Brax traduction Anglais
64 traduction parallèle
Söylediğin gibi, Brax, Bu at hakkında haklıydın.
Say, Brax, you were right about that horse.
- Brax Rutledge?
- Brax Rutledge?
Niye oturmasına izin vermiyorsun?
- Sit down there, Sergeant. Brax, you heard the Lieutenant.
Dışarda kaç saldırgan vardı?
Give it to us, Brax.
- Söyle bize, Brax.Seni burada niye bulduğumuzu anlayamadık.
We never figured to find you here.
Brax, bütün söylediğimiz şu, biz senin arkadaşınız.
Brax, but all we're saying, we're your friends.
Şimdi beni dinle, Brax, ve kulaklarını iyice aç.
Now listen to me, Brax, and hear me well.
Ama Brax, neden kaçtın?
But Brax, why did you run away?
Herşey senin aleyhine, ama seni tanıyorum, Brax. Şimdi de inanıyorsunuz efendim, değil mi?
You believe it now, sir, don't you?
Artık, benimle daha fazla oyun oynama, Brax.
Now, don't you play games with me, Brax.
Sana yardım etmeye çalışıyorum, Brax.
I'm trying to help you, Brax.
Bir aptallık yapma, Brax.
Don't you be a fool, Brax.
Matara, Brax, mataram.
Canteen, Brax, my canteen.
Onlara ne olacak, Brax?
What's gonna happen to them, Brax?
Bu doğru, Brax.
That's the truth, Brax.
Başkanın kendisi Brax'ı Washington'a çağıracak ve onun elini sıkacak.
The President himself is gonna call Brax back to Washington just so he can shake his hand.
Brax, sakın özgür olacağını sanma.
Brax, don't you count on going free.
Brax, gitmek zorundasın.
Brax, you've got to go.
Brax'ta seni görmekten heyecanlanmadılar.
They weren't thrilled to see you on Brax.
Çünkü ben sıçanlar için ödeme yapmam ve sen bir sıçansın, Brax.
Because I don't pay out rats, and you're a rat, Brax.
Üzgünüm, Brax.
I'm sorry, Brax.
Beni becerecektin, Brax.
You were going to fuck me, Brax.
Senin gibi adamlar böyle büyük oynayamazlar ve kazanamazlar, Brax.
Guys like you don't bet on long shots and win, Brax.
Hey, Brax, yardıma ihtiyacın var mı?
Hey, Brax, need some help?
Daha önce bir psikiyatrist ile görüşmüş müydün, Brax?
Ever been to a shrink before, Brax?
Benim bir fare kıçına döndüğüm gibi!
As if I give a garanta's brax!
Brax nasıl?
How's Brax?
Diğerlerinin istediğini hiçbir zaman kale almam.
I don't give a garanta's brax what the others want.
Şş, Brax.
Shh, Brax.
Dexa ve Brax ile tanışmanızı isterim.
I'd like you to meet Dexa... and Brax.
Elbette, Dexa, Brax... bu benim vaftiz kızım, Naomi.
Of course. Dexa, Brax... this is my goddaughter, Naomi.
Belki de Brax benimle sanal güverteye gelmek ister.
Maybe Brax would like to go to the holodeck.
Brax'i, babasının hayatta olduğu zamandan beri bu kadar mutlu görmedim.
I haven't seen Brax this happy since his father was alive.
Gel buraya Brax.
Come on, Brax.
Kalamaz, Neelix.
He can't, Brax.
Brax adında bizi soran biri var.
There's a guy named Brax who's been reaching out to us.
Brax'ı tanıyorum.
I know Brax.
Ben Brax.
This is Brax.
Brax'la senin çocukluk arkadaşı olduğunuzu biliyorum...
I know you and Brax were friends from childhood.
Bunu Brax'e borçluyuz.
We owe it to Brax.
Brax Young.
Brax Young.
Sen ve Brax ayarladı.
You and Brax set it up.
"Brent, Lyle, Jennifer, Wayne, Beth, Brax, Gina ve Karen."
"Brent, Lyle, Jennifer, Wayne, Beth, Brax, Gina... and Karen."
Brax?
Brax?
- Bu bir itiraf mı, Rutledge?
Drop it, Brax!
- Silahını indir, Brax!
Get him!
Brax, Teğmeni duydun.
Let me see it.
Otur, Brax.
Sit down, Brax.
Gözlerime inanamadım.
It's against everything I know about you, Brax.
Brax.
Brax.
Brax!
Brax!