Bout traduction Anglais
4,092 traduction parallèle
"Bayan Lockhart"? Yok. Sadece Lily yeterli.
How'bout we just... go with just Lily.
Onu ikiye düşürsek diyorum.
How'bout on two, huh?
Buna ne dersin?
How'bout that?
Ya sen?
How'bout you?
- Kemikleri yerim.
Now you're just creating more beef. You can eat it off the floor like a dog, how'bout that?
Bir beyefendi olup, sana bir transfer teklif etsem?
How'bout I be a gentleman and come to you for the handoff?
♪ When it's perfect Buna ne dersin, ha?
♪ When it's perfect how'bout that action, huh?
- Buna ne dersin?
- How'bout that?
Peki, bu oyun hakkında en sevdiğim şey hiç kimseyi öldürmemin verdiği rahatlık. Bu yüzden gerçekten bu iş çok eğlenceli. Bonus tecavüzü hakkında, ne biliyorsun?
Well, my favorite thing about the game is... is they got no scruples'bout killin'nobody, so they really can't say shit about a bonus raping, ya know?
- Nasıl ama?
- How'bout that?
Uh... Peki ya bu adamı?
Uh... how'bout this guy?
Peki, ya sen?
Okay, how'bout you?
Benim seni konuşturmama ne dersin?
How'bout I make you talk?
Kendi işine bakıp, yatıp uyumaya ne dersin?
So how'bout you mind your own business and get some shut-eye?
- Şuna ne dersiniz?
How'bout her?
Eskrim yapmaktan daha tatmin edici olduğunu kabul etmelisin.
Now, tell me that wasn't more satisfying than a bout of singlestick.
Bu aygıra ne demeli? Bu araba çok rahattır.
How'bout those Bears, huh?
Sende durumlar nasıl?
Uh, pretty awful. How'bout you?
Bize giriş yetkisi lazım.
we need access. how'bout this?
- İyi gidiyor, senden ne haber?
- I'm good, how'bout you?
Bu yüzden "Teşekkür ederim" demeye ne dersin?
So how'bout "thank you"?
Tam yanında dikilen cerrah için bir saniye - beklemeliydin, ne dersin?
How'bout you should've waited one second for the surgeon standing right next you?
Bir dahaki sefere küçük bir uyarı yapmaya ne dersin?
How'bout a little heads-up next time?
Peki ya sen dostum?
How'bout you, bud?
Artık Suudi Arabistan'ı düşünmüyor musun?
Hey! You think anymore'bout Saudi Arabia?
Bu büyüklük nasıl?
How'bout that size?
Şuna ne dersin?
How'bout this?
Bayanlar ve baylar, üç numaralı dövüş. Sıradaki maçımız 6 devrelik. Lindon, Utah'dan gelme serbest güreşçi.
Ladies and gentlemen, fight number three on our six-bout card features a matchup with this freestyle wrestler out of Lindon, Utah.
Yerel spor karşılaşmalarına gelince, şehrimizin gözde boksörü Billy Marco, karşılaştığı "Tetikçi" Tommy Novak'tan aldığı ağır darbeler sonucu hastaneye kaldırıldı. Genç sporcunun kritik durumu sürüyor.
Turning to local sports, hometown favorite Billy Marco remains in critical condition tonight after a brutal bout with aging slugger, Tommy "The Trigger" Novak.
En sevdiğimiz Avusturyalı müzisyenden birkaç parçaya ne dersiniz :
How'bout I kick out a few tunes from our favorite Austrian melody maker,
Hey, bir dahaki sefere Sana yeterince - Yeterlimiyim?
Hey, judgy, how'bout next time I tell you when you've had...
Kilise toplantılarında mesela?
How'bout a church social?
Peki bunu daha sonra yapsak nasıl olur?
Now, how'bout we do this later, though, okay?
Otobüs terminaline kadar götürebilir misin?
How'bout the bus station in Acacia?
Çocukluk aşklarını unutmanın vakti gelmedi mi artık sence de?
'Bout time to let childhood romances go, don't you think?
Sana biz okuldayken, beni Fred ve George Little'ın elinden nasıl kurtardığını anlatmış mıydı hiç?
Ever tell you'bout the time that he saved me... from gettin'whooped by Fred and George Little back in school?
Yedi ay kadar önce, bölgedeki Kızılderili 51 numara bir ayakkabı sipariş etmiş.
Native on the reservation ordered a size 16'bout seven months ago.
Buralarda Ford F-350 boyutlarında bir kamyonet görmüş müydün hiç?
Do you remember seein'around here... a dually'bout the size of an F-350?
- Peki ya sağlık problemleri?
'Bout medical problems?
- Peki ya polis?
'Bout police?
Sana bunu daha önce söylemiştim dostum, ama sen...
I should'a told you'bout this before, mate, but you...
Bunun hakkında bir şey bilmediğine göre sorun da yok.
S'okay,'cause she don't know shit'bout it neither.
Profillerde mi?
'Bout profile?
Küçük emlakçı iş kadını Mona nasıl?
How'bout the little property tycoon, Mona.
Yarışma berabere kaldı.
The bout is a draw!
Diyelim ki ben bir suçluyum?
How'bout if you found out I was a criminal?
Bunlara bakmaya ne dersin?
How'bout you fucking see these, then.
Peki ya sen, Vaiz?
How'bout it, Preacher?
Üçlüye ne dersin?
How'bout a threesome? [grunts]
Kızın bir sürü harika özelliği vardı haddizatında.
So many great things'bout this girl :
Ya siz?
How'bout yourself?