefsi müdafaaya döndü.
And when he turned on you, it became self-defense.
Öyle bozulmuş bir sistemin emrinde çalışıyorsunuz ki merkezinden yozlaşmaya başladığında farkına bile varamıyorsunuz.
You work at the behest of a system so broken that you didn't even notice when it became corrupted at its core.
Virüs yayılırken, tahribat kapasitesi daha aşikar bir hal aldı.
As the virus spread, its capacity for destruction became more apparent.
Evinin temizlikçisi olmuştum.
I became his housekeeper.
Başka bir şey oldu.
Became something else.
Belki de o sonunda su samuru olmuştur.
Maybe he became an otter after all.
Sanırım kötü adamları yakalamak için ajan oldum.
I mean, I guess I became an agent to catch the bad guys.
Hap'in ne yaptığını anlamak onun ana amacı olmuştu.
It became a quest for him to understand what Hap was doing.
Soru şu oldu, beşinci hareketi alırsak ne olacaktı?
The question became, what would happen if we got the fifth movement?
Yürümesi ve bir şey tutması imkansızlaşmıştı ama yine de sürekli konuşuyorduk.
It became impossible for her to walk and grasp things, but we still talked and talked.
Zenobia'ya geçmeyi düşündükçe bu fikirden o kadar bir heyecanlandım.
So the more I thought about going over to Zenobia, the more excited I became by the prospect.
... nasıl bu hale geldiğini görmek için gittim.
I wanted to see how you became what you are.
Bahsettiğin kişi Bobby Axelrod ise bu maç bu seneki unutulmazım olur.
If you're talking Bobby Axelrod, this just became my favorite round of the year.
1938'de Anvil Stüdyolarına en çok para kazandıran kişi oldu.
She became Anvil Studios'top earner by'38.
Bunun zor olduğunu anlamam biraz sürdü ama sonunda başka şeylerde şansımı denedim ve lise müdürü oldum.
You know, anything to make a few bucks until I got my big break and I became a high school principal.
Hanımefendi, üç sebepten...
Well, ma'am, I became a rabbi
- Neden haham olduğunuz umrumda değil.
- I don't care why you became a rabbi.
Yani kişisel var
That became personal
Bir şeyler kötüye gitti.
Things became abusive.
Kentucky Fried Chicken'ın KFC olduğunda, insanların Kentucky yemeği yediğini unutmaları gibi.
Like when Kentucky Fried Chicken just became KFC so people would forget that they were, you know, eating Kentucky food?
Biz Crusoe ile geldi tüm bu komik oyun oynarken gerçek bir takım haline geldi.
We became a real team, playing all these funny games Crusoe came up with.
Zaman geçtikçe, hayat daha konforlu hepimiz için oldu.
As time passed, life became more and more confortable for us all.
Çabuk evlendi çabucak çocuk yaptı...
She married fast, had a baby fast became single fast
Böylelikle Sosyal Hizmetlerin Kraliçesi oldu.
She became the queen of social work
Bir de oğlan var, son zamanlarda sorun yaratmaya başlamıştı.
And the boy... well, he just recently became a bit of a troublemaker. Please.
Sonra zaman geçtikçe işi özel kılan, beni özel kılan şey tabiri caizse özel gücüm lanete dönüştü.
Then... over time, the thing that made it special, made me special, my secret power, as it were... became a curse.
Save Pay Süpermarketleri'nin şubeler müdürü olduğundan.
Became the big branch manager of Save Pay Supermarkets.
Arkadaş olduk ve...
We became friends and, uh...
Marge, neden polis olduğumu biliyor musun?
Marge, do you know why I became a cop?
İşlem yaptığı bir şirkette çalışan çiftçiyle arkadaş olmuş.
He became friends with a farmer working at a company he covers.
... şehirde birçok kuruluşu özellikle polis ve itfaiye departmanını destekleyen hayırsever iş adamı, ortakları Wachtel, Rachlein ve Rice'ın ardından hayatta kalan tek ortak olarak şirkete Axe Capital ismini vermişti.
... status as a philanthropist in the city, supporting many charities, especially the police and fire departments, as the only surviving partner at Wachtel, Rachlein, Rice, the company that eventually became Axe Capital.
Dilekleriniz sonunda gerçek oldu.
The nightmare became a wish come true.
Ve onlarla ne kadar sahici olursan onların da senle o kadar sahici olacaklarını.
And the more authentic you became with them, the more authentic they'd become with you.
Dolunay çıktığı zaman sessizce kaçıp düşman kampını bulurdum.
When the moon became full, I would steal away and I would find the enemy's camp.
Beraber yemek yediğimiz için de asla bir müşterim gibi olmadı. Bu yüzden de hiç araştırma yapmadım.
And because we ended up dating, he never became a client, so we never really vetted him.
Axelrod bir anda terörizmden kâr sağlayan Wall Street'dekl kötülüğün reklam yüzü oldu.
Axelrod magically became the poster child for Wall Street malfeasance and profiteering off terrorism.
Ve beni o öfke yönetmeye başlardı.
And this rage became the driver.
Burası çok karanlık.
Where there were strippers who were stripping and they became nude.