Brandy traduction Anglais

Konyak ve kağıt parçaları çok amatörce olmuş.

The brandy and screwed-up paper routine is pure amateurism

Brandy?

Brandy?

Brandy, yandın.

Brandy, you're out.

Pekâlâ, kim konyak ister?

Right, anyone care for a brandy?

Ben de şerefe kadeh kaldıracağım ama bunu biz beyler garaj önünde puro ve brendi içerken yapacağım.

I have a toast of my own. But I'll save it for when we gentlemen have our cigars and brandy out on the driveway, uh?

Sakin olun ya. Adam Brandy'yi söyledi.

YEAH, RELAX, EVERYBODY, ALL RIGHT?

Şarkı tek oktav.

YOU SANG "BRANDY." IT'S LIKE ONE OCTAVE.

Samantha'nın sesi çok güzel. Yeni Brandy olabilir.

With a voice like that, Samantha could be the next Brandy.

Brandy ne?

What's a Brandy?

Senin o rahat Thames House'ında bir bardak brendi eşliğinde konuşmadığımızı fark ettim.

I notice we're not talking in your cosy Thames House office over a glass of brandy.

- Kanyaklı.

- Brandy.

Çok iyi bir şaraptır

- He / she drinks brandy.

- Merhaba, Brandy.

- Hi, Brandy. How you're doing?

Bir şeyler bildiğimi de nereden çıkardın, Brandy?

What makes you think I know anything, Brandy?

Sana yardımcı olamam, Brandy.

I can't help you there, Brandy.

Yeni barmenimiz Brandy.

Brandy is your new bartender.

- Nasılsın Brandy?

- How you've beenBrandy?

Brandy Brenner.

Brandy Brenner.

Brandy, bu gece işe başladım.

I'm Brandy, I started tonight.

Seni buralara hangi rüzgâr attı, Brandy?

What brought you here, Brandy?

Brandy, bana bir iyilik yapar mısın?

Brandy, could you do me a favor?

Brandy'den uzak dur.

Just stay away from Brandy.

Nasılsın, Brandy?

How you're doing, Brandy?

Konyak severim, Brandy'de severim.

I like cognac. I like brandy too.

Genellikle konyağın yanında biraz brandy içerim.

Usually I have a little cognac with a splash of brandy on the side.

Brandy'imde var.

I have brandy too.

Brandy!

Brandy!

Brendi iç.

Have some brandy.

- Benim de. Brendi sosuyla.

In brandy sauce.

Şurada bir şişe brendi görüyorum.

I think there's a bottle of brandy.

Brendi gibi kokuyorsun?

You smell like brandy.

İçkinin tadı ölümsüz.

Your brandy is deadly!

Brandi?

Brandy?

Buralarda bir yerde kayısı brendimiz olacaktı galiba.

Ah. Uh, I think we might have some apricot brandy knocking around.

- Brendi mi?

Brandy?

Biraz daha brendi lütfen.

More brandy please..

Glenys, Sir Nigel'a brendi verme

Glenys, don't serve Sir Nigel the punch with brandy

Bayan Wiggin.Kahvemize bir damla brendi kattım.

I have taken the liberty of adding a splash of brandy to our coffees.

Barmenden bana bir kanyak koymasını istedim. Bardan okyanusu görebiliyordum.

So I had my, got the bartender to fill me up a brandy and water... and you could look out the bar, and look right out to the ocean.

Elimde kanyağım, suya girdim. Bir yandan da hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

And I got my brandy and water up in the air... and I'm going out in this water... and I'm sobbing.

Hoş bir tesadüf ki tamı tamına iki kadeh brendimiz kalmış.

By another amazing coincidence... I have here the exact amount for another two glasses of brandy!

Buz, rom, votka, misket limonu, nar şurubu ve bir miktar kayısı konyağı?

Ice, rum, vodka, lime juice, grenadine and a dash of apricot brandy?

Brendi falan?

Brandy or something?

Tamam, 200 pounduna amuda kalkıp iki brendi bardağını ayakkabılarımın üstünde tutabilirim.

200 says, I can do a handstand and balance two brandy glasses on the soles of my shoes.

Brandy ve Crystal ile birlikte.

With Brandy and Crystal!

Hector. İçeri gel de birer konyak içelim.

Hector, why don't you come inside with me and have a brandy?

O Brandy mi, içinde...

So, is that Brandi with a "y" or an "i"?

Birileri kilidinle mi oynaşmış, Brandy?

Someone screw with your locker, Brady?

Brandy içen varmı?

Brandy anyone?

Getir onu, Brandy!

Go, Brandy!

Tamam mı?

Like that. You've got to sound like you're pissing brandy and you're crapping plum pudding, sir, if you'll pardon my Klatchian. See?