English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Beds

Beds traduction Anglais

2,348 traduction parallèle
Tüm Saint hastanesi aslında boş yatak işletiyor.
All saints is in the business of flipping beds.
Birkaç serumu kontrol edip birkaç yatağı değiştirsen?
Check a few bags, turn a few beds?
Püskürmelerden çıkan lavlar dik hendekler ile yatay yataklar oluşturur. Tıpkı okyanus yüzeyinde olduğu gibi.
The lava from the flows forms vertical dikes and horizontal beds, just as it does on the ocean floor.
Şu anda, iki.
Well, how many free beds do you have? At the moment?
Bu yataklar bana Passaic'i hatırlattı.
Oh, these beds remind me of Passaic.
Babam evimizi kaybettiği için taşınmak zorunda kaldığımız iki yatak odalı apartman dairesini mi diyorsun?
Oh, you mean the beds we got'cause Dad lost our house and we had to move into a cramped two-bedroom apartment?
Sonuçta bu adamın evine girip aileni yataklarında öldürmesini nasıl açıklarsın?
After all, how could God stand idly by While that man broke into your home And butchered your family in their beds?
"Tüm çocuklar yataklarında olmalı" demiyor mu?
"All children shall be snug in their beds"?
Her neyse asıl büyük olay yarın,... eğer beyin sarsıntısı belirtisi göstermezsem,... ve beni kuzuların sessizliğindeki yataklardan birine bağlamazsanız, ortalığı toza dumana katacağım.
And anyway, my big eventis tomorrow, so if i don't show signsof a concussion and you guys don't strap intoone of those silence of the lambs beds, i'll just haveto kick ass then.
Hasta kabul sayısı azalmaya başladı. Bu çok iyi, çünkü yatak koyacak koridorumuz kalmadı.
Well, admits are leveling off, which is good, because we're running out of hallways to put beds in.
- Uykuda katladilmemizi mi istiyorsun?
- You want us to be murdered in our beds?
Güneşlenme yatakları, yapay akciğerler...
Tanning beds, iron lung...
Sonra gizlenmek için nilüfer yataklarına gidiyorlar.
then they head for cover in the lotus beds.
Boş yatak açılana dek tüm hastalar burada kalcaklar tamam mı?
All patients are staying here until some beds open up, all right?
- Travma odalarını yanık vakaları için boş tutalım lütfen. Boş yatak açılana dek tüm hastalar burada kalcaklar tamam mı?
All patients are staying here until some more beds open up, all right?
Bayan Blair? Yatakları manikürcü gelmeden önce mi hazırlayayım yoksa...
Miss Blair, you want me set beds before manicurists arrive, or...?
Günaydın New York artık kabuslardan uyanıp yaptığımız yatakları toplayıp daha iyi bir gelecek plan yapmaya başlamalıyız.
Morning in New York... time to wake up from bad dreams, roll out of the beds we've made and start making plans for a brighter future.
Çocuklar, size tam üç kez yataklarınızı yapmanızı söyledim.
Kids, I've told you three times now to go make your beds.
Yaklaşık 30 hasta yatağına ihtiyaç var.
Conservatively, I need about 30 beds.
Travma yataklarını boşaltalım millet.
Let's clear these trauma beds, people.
Ekip 30 yatak istedi ama hepsini alamayız.
Ems is requesting 30 beds, but we can't take them all.
Evet, bunlar gördüğüm en iyi çiçeklikler.
Yes, these are the finest beds I've seen.
Yataklar çok orta sınıf kaçar, sence de öyle değil mi?
Beds are so bourgeois, don't you think?
Robin'le kaç değişik yatakta seviştiğimizin çetelesini tutuyoruz.
Robin and I have been keeping a tally of how many beds we've done it in.
Neden şu ikiz yataklardan alıp da Black Eyed Peas'i davet etmedin ki?
Why don't you just rent bunk beds and invite the Black Eyed Peas?
Yani, orası bilgisayar oyunu posterleri, cep kalemlikleri ve cin desenli yataklarla dolu bir inek cenneti olmalı.
I mean, it's got to be a nerd's paradise with the World of Warcraft wallpaper and the pocket protectors and the elfin-shaped beds. 'Cause I probably shouldn't...
- Üç erkek, iki yatak.
- Two beds, three dudes.
- Boş yatakları olacağını sanmam.
- I doubt they'll have beds.
Senin gibileri ecelleriyle ölmez. Savaşta çarpışarak ölürler.
Men like you don't die in your beds, they fall on the field.
Birçok odamız ve ranzalarımız var.
We have lots of room and bunk beds.
Üç kişilik yatakları varmış.
It's with beds for three people.
Saman yataklarda uyumak istemiyoruz.
We don't want to sleep on straw beds!
İki yatağa mı sığacağız?
What, we're supposed to share two beds?
Gerçek yatak, sıcak yemek, kadın.
Real beds, hot food, women.
Yaz kamplarında çocuklar bana yataklarını düzeltmem için para verirler.
In summer camp the kids used to pay me to make their beds.
Yatağı kaldıralım, hadi!
Let's put these beds up, let's go!
Çiçek yatakları, güzel günahlar, imdat!
of fIower-beds beautiful sins, help!
Yatakları yapar, bulaşıkları yıkarım ve odayı temizlerim.
I... I make the beds and do the dishes and clean up the room.
Yataklarınızın yanında durun.
Stand by your beds.
Üzgünüm Joe, hiç boş yatağımız yok.
I'm sorry, Joe. I don't have the beds.
Yataklarınıza dönün kızlar.
Get back to your beds, girls.
- 50 yıl boyunca hiç ayrı yatmadık.
In 50 years, we've never slept in separate beds.
50 yıl boyunca hiç ayrı yatmadık.
In 50 years, we've never slept in separate beds.
Bu yataklar bombadan mı yapılmış?
Are these beds made out of bombs?
İki yataklı, lütfen.
With two beds, please.
Eğer yatağımızda öldürülürsek, size mutlaka haber vereceğim.
If we get murdered in our beds, I'll be sure to let you know.
Eğlenceli olmalı Duydum ki yeni ranzaları varmış
Should be fun, they have Since last year, new beds.
2 yatak, banyo ve saat 11 gibi pizza siparişi gelir
Full bath. Twin beds. And I can get you pizza delivered till eleven p.m.
Yolda sıcak yemek ve yatak sunan pansiyonlar olmayacak.
I won't be stopping at boarding houses where there's warm beds and hot grub on the table.
Her kapıda çanımız var ve yatağımız yok.
There are cowbells on every door, and we have no beds.
Tecrübeli gözleri sayesinde Rick bazı katmanların göl yatağı, bazılarının ise çöl kumu olduğunu görebiliyor.
So in some cases we saw this through layer after layer of environmental change. With his trained eye, Rick could see some layers were once lake beds, others desert sands.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]