Blok traduction Anglais
3,794 traduction parallèle
Bu harika gösteriyi yapacak kişi A-blok, daire 14'ten biricik Sheila Sharma!
For your viewing pleasure we have... all the way from A-vving, apartment 14... the one and only... Sheila Sharma!
Selam... Bir tanık, mavi bir sedanı hastaneden bir blok ötede, bizim zaman çizelgemiz içerisinde başka bir arabanın aynasına çarparken görmüş.
Hey, so, uh, a witness saw a blue sedan take out a side mirror about a block away from our hospital in our time window.
Amanın, kadın bir blok ötede oturuyor.
Geez. The woman lives a block away.
Helikopter sahasının yolu buradan iki blok ötede, değil mi?
H1 onramp's two blocks from here, right?
Blok. Bu klinikten çıkarken görülen araba.
That's the car that fled the clinic fire.
Sokaktaki tüm bir blok onlara ait.
They've taken over a whole city block.
Postanedeki posta kutusunu, caddedeki eczanenin dört blok ötesinde bulacaksın.
You will find the mailbox in the post office which is located four blocks from the drugstore on that street.
Bir polis, cüzdanını bulmuş o taraftaki yarım blok ötede.
A uniform... found his wallet, blown about a half a block down that way.
Sadece bir kaç blok daha kaldı.
It's just a few more blocks.
Beekman'nın yaklaşık 10 blok yukarsında.
About 10 blocks up Beekman.
Motosikleti, Union İstasyonu'nun bir blok ötesinde bulmuşlar.
They found the motorcycle a block from Union Station.
- Cristina Fuentes evimden altı blok ötede bulundu.
Cristina Fuentes was found six blocks away from my house.
Sadece altı blok için Sue harikalar yaratıyordu.
Only six blocks to go, and Sue was doing great.
Sadece iki blok kaldı!
I only have two blocks left!
15 blok ötede.
That's fifteen blocks.
Arabayı birkaç blok yukarı bırakıyor.
He took the car up a few blocks.
Gamble'ın yerinin bir blok yanındayız, efendim.
Sir, we're one block over from Gamble's location.
Bir blok ötede, Sean.
One block away, Sean.
Zaten iki blok ötede oturuyorum.
I mean I'm only two blocks from here, so.
Hayır, yedi blok ötede olan oda için aradım.
No, I've been calling a place that's seven blocks away.
Aaa, bu biraz garip oldu, ama iki blok ötedeki bir ev dışında ki tamamen yanıyor ışıkları, tüm mahallenin elektriği kesilmiş.
Well, this is a little strange, but the whole neighborhood is out... of power, except for a house about two blocks up, which is completely lit up.
- İki blok aşağıda.
- Two blocks down.
Ne uzaklıkta? İki blok mu?
What is that, two blocks away?
Yani ama bu sayılmaz, hem sadece iki blok ötede.
Yes, but this overrides that, and it's only two blocks away.
İki blok aşağı gittim diyorum.
I went two blocks.
Tamam, şey, sağa dönmeliyiz. Ama üç blok önceden.
Uh, you should turn right... three blocks ago.
Gerçek et satan bir yer bulana kadar yedi blok yürüdüm.
I had to walk at least seven blocks before I could find a store that sold real meat.
anahtarım veya param yok, buraya gelmek için 40 blok yürümek zorunda kaldım, içeri girip ve arkadaşlarımı görmeye ihtiyacım var. Böylece anahtarlarımı alıp eve gidebileyim.
I don't have any keys or money, so I had to walk 40 blocks to get here, and I just need to get inside and see my friends so I can get my keys and go home.
Sinyal birkaç blok uzakta ama hareket etmiyor.
Signal's a few blocks from your position, but it's not moving.
İki blok yarıçapındaki herkesi imha edecek.
He'Il take out anyone within a two-block radius.
Arabanı birkaç blok öteye bırak ve buraya onun arabasıyla gelin.
Leave your car. Bring him here in his car.
- Brody'nin iki blok arkasında.
Two blocks behind Brody.
Ben... Benim hastanem iki blok ötede.
Mnh-mnh, my hospital's two blocks over.
Senatör, sizden F Blok'u temizlemek için izin istiyorum.
Senator, I requested your approval to isolate F-block.
Beş blok ileride.
It's five blocks.
D Blok'taki tüm yiyeceğimizi kaybettik. Aramaya çıkacağız o yüzden ; ne bulursak artık.
We lost all our food in cell block D, so we're gonna go look for more and whatever else we can find.
Biz çıkarken Bayan Richards A Blok'a geldi.
When Miss Richards went into A block, we were leaving.
Bizim için çok şey yaptın zaten ama buradan birkaç blok uzakta bir huzur evi var.
You've already done so much for us, but... There's an old folks home a couple of blocks from here.
A Blok'ta Lizzie'yle mi?
She up in A block with Lizzie?
Bir blok daha yürümeni söylemiştim.
I told you to walk one block further
Bir blok ötede çalışıyorum.
I work a block over.
14 blok yürüdüğün 1,200 dolarlık ayakkabılarını bu sayede alıyorsun.
That the shoes you walked 14 blocks in cost $ 1,200.
Tanrım, OG yakalandı birkaç blok ötede hasta karı satıyordu.
Hell, OG busted, runnin'dirty snatch a few blocks away. Hash too. Come on Train, I'm Homicide.
Siz genellikle operasyonda yalnızsınızdır, telsiz bağlantınız da yoktur, etrafınız sivillerle çevrili, desteğiniz ise gözlerden uzakta, bir kaç blok ötededir, böylelikle tespit edilemezler.
You're usually operating alone, out of radio contact, surrounded by civilians, while your support has to stay out of sight, often blocks away, so they won't be detected.
- İki blok uzaktayım, yoldan.
- I'm two blocks away, en route.
Devriye, kurbanın arabasını bir blok ötede bulmuş. Durun tahmin edeyim.
Patrol just found the victim's car a block away.
Locos'ların has adamlarından biri üç blok ileride oturuyor.
On the 3200 block of Orchard Street, Just three doors down from the Locos'reputed shot caller.
8 blok çapında bir alana yayılın, sivil araçlar hedefin etrafını sarsın.
I want an eight-block radius Of undercover vehicles surrounding the target.
dinle arabam üç blok ötede.
Listen, my car is three blocks over.
Kızı bir blok geride yakalamıştı.
Snatched her a block back.
İki blok uzağımdaydı.
I was only two blocks away.