Both traduction Anglais
96,501 traduction parallèle
İkisi de lanetli.
They're both cursed.
Ya da ikimiz de.
Or both of us.
İkinizde.
Both of you.
Sadece bizi kilitli miydin İçeride, biliyor musun?
You just locked us both inside, you know?
Memnuniyetle ikisini de beceririm.
I'll gladly fuck them both. Hey.
Artık ikimiz de kanamaktayız.
Well, now we're both bleeding.
İkinizi de öldürecek kadar çok şey.
More than enough to kill you both.
Yanaklarını patlatın İkiniz de lisanslısınız.
You're both royalty.
Baba, oğul kalacak evleri olmadan, orada burada saklanıyorlar.
Without even a house to sleep in, both father son are hiding somewhere!
İkimiz de.
Both of us.
Eğer isterseniz orada kalabilirsiniz.
You both can stay there if you want to!
- Siz ikiniz aynı yerden misiniz? - Evet!
- Both of you are from the same town?
Siz hemşeri değil misiniz?
Aren't you both from the same town?
Ama artık beni bilgilendir ve ikimiz de günün kalanına devam edelim.
But at this point, hit me with it, and let us both get on with our days.
Conway'e ikisi de lazım.
Conway needs both.
Başarısız olursak ikimiz de sorumlu oluruz.
If we fail, it's on both of us. I won't be able to protect you.
Bu ikimiz için de... çok rahatlatıcı olmaz mı?
And what a relief that will be... for both of us.
İhanetin bedelini her ikisi de ödemeli!
They both should pay the same price for their treason.
İkisi de öldü.
They are both dead.
Lizzie onunla buluşman için sana yazmıştı ama ikimizde isteğimizin dışında Westminster sarayında tutuluyoruz.
Lizzie wrote to you to meet her but both of us have been held here in Westminster against our wishes.
İkiniz de biliyor muydunuz?
You both knew?
Annem bu sarayda bir yerde kilitli ve sen de bana nerede olduğunu söyleyeceksin, yoksa yoksa bebeğimi baskı uygulayarak çıkarırım, ikimizde burada ölürüz.
She is locked in this palace and you will tell me where or I will push this child from my body, right here on the floor, and we will both bleed to death.
- İkinizi de.
Both of you.
- Evet istiyorum. İkimiz için de.
For both of us.
İki seçeneği de anlayabiliyorum.
I can see both sides of this.
Koşuyor olacağım.
[both laughing]
Gözü kaplan, hafızası Japon balığı gibidir.
Eye of the tiger, memory of the goldfish. [both chuckle]
Gözlerime mi yoksa göğüslerime mi bakıyor hiç anlayamıyorum.
I mean, I can never tell if he's looking me in the eyes or at my boobs. - [Muffy] Oh, it's both.
Sadece şaka yapıyorum.
- [both laugh] Hey, are you around tonight?
Araba Bu hem sportif, hem de faydacıdır.
A car that is both sporty and utilitarian.
Mutlulukla, bu iki sorun da çözülecekti Bir spor otomobilin gövdesiyle taktığımda.
Happily, both these problems would be solved when I fitted it with the body from a sports car.
Ve biraz daha az havalı, ama... Bunların her ikisi de Dört teker çekişlidir, iki kişiliktir,
And it's a bit less bouncy, but... both of them are four-wheel-drive, two-seater, drop-head V8s.
Hammond ve May'ın bir veya iki küçük sorunu vardı. Ikisi de, benim arabamı üretime sokarsak, Bu beni bir servet yapacaktı.
While Hammond and May had one or two minor issues, they both agreed that if I were to put my car into production, it would make me a fortune.
- Her ikisi de 155 mph yapar.
- They both do 155mph.
Sadece meslektaşlarımın yanılıyor olması.
It's just that both my colleagues are wrong.
Iki silindir çıkarıldı. Tam bir tesadüf olduğunu söylediler. Her iki motor da aynı delik / strok ve V açısına sahiptir.
They say it's a complete coincidence that both engines have the same bore / stroke and V-angle.
Her ikisine de sahip olacaktınız, tabii ki.
You would have had both, obviously.
Hammond, ikisini de bağla beni baştan çıkar.
Hammond, tie both of them to this and give me a thumbs up.
Fiat, motor gibi bazı önemli şeyleri tedarik ediyor Ve ceset, Ancak iki araba da inşa edilmiştir
Fiat supply some important things like the engine and the body, but both cars are built on the same production line in Japan.
BMW ve Mercedes hem turbo şarjı kullanıyor Iktidar ihtiyacını dengelemek için Iyi emisyon ihtiyacı ile...
BMW and Mercedes both use turbocharging to balance the need for power with the need for good emissions...
Öyle Adlarımızı karıştırdık Çünkü her ikisi de J. ile başlar.
That's like muddling up our names cos they both begin with j.
İkinizde mi aynı günü yaşıyorsunuz yani?
So you're both reliving the same day?
Yani hem android mantığı hem de duygusal muhakemesi olan biri daha mı hızlı çözer?
So someone with both android logic and emotional reasoning could solve it faster?
Chase onu, sana saygısından yarattığını söylüyor ama ikimiz de yalan söylediğini biliyoruz.
Chase said that she was created as a tribute to you, but we both knew he was lying.
İki geminin de motorları devre dışı görünüyor.
It appears the engines on both ships have been disabled.
Sanırım ikimizde doğru şeyi yapmanın her zaman için doğru şey olmadığını... öğrenmiş olduk.
I guess we both learned that... doing the right thing... isn't always the right thing to do.
İdeal olan, iki tarafın biribirini yenecek kadar zayıflatmasına yetecek bir süre sonra biz sadece gidip silip süpüreceğiz.
Ideally, long enough until both sides are so weakened beating the shit out of each other we can just swoop in and clear the table.
Kimse onları özlemiyor.
No one mourns them. [grunts ] [ both grunting ] [ both panting ] [ both grunting]
- Hayır, ikisi de.
- No, it's both.
İkisine de.
Both.
Biraz yardım aldım.
I had a little help. [rock music ] ♪ [ both grunting]