Buddies traduction Anglais
3,370 traduction parallèle
Dün akşam çizimi dağıtmaya hazırlanırken eski üniversite arkadaşlarımdan biri çizimdeki kızın tanıdık geldiğini söyledi.
I was about to put the sketch out wide last night when one of my old uni buddies said Sketch Girl looked familiar.
Wes'in poker arkadaşlarının ufak çaplı cürümlerden başka suçu yok.
None of Wes's poker buddies have anything other than a few misdemeanors.
O ve arkadaşlarının birkaç şeyini göndermiş.
She emailed me a couple of her and her buddies.
Onlar ahbaplardı.
They were buddies.
Tam olarak değil. Ben ve torbacı arkadaşlarım psikopat bir meksikalı herif uydurduk ki insanları bize ödeme yapmaları için korkutabilelim.
Me and my dealer buddies made up this psychopathic, crazy Mexican dude so that we could scare people into paying us.
Gerçekten iyi arkadaşız.
We're real good buddies
Ama biliyorsun ki, Mancini ve Savcı golf arkadaşı.
But you know, Mancini and the DA are golfing buddies.
Şimdi gidip salondaki dostlarıma davetiyemi veriyim.
All right, I'm gonna go invite some of my gym buddies to the wedding.
Kankayız.
Uh, see, we're buddies. [Laughs]
Bence takıldığın dostlarından birini çimene gömmekle meşguldür.
My guess is she's taken a divot out of one of your hang-out buddies.
Sekiz saatimi... "... dostlarımla sarhoş olmaya ayıracağım! "
I've gotta spend eight hours getting drunk with my buddies! "
Sadece vücudum için anlaşmaya imza atmak ister misin?
Would you just sign the contract for my buddies?
Gates'le kanka olmuşsun, bununla ne yapacağını biliyorsun.
Now that you and Gates are bosom buddies, you'll know what to do with that.
Kankalarinla iyi vakit gecirmek biraz zor oluyor bir ladyboy suratina killi taşaklarını ovarken.
It's hard to enjoy bonding with your buddies when you got some he-she shaking her furry gonads in your face.
Kitap kankaları!
Hey, study buddies!
Seni cinayetle suçlama şeyi için kusura bakma. - Arkadaş mıyız hala?
Sorry about the whole "Accusing you of murder"... still buddies?
Yapmak istediği sadece dostlarımla bira içip, poker oynamaktı
All I wanted to do was drink beer and play poker with my buddies.
Kankalarını toplayıp partiye dalmaya karar veriyorsunuz.
Get your buddies together, you decide to break up that party.
Dale arkadaşlarıyla dışarıdayken evde oturamazdım zaten.
I didn't feel like staying home by myself while Dale's out with his buddies.
Beraber zıkkımlandıkları arkadaşları bulmuş.
However, we have already tracked down all his drinking buddies.
Bir de baktım ki Fiona'nın eski silah taciri dostlarından oluşan bir kalabalık geliyor.
I look over, and I see a gaggle of Fiona's old gun buddies.
Durup, HPD'yi veya dostun McGarret veya Williams'ı aramaya zahmet etme.
Hey, don't bother stopping to call HPD or your buddies, McGarrett and Williams.
Dostlarına fısıldamalarını kesebilirler, söyleyebilirsin.
You can tell your buddies they can stop whispering.
Kötü günlerde dostlar
Buddies through all of the gray days
Yanlış işler olurken dostlar
Buddies when something went wrong
Kanka gibi konuşuyoruz.
We're talking as buddies.
Bunların hepsi Montgomery ve onun polis arkadaşlarının gangsterleri fidye için kaçırmasıyla başladı.
Well, all of this started when Montgomery and his cop buddies started kidnapping mobsters for ransom money.
Sanki sen beni bankacı arkadaşlarının yanında hiç yerin dibine sokmadın?
Like you never talked smack about me to your i-banking buddies?
Kankaydık. O yüzden birlikte iş kurma fikri normaldi.
We were buddies, so going into business together was just a no-brainer.
Birkaç motorcu arkadaşıyla ve eski sevgilisiyle konuştum.
I talked to some biker buddies and an old girlfriend.
Piyanist Pascal arkadaşımdır.
And I'm buddies with Pascal, the piano player.
- Yapma. Eski dostların için bir şarkı söyle.
Oh, come on, one song for your old buddies.
Biliyordu ki onun arkadaşları için değildi Tim 11 Eylül'de canlı kalamazdı ta ki şu hayatları kurtarana dek, Diane Warren ve James.
He knew that if it wasn't for his buddies, that Tim wouldn't be alive on September 11 to save the lives of Diane, Warren... and James.
Keşke yönetim kurulundaki arkadaşların seni bir de böyle görselerdi.
Ooh. If your boardroom buddies could see you now.
Arkadaşlarından biri bütün gerçek canavarların etrafa uyum sağlamaları kolay olduğu için Cadılar Bayramı'nda ortaya çıktıklarını söylemiş.
One of his little buddies told him Halloween was the only time when all the real monsters come out because they can blend in.
Bazı arkadaşlar ve ben Poor Richard'ın yerine gideceğiz, bira ve bilardo için.
Hey, some buddies and I are going to poor Richard's for beers and pool.
Insanlar Afrika'da açliktan ölüyor ve ben harika bir gecede kankalarimla karnavaldayim.
Yeah, people are starving in Africa, and I'm at a carnival with my best buddies on a beautiful night.
Vanek, beni öldürmeyecek biri için ateş etmeyi çok seven arkadaşların var.
Vanek, for a guy who's not trying to kill me, your buddies are pretty trigger-happy.
Ty'ın tüm kankalarını tanıyorum ve hakkında bir şey duymadım, o yüzden neden doğrudan sadede gelmiyoruz?
I know all of Ty's buddies and I haven't heard about you, so how about we cut the crap?
Baloncuk Kardeşliği'nde yani.
Bubble Buddies.
Müziğin feci olmadığı zamanