Bonk traduction Anglais
81 traduction parallèle
Kafasını güm güm.
Bonk, bonk on the head. Bonk, bonk.
Çalış, çalış, çalış ya da güm güm, kötü çocuk.
Study, study, study, or bonk, bonk, bad kid.
- İyi davranmazsan, güm güm.
- Bonk, bonk unless you're good.
- Güm güm, vurun ona!
- Bonk, bonk, hit him!
- Güm güm, vurun ona.
- Bonk, bonk, hit him.
Paranız yok mu?
No money! ? [BONK, PING, TINKLE, SCRABBLE, DOINK]
Bonk. İşe yarıyor.
Push the button.
Bir gün kafayı dağıtacaksın!
You'll bonk your head.
Biraz uyumak ve seksle ilgili olan.
- What? About getting some sleep and having a bonk.
- Kafanı bir yere mi çarptın?
- Did you bonk your head?
Metinde bununla bununla sana vurmam gerektiği yazıyor.
Uh, the script says I'm supposed to bonk you with this.
Tam dışarı çıkıyordum, çarpıverdim.
- I'm really sorry. I just came out and bonk!
Çünkü hoşlandığım çoğu herif aptal ve mantıksız olduğumu düşünüyordu. Sadece benimle sikiştiler ve sonra beni terk ettiler ve benden hoşlanan heriflerse, bence sevimsizdi.
Because most of the blokes I fancy think I'm stupid and pointless, so they just bonk me and then leave me, and the kind of blokes that do fancy me, I think are drips.
Onlarla sikişmeyi bile düşünmedim ki böyle olunca hiçbir yere varamadık.
I can't even be bothered to bonk them, which does sort of leave me a bit nowhere.
Neden başka birinlen yatmıyorsun?
Why don't you bonk somebody else?
Annenin tam sevişmelik bir hatun olduğunu düşünüyor.
He thinks your mom's good for a bonk.
Çakmak mı?
- I was gonna bonk him. Bonk?
Acele et, Bonk.
Zip it, Bonk.
Bonk!
Bonk!
Evet, Bonk.
Yeah, Bonk.
Bonk.
Bonk.
- Bonk?
- Bonk?
Eminim harika düzülür.
I bet she great bonk.
Amanda Becker düzülmez.
You don't bonk Amanda Becker.
- Kafasına darbe aldı.
- Bonk on the head.
MI5 binasında kemrişmek uçak puanlarına bedel olsa gerek.
A bonk in the MI5 building has got to be worth some air miles.
- S harfi, salak.
"B" for... "Big-dick", "bonk"...
"B" harfi... "Binmek" olabilir mesela, ama yeterince iyi değil, ya da "becermek".
"Bollocks" or "Bonk"... but they're not worth much.
Bakha dedi ki, "Anelka'ya kaymak ister misin?"
Bakha said, "Do you wanna bonk Anelka? ."
Sen de Kör Bonk gibi pis kokuyorsun!
And you stink like Bong the Blind!
Kafasına ağır bir nesneyle vurmuşlar.
Heavy object, skull, bonk.
Spor yaparken çadır dikmek çok aşağılayıcı olur.
'Be so demeaning to get a bonk on while exercising.'
Bir zaman önce bu galaksilerden biri diğerine çarptı.
Every once in a while, one of these galaxies is gonna bonk into another one.
Kafanızı çarpmak ; kim olduğunuzu, değiştirmenizi sağlayabilir.
so a bonk on the head does make you free to change who you are.
Neden kafama dev bir sopayla vurmuyorsun?
Why don't you just bonk me on the head with a giant club?
Bana tüm onların, kafandaki şişlikten geldiğini söyleyemezsin.
You can't tell me all that just came from a bonk on the noggin.
Şey, bu çok hoş ama sorun değil fakat orada şişe ya da sopayla birinin olması iyi olurdu.
That's great. I think I'm OK with him, but it would be good to have someone else there with a bottle or a spanner to bonk him on the head with if he tries anything.
Neden beni bayılttın, gerizekalı?
Why'd you bonk me, you idiot?
Arabada tekrar, tekrar ve tekrar oynayabileceğimiz tek bir oyun var : Dürtmece.
Well, there's only one game we can play in the car over and over and over again : bonk it.
Dürt.
Bonk it.
Dürt-dürt-dürt.
Bonk-bonk-bonk it.
Sıra babanıza geldi!
Hey, kids, it's daddy's turn. Bonk it. Bop it.
Dürt.
Bonk... It.
Sadece biraz şakacıktan sevişeceğiz.
Just one good imaginary bonk.
Bak, illa ki buna sevişme dememiz gerekmez.
It doesn't have to be a bonk.
Kafaya vurmaktan daha komik bir şey olamaz.
There's nothing funnier than a good old bonk on the head.
Köpek balığının burnuna bununla hafifçe vur.
Gently bonk the shark on the nose with this.
Alış veriş paketleri taşıyordur ve sen ona çarparsın, elindekileri döker, sen de ona yardım edersin, düşenleri toplarsın ve kafalarınız birbirinize çarpar beyin sarsıntısı geçirdiğini düşünür, sen de doktor olduğunu söylersin, sana aşık olana kadar bu oyunu sürdürürsün, burası, onun düşündüğü adam olmadığını itiraf ettiğin kısımdır.
She's carrying groceries, and you bump into her and she spills them and you try to help her pick'em back up, and you bonk heads, and she's concerned she might have a concussion, so you tell her you're a doctor, and you keep up the ruse until after she's fallen in love with you, at which point you confess that you're not the man she thought you were, and she's furious and never wants to talk to you,
Bira direk beynine gitti.
Bonk. That beer went straight to your head.
"Koza" mı dedi?
What is "bonk"?
Bum.
- Bonk.