Blackbird traduction Anglais
246 traduction parallèle
O bir karatavuk muydu?
Was that a blackbird?
Senin beyaz bir karatavuk olduğunu.
You found a white blackbird.
Beyaz karatavuk da ne demek?
A white blackbird?
Old Lady Blackbird flirts with the scarecrow
Old Lady Blackbird flirts with the scarecrow
Bir şairin ruhu, bir karatavuğun sesi!
The soul of a poet, the whistle of a blackbird!
- Bir karatavuk.
- It is a blackbird.
Şimdi sizi İngiltere kırsalındaki dar bir caddeye götüreyim ve orada çiftçi Gileslerin çitinin üzerinde ne duruyor dersiniz.
And, I'd like you now to come with me on a walk down an English country lane. And, over there, what do we see sitting on Farmer Giles'fence, but a blackbird.
karga Corvus Brachyrhynchos, ve kuzgun ise Euphagus Cyanocephalos.
The crow is Corvus Brachyrhynchos, and the blackbird is Euphagus Cyanocephalos.
Sıkıcı şişkoyu siyah bir kuşa dönüştürdükten sonra tahmin ettim sadece.
I only guessed... after you turned that dismal little fat man into a blackbird.
- O bir karatavuk.
- That's a blackbird.
- Karatavuğun altında.
- Under the blackbird.
Şimdi karatavuğu da görmüyorum.
- I lost the blackbird.
- Ha, şimdi gördüm.
- Now I see the blackbird.
# Ciao, ciao, blackbird
* Ciao, ciao, blackbird *
# Ciao, ciao, blackbird
* Ciao, ciao, blackbird * By yourself.
# Blackbird # Bir dakika.
Wait a minute, wait a minute.
# Ciao, ciao, blackbird - İşte bu kız.
* Ciao, ciao, blackbird * Attagirl.
# Ciao, ciao, blackbird Gördün mü, kolay.
* Ciao, ciao, blackbird * You see, it's easy.
# Blackbird, ciao, ciao #
* Blackbird, ciao, ciao *
BİR ZAMANLAR ŞARKI SÖYLEYEN BİR ARDIÇ KUŞU VARDI
THERE ONCE WAS A SINGING BLACKBIRD
Bu bir narbülbülü... kara tavuk ve pamukçuk.
This is the redbreast... the blackbird and the thrush.
Karatavuk...
Blackbird...
Dün, koyun sürüsünün ardında bir karatavuk yuvası buldum 4 yumurta vardı içinde.
Yesterday, behind the sheepcote I found a blackbird's nest with 4 eggs.
"Kara tavuk eşelenir toprakta"
"The blackbird pecks at the soil."
# "Bu gezegen açısından..." # "... insanlığın dünyasının karatavuklar tarafından işgali, Güney Amerika'nın... " #"... fethinden ya da Yahudilerin Filistin'e dönüşünden çok daha önemlidir. "
" For the planet Earth, the blackbird's invasion of man's world is far more significant than the Spaniards'invasion of South America or the Jews'return to Palestine.
"Tarihin son iki yüzyıllık süresi içinde..." "... karatavuk, insanın kentlerini istila ederken... "
"No one dares interpret the last two centuries in history... as being about the blackbird's invasion of man's cities."
Kırmızı kanatlı siyah bir kuş gördüm galiba.
I thought I saw a Red-winged Blackbird.
Karatavuk.
Blackbird.
Adanın her yerinde senin karatavuk resmin var.
Your blackbird sign is all over that island.
Evet, bugün karatavuk açık artırması var.
Yeah, the big blackbird sale today.
- Karatavuk açık artırması mı?
- Blackbird sale? Where?
# Güle güle karga...
Bye-bye, blackbird...
O Cumartesi akşamı, Henry Gascoigne yemeğini karatavukla bitirdi.
That Saturday evening, Henry Gascoigne finished his meal with a blackbird, or, rather, the blackberry crumble.
Meksikalı Karatavuk'tan gideceğim.
I'm taking The mexican blackbird. What?
Meksikalı Karatavuk'tan gideceğiz.
We're taking The mexican blackbird, huh? Old mexico.
Karatavuk yolu üstünde durup biraz para toplamak istedik.
The first stop Along the blackbird Was to raise somedineros,
Meksikalı Karatavuk ne biliyor musunuz?
You know what The mexican blackbird is?
Sevimli bir karatavuk.
A lovely blackbird!
"Ama kim söyleyebilir karganın şarkısını?"
"But who of us can match the blackbird's song?"
Herkes Blackbird'e.
Everyone to the Blackbird.
Blackbird!
The Blackbird!
Senatör Kelly'nin arkasindan gidiyorum.
CYCLOPS : I'll be in the Blackbird.
Başka bir isyan başlatmadan onu Blackbird'e götürün.
Get him to the Blackbird before he starts another riot.
- Onu Blackbird'e götürün!
- Get him to the Blackbird!
Amcanın eski atının anısına Siyah Kuş diyelim.
We'll call him Blackbird, after your uncle's old horse.
Ama Siyah Kuş çirkindi ve çok huysuzdu.
But Blackbird was ugly, and mean-tempered.
Onu hemen Blackbird'deki revire götürmeliyiz.
We must get her to the medical facilities on the Blackbird.
Blackbird'ü uçurabiliyorsam, uzay mekiğini de uçurabilirim!
If I can fly the Blackbird, I can fly the space shuttle!
Bu Morph degilse, Blackbird'ü yerim.
If that ain't Morph, I'll eat the Blackbird.
Blackbird geldi.
The Blackbirdjust come in.
Bye Bye Blackbird.
"Bye Bye Blackbird."