Bedava traduction Anglais
7,509 traduction parallèle
Bedava bira olacağını söyleyince hepsi geldi.
He said free beer. They came.
Seks sana bedava geçiş sağlamaz.
Sex does not buy you a free pass.
Bedava tavsiye istenmesinden ne kadar nefret ediyorsun?
How much do you hate it when people ask you for free advice?
- Hayır, bu şey bedava değil.
- No. It's not free.
Bedava öğle yemeğini asla reddetmem.
I never turn down a free lunch.
Ed, o torbalar bedava değil.
Ed, those bags are not free.
Herşeyin bedava olması çok güzel.
It's so cool when everything's free.
Bedava değildi Lacey, ben ödedim.
Well, it wasn't free, Lacey. I paid for it.
Ben de boş vakitlerimi sana bedava ders anlatmak için ayırabilirim.
And I'd like to volunteer my time to tutor you for free.
İyi şeyler düşün! Bedava şarap, Pixar filmleri kendi kendime olmayan ilk orgazmım.
Free wine, Pixar movies, first orgasm I didn't give myself.
Bedava taze sıkılmış portakal suyunu doldurmuştuk zaten.
We already got a crapload of free pressed juice.
Satmak derken bedava vermeyi kastediyorsan evet.
If by "sell" you mean "give away for free," then yes.
Enerji kitlelere bedava verilen bir şey olmalı.
Energy is something that should be given Freely to the masses.
Sadece bedava uçak bileti kazandığım için çok heyecanlandım.
About this free flight.
Bedava kitap vermeye gücümüz yetmez ama Bataklık Canavarları promosyon kutusundan istediğini alabilirsin.
We can't afford to be giving out free books to people, but you can take anything you want from the Swamp Monsters swag box.
Peki özel uçak, bedava şampanya?
Right. Private plane, free champagne.
Tamamen şans eseri bir şekilde bedava iPhone kazandım.
I was selected completely at random to get a free iPhone.
Bedava!
It's free.
Bedava olsun kolera için bile sırada beklerim.
I'd stand in line for cholera if it's free.
Şuradaki biri dedi ki, sadece 50 davetiye göndermişler. Yani sadece 50 tane bedava telefon var.
Someone up there just said they only sent out 50 invitations and that means there are only 50 free phones.
Bedava telefonumu alır almaz size özür mesajı yazacağım.
As soon as I get my free phone I'll text you all an apology.
Bu kuyruk bedava telefon için mi yoksa güzellik yarışması töreni için mi?
Is this the line for the free phone? Or the Miss America pageant?
Ve sadece bugün değil her gelişinizde size pizzalar bedava.
And squander.. Whatever you here.. You paīsa free..
Bunların bedava olduğunu biliyorsunuz, değil mi?
You guys know this is free, right?
Hayır, yine de harcanabilir bedava para.
No, it's still free, spendable money.
- Zaten gökyüzünden bedava yağıyor.
- Stuff falls out of the sky for free.
Ben bilmiyordum, çünkü burada her şey bedava.
Well, I didn't'cause everything here is free.
Bir alana bir bedava veriyoruz bugün.
We got a two for one special today.
Ben yalnızca burada bedava yaşamak için ücretsiz çalışan bir hizmetçi miyim?
Am I just some unpaid servant who lives here for free?
Bedava, ağrısız robot bacak.
Free, pain-free robot leg?
"Bedava robot bacak" dediğinizde hayal ettiğim tek şey takım arkadaşlarımla beraber koşmak oldu.
So, you know, when you say "free robot leg," I think I'm still dreaming of running with the guys.
Rehabilitasyon merkezine "bedava, acısız, altı milyon dolarlık robot bacak" diye bağırarak giren sendin.
You're the one out there running your mouth at the rehab center about "free, pain-free six-million-dollar man robot legs!"
Araştırma paramı kullanarak gazilere protez hazırlayacağız. - Bedava ve ağrısız, değil mi?
We are taking a chunk of my research money and focusing it on prosthetics for vets... free, pain-free, right?
Neden bedava biliyor musun?
You know why it's free?
Bedava T-shirt.
Free T-shirt.
Bir saat bedava Wi-Fi!
One hour of free Wi-Fi!
Bedava kurabiye veren bir striptiz kulübü.
It's a strip club that gives away free cookies.
Başta paran olmadığı için bedava kaldın ama para kazanmaya başlar başlamaz bizi terk ediyorsun.
You've been freeloading off of us without chipping in for any of the expenses and now that you're starting to make money, you're just going to leave?
Yalnızca ilki bedava.
- Only the first one's free.
Bedava gül suyunu seviyorum.
I love that complimentary rose water.
Bir daha asla kopmayacak ve şu saniyeden itibaren bedava.
It will never break down, and from now on, it's free.
Sanırım o manyak sarışın bedava kadın çantaları için orada değildi.
I'm guessing the psycho blonde wasn't there for our free tote bag promotion.
Ama kim takar, sonuçta bedava.
It's free! But it's not free.
Ama, bedava değil ki! 40 sent oraya, 50 sent buraya ödersen bedava olmaz.
If you charge $.40 here and $.50 there, then it's not free.
Açıkçası, en güzel tarafı da bedava olması.
And honestly, the best part about it is it's free. I mean, come on.
Bedava olduğu için "Lezzetli Parlak Taş Ormanı"'nı indirmiştim.
I downloaded "Yum yum sparkly gem Forest" because it was free.
Susadım, fakirim ve bedava limonata sırasından atıldım.
I'm thirsty, broke, and they cut me off at the free lemonade.
Dört burger alana beşincisi bedava.
Buy four burgers and get the fifth one free.
Bedava iPhone mu?
A free iPhone?
Bedava zaten!
This is free!
Üst katta içkiler bedava Angus.
There's a free bar upstairs!