Bu yasadışı traduction Anglais
2,271 traduction parallèle
Bu yasadışı?
It's illegal?
Bakın, oğlunuz beni tehdit etti ve bu yasadışı.
But, look, he threatened me and that's illegal.
- Benim işyerimde bu yasadışıdır.
Where I work it would be illegal.
Bu yasadışı değil mi?
Isn't this illegal?
Bu yasadışı!
It's a n outrage!
Dostlar, bu yasadışı içkiyi paylaşan kıymetli arkadaşınız Bender şerefine kafaları çekelim.
My friends, let us share this booze in a toast to our dear friend, Bender.
Yaşadığı bu sıkıntıyı bir an önce halletmek istiyoruz.
We want to get this difficult situation behind him As quickly as possible. You're wasting your time if you think
Bu şey onca yıldır Vaughn Carpenter olarak yaşadı..
Well, this thing's lived as Vaughn Carpenter all these years.
Bu ülkede yasadışı yollarla ikamet ediyorsunuz ve Rusya'ya gönderileceksiniz.
You are illegally in this country. You will be deported back to Russia as soon as possible.
Hayır, bu olmayacak tamam mı, çünkü mahallemde gerçekleşen bir cinayeti soruşturuyoruz ve senin ve içinde yaşadığın şu şeyin yoluma çıkmanıza izin vermeyeceğim.
No, that's not gonna happen, okay, because we are investigating a murder... that has happened in my neighborhood, and I'm not gonna let you and this thing that you live in... get in my way.
Bu tutukluları yasadışı yapan ne peki?
What makes these detainees illegal?
Bu da yasadışı tutuklular olduklarını kanıtlar.
That proves they're illegal detainees.
Ama bu resmen yasadışı!
But that's bloody illegal!
Ayrıca hiç mantıklı değil çünkü içinde yaşadıkları bu şeyler kır evine benziyor ama bunu yapmaya devam edersen ne anlamı var?
Doesn't make sense, though,'cause these things they're living in look like bungalows. But what's the point if you got to keep doing this?
Ben de bu nazik memurlara yasadışı böcek ticaretine nasıl karıştığını anlatırım.
I'll just explain your involvement in the illegal exotic animal trade with these friendly officers.
Bu tamamen yasadışı değil ama gene de çok....
Now, that's not totally illegal, but it's still highly...
Muhtemelen son yıllarda bu yola sapmasına yol açan bir kayıp yaşadı.
He's probably experienced some kind of loss these past few years that started him down this path.
Bu kadının kızkardeşi ülkede yasadışı bulunuyor ve onu almaya geldim.
This woman's sister's in the country illegally, and I'm here to detain her.
Bu sıralar normal olmayan birşeyler yaşadın mı?
Any out of the ordinary incidents recently?
Bu dünya, Daşaratha'nın oğulları yaşadıkça cesur savaşçılardan yoksun değildir!
This earth is not devoid of brave warriors! As long as the son's of Dashrath live.
- Ming-Tai'nin yaşadığı şey bu mu?
Is this what's happening to Ming-Tai?
Umarım bu yasadışı değildir.
I hope that's not illegal.
- ve bu gece yeterince şey yaşadı.
And she's been through enough tonight.
Neden böyle bir şey... çünkü Charlotte sana söz verdirdi. Ama bu yasadışı.
Well, that's illegal.
Yasadışı mı bu?
Is that illegal?
Anayasaya göre, devletin kanun koyma hakkı yoksa, bu nasıl yasadışı olabilir ki?
Well, if the government has no right to regulate, according to the constitution, then how can that be illegal?
Yüzde doksan dokuzu ise daha önce yaşadılar ama şu anda soyları tükendi, ki bu kalan yüzde birlik kısım 5 milyondan fazla tür ediyor.
99 % of all animal species that ever existed are now extinct, and that remaining 1 % is five million strong.
Bu, en son yasadışı gizli kumar raporu.
This is the latest report of illegal indoor gambling.
Yoksa neden bu sıradan kızla yaşadığım her an masal gibi geliyor?
If it's not it, then why the heck does my every moment with the ordinary girl, feel like a fable?
Sen hep böyle yaşadın, senin karakterin bu.
That's how you have lived and that's your personality.
Sırf ailen kötü bir boşanma yaşadılar diye bu, bizim de kötü bir boşanma yaşayacağımız anlamına gelmiyor.
Just because your parents had a bad divorce does not mean that you're going to have a bad divorce.
Bu faaliyetler arasında alkol ya da yasadışı madde tüketimi müstehcen ya da alçaltıcı müzik dinlemek ya da uygunsuz veya şehvetli danslar etmek.
