Bendim traduction Anglais
7,314 traduction parallèle
- Sanırım laboratuvarda sana saldıran bendim.
I think I was the one who attacked you in the lab.
- Bendim o eksik olan.
- I was missing.
- Saçmalıkmış. O adamı ilk vuran bendim.
- Bullshit... if I was the one who killed that little man.
Senin yanındaydı,... ama eşek gibi çalışan bendim.
Sandra was with you, and I was here, only working, working hard.
Havaalanında erkek arkadaşınla buluşan bendim.
( Yelling, coughing ) I was the one that met your boyfriend at the airport.
Güçlerini yok eden bendim.
I'm the one who destroyed her powers.
Bendim. Benim tercihimdi.
It was my choice.
- O bendim.
That was me.
Annem öldükten sonra, ebeveynleri bendim ama gittim.
After my mom died, I was the parent, and I left.
Gören bendim.
It was me that saw her.
Bendim.
Oh, I was.
Tatia'yı öldüren bendim.
It was I who killed Tatia.
Oh, o bendim.
Oh, that was me.
Ve migreni. O da bendim!
That was me too!
O çocuk bendim.
That boy was me.
Tüm bunları yapan bendim.
All that was me. ME!
Anlayacağınız Jamie'yle evlenmesi gereken kişi bendim.
I was the one, you see, who Jamie was meant to marry.
Bendim.
It used to be.
- Çiftçi olan bendim.
- I am a farm boy.
Gri Solucan bize geldiğinde senin için eline bıçak alan ilk bendim.
When Grey Worm came to us, I was the first to take up the knife for you.
Bu denetimleri yapacak kişi bendim. Polis ve Askeri yargı güçlerinin baskısı ile on iki kişi seçildi.
'I was made in-charge of this program.''12 People were chosen from the Police and Para-Military forces.
Hayatını kurtaran bendim.
It was you who got me in that spot?
Vince'e 10,000 dolar ödeyen bendim, ama Emma'yı öldürmesi için değil.
I was the one who paid Vince $ 10,000, but not to kill Emma.
Dalgalar ve meltemler, adalar ve denizler... ~... yağmur ve güneşin dağları... ~... her şey o kadar iyi, her şey o kadar adildi... ~... öylesine bendim yitip giden. ~
♪ Islands and seas ♪ ♪ Mountains of rain and Sun ♪ ♪ All that was good ♪
Senden hep nefret ettiğimi bilmeni istiyorum. - Senden en çok nefret eden bendim hep.
I just want you to know I've always hated you!
İlişkimizin sona ermesinin sebebi bendim.
I'm the reason that our relationship ended.
Bunları Ellen MacKenzie'ye düğün hediyesi olarak veren bendim.
I gave these to Ellen MacKenzie, as a wedding gift.
- Arayan bendim. - Gördüm.
- Didn't you see it was me calling?
Yukarı katta kapıyı açan bendim.
It was me who opened the door for you up there.
Sana haksızlık eden bendim ve çok da utanıyorum.
I'm the one who's wronged you, and I'm so ashamed.
- Bendim.
It was me.
Sanırım bu hikayenin prensi de bendim.
I guess Yd be the prince in this story.
Bunu yapan bendim.
I'm the one who did it.
Silah bendim.
I was the weapon.
Babamın bilgisayarına giren bendim.
I'm the one who went into daddy's computer.
Aksine onu terk eden bendim.
I deserted him, not the other way around.
Seni kurtaran bendim.
It was me who saved you.
Davet eden bendim.
This one's all me.
Onların ağzını açan o değildi, bendim.
He hasn't found out. It wasn't him who got them to crack, it was me.
Evet, bendim, ama şimdi düzelttim, yani... Bürodaki herkesin sana saygi duymasıyla ilgili telaş yapmayı bırakabilirsin, çünkü duyuyorlar
Yes, it was me, but I fixed it, so... you can stop worrying if everybody at the firm respects you, because they do.
O bendim.
That was me.
Kaptan Blamey'i ilk gidip bulan bendim.
'Twas I who first sought Captain Blamey out.
Ama Nina ile otoparkta olan bendim.
But, I was the one in the parking lot with Nina.
Böyle yapacağını ona bahis yapan bendim.
I was the one who bet him that you'd go for it.
Matemli dulu ziyaret etmek zorunda olan bendim.
I'm the one who's got to visit the grieving widow.
Sadece bendim.
I told you. It was just me.
Dalgalar ve meltemler, adalar ve denizler... ~... yağmur ve güneşin dağları... ~... her şey o kadar iyi, her şey o kadar adildi... ~... öylesine yitip giden bendim. ~
♪ Billow and breeze ♪ ♪ Islands and seas ♪ ♪ Mountains of rain and sun ♪
Dalgalar ve meltemler, adalar ve denizler... ~... yağmur ve güneşin dağları... ~... her şey o kadar iyi, her şey o kadar adildi... ~... öylesine bendim yitip giden. ~
♪ Billow and breeze ♪ ♪ Islands and seas ♪ ♪ Mountains of rain and Sun ♪
Dalgalar ve meltemler, adalar ve denizler... ~... yağmur ve güneşin dağları... ~... her şey o kadar iyi, her şey o kadar adildi... ~... öylesine bendim yitip giden. ~
♪ Islands and seas ♪ ♪ Mountains of rain ♪ ♪ And sun ♪
Dalgalar ve meltemler, adalar ve denizler... ~... yağmur ve güneşin dağları... ~... her şey o kadar iyi, her şey o kadar adildi... ~... öylesine bendim yitip giden. ~
♪ Billow and breeze ♪ ♪ Islands and seas ♪ ♪ Mountains of rain and sun ♪
- Tamam, bendim.
Okay, it was me. I'm the informant.