Ben yanlış bir şey yapmadım traduction Anglais
425 traduction parallèle
Yerlerin göklerin efendileri ben yanlış bir şey yapmadım.
Gods of heaven and earth... I didn't do anything wrong, please.
Bilmiyorum ama ben yanlış bir şey yapmadım.
I don't know, but I've done nothing wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım ama bazı ensesi kalınlar beni ele geçirmek istiyor.
Not that I've done anything wrong but a couple of tough customers want to get their mitts on me.
Ben yanlış bir şey yapmadım!
What did I do? I haven't done anything wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım.
I haven't... done anything bad.
Neden böyle davranıyorsun? Ben yanlış bir şey yapmadım.
Why are you being like this?
Ama Bay King, ben yanlış bir şey yapmadım.
But Mr. King, I couldn't be wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım.
I didn't do anything wr- -
Ben yanlış bir şey yapmadım!
I did not do anything wrong!
Ben yanlış bir şey yapmadım.
I didn't do anything wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım.
I'd never do anything wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım.
I haven't done anything.
Ben yanlış bir şey yapmadım.
I'm left with nothing...
Ben yanlış bir şey yapmadım!
I have done nothing wrong!
Ling Xi, umarım bir gün aklın başına gelir! Ben yanlış bir şey yapmadım!
Ling Xi, I hope you'll get back on the right track I didn't do anything wrong
Ama, ben yanlış bir şey yapmadım.
But I've done nothing wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım.
I've done nothing wrong.
Fakat ben yanlış bir şey yapmadım, efendim.
But I didn't do nothing wrong, no, sir.
Qingxia, Qingxia... ben yanlış bir şey yapmadım
Qingxia, Qingxia... I did nothing wrong
ben yanlış bir şey yapmadım yemek kabını atan oydu
I haven't taught anything wrong she threw away the rice bowl herself
Ama ben yanlış bir şey yapmadım.
But I haven't done anything wrong
Ben yanlış bir şey yapmadım.
I ain't done nothing wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım!
I didn't do anything wrong!
Ben yanlış bir şey yapmadım.
I haven't done anything wrong.
Bak, ben yanlış bir şey yapmadım.
Look, I didn't do anything wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım ama çok üzgünüm. Buradan kaçmak istiyorum.
I did nothing wrong, but I feel so sorry. I want to run away.
Ben yanlış bir şey yapmadım ki.
I didn't do anything wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım.
- I haven't done anything wrong.
- Ben yanlış bir şey yapmadım!
- I haven't done anything!
Ben yanlış bir şey yapmadım!
I've done nothing wrong!
Ben yanlış bir şey yapmadım.
I have done nothing wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım. Bırakın beni! Bırakın!
I didn't do anything wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım ama onun bunu görmesini nasıl sağlayabilirim?
"But what can I do to make him understand that? Diana."
Vaiz Kardeş ben yanlış bir şey yapmadım.
Brother Minister, I didn't do anything wrong.
Size söylüyorum bakın, ben yanlış bir şey yapmadım.
Let go of me. I'm telling you, I didn't do anything wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım. Bırakın.
His big fool!
- Ben yanlış bir şey yapmadım! - Biliyorum.
- l didn't do anything wrong.
- Ben yanlış bir şey yapmadım.
- l didn't do anything wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım ki?
I didn't do anything wrong.
Yanlış bir şey yapmadım ben.
I didn't do anything wrong...
Özür dilerim efendim, Gwen'i bu duruma ben soktum ama yanlış bir şey yapmadık.
I'm sorry, sir, about getting Gwen into this mess, but there wasn't anything wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım.
I did nothing wrong.
Onlar bana cinayet gecesinde orada olup olmadığınızı sormadıkları için ben onlara bir şey söylememekle yanlış bir şey yapmadım
They never asked me if you were there the night of the murder... so I didn't think it was wrong not to tell them anything.
Sen mi ben mi? - Yanlış bir şey yapmadım ki, resmimi yapıyordu.
I've done nothing wrong, he's doing my portrait.
Yanlış bir şey yapmadım ben!
I've done nothing wrong!
Ben yanlış bir şey yapmadım.
I was not.
Ben yanlış bir şey yapmadım.
But I've done nothing wrong - will you cut off my head?
Ben yanlış hiç bir şey yapmadım.
I didn't do anything wrong.
Yanlış bir şey yapmadım ben.
I haven't done anything funny.
Ben hayatım boyunca hiç yanlış bir şey yapmadım.
My whole life I never got involved in any trouble.
O hiçbir şey yapmadı, George hiçbir şey yapmadı... ve ben de bir yanlışımı göremiyorum.
She's done nothing, George has done nothing and I can't see that I've done wrong neither.