Such activities include consumption of alcohol or unlawful drugs, listening to vulgar or demeaning amplified music, or participating in lewd or lascivious dancing.
Şayet bu konuda yanılıyorsa... nerede yanlışı olduğunu anlamaya başlayacaktır. Kavramsal aracı yoksa... yaşadığı soyut bir deneyim olacaktır.
Now, when he's had an abstract experience, he may wish then to give himself explanations of it.
Bu arada hayatımda yaşadığım en güzel seksti.
Oh, by the way it's the best sex of my life.
Bu kızın neler yaşadığını anlayabiliyor musun?
Do you have any idea what she's been through?
Bir oda hayal et.Aynı bunun gibi tüm yasadışı para aklamalarının, aktarımlarının olduğu dosyalar düşün bu odada.
Imagine a room, just like this one Filled with paperwork documenting every illegal transaction you have done in your life.
Yasadışı, bu bir.
It's illegal, number one.
Tahtı bıraksan da bırakmasan da. Bu yaşadığımız sence nasıl bir hayat, dünyanın en meşhur parazitleri olarak amaçsızca dolaşmak?
What kind of life do you think we're going to have, wandering around as the world's most celebrated parasites!
Bütün bu yaşadıklarımızı düşününce kafam karışıyor. Ama bu sıkıcı hayatta,... hayallerin nasıl gerçekleşecekse onu yapmalısın?
We got mixed feelings about the whole experience, but in a humdrum life, you gotta take your fantasies where you can find them, you know?
Şu an yaşadığı deneyim ona bu sınıfta öğreteceğiniz her şeyden daha zengin.
The experience he is having is so much richer than anything you could teach him in this classroom.
Mülk sahibi yasasına rağmen, müvekkilinin boşaltma talebini yasadışı yapıyor. Bu dava, uygun değerdeki çok iyi bir yerleşimle sonuçlanabilir.
Regardless of the landlord's policy making the eviction of your client illegal, and upping the value of what will now be a really nice settlement.
Ancak uzun zaman önce savaşçılar işte bu tür şeyler yaşadılar.
But a long time ago that's the kind of thing warriors went through.
Yaşadığım yerde, ben hiçbir yere gitmeyen kötü çocuğum. ve burada olmamın tek sebebide bu.
Where I live, I'm a bad guy who's going nowhere, and that's the only reason I'm here.
Çünkü senin çıkmana izin verdiler,.. ... ki bu da, ödemelerinin yapıldığı düşünülecek olursa, yasadışı.
That's'cause they let you out, which is also illegal considering what they'd been paid.
Tamam bu yaşadığın psikolojik ikilemden annenin nerede olduğunu bildiğini mi çıkarıyoruz?
So this psychic two-way you got, that mean you know where Mom's camped?
Sizin için, bizim neden bu şekilde yaşadığımızı anlamak zor, biliyorum.
I know it's hard for you to understand why we live the way we do.
Yasadışı, olağanüstü aptalca şeyler yapıyor olmanız gerektiğini düşündük. Bu yüzden, gidebileceğiniz en geri zekalıca yerlere birimleri yolladık.
We thought you must be out there doing something incredibly stupid against orders, so we sent patrol units everywhere we figured you'd be moronic enough to go.
Slade yaşadığına göre bu asla kaçışı olmayan yerde biri aile mührünü çalmış.
Well, I'd say Slade is living proof that someone stole your family key to never-never escape land.
Bildiğiniz gibi, bu yılın başlarında dokuz yaşındaki kızımız, Emily'nin trajik bir şekilde kaybetmenin acısını yaşadık.
As you know, earlier this year my family endured the tragic loss of our 9-year-old daughter, Emily.
Dahası var. Bu sefer emin olmalıyız. Birine yasadışı dadının peşinde olduğumuzu Childs'a haber vermesini sağladım yemi yuttu ve bizi kıza götürdü.
I wanted to seal the deal this time, so I had someone hint to Childs that we were pursuing the illegal nanny's identity.
Tüm hayatım boyunca ve burada ailemle yaşadığım o kadar süre... bu şekilde oldu.
It's the way it's been my entire life which is how long I've lived here with my family.
bu yaz 17
bu yalan 50
bu yasak 17
bu yanlış 112
bu yanına kalmayacak 17
bu yasal değil 22
bu yasal mı 22
bu yaşta 24
bu yasalara aykırı 18
bu yalan 50
bu yasak 17
bu yanlış 112
bu yanına kalmayacak 17
bu yasal değil 22
bu yasal mı 22
bu yaşta 24
bu yasalara aykırı 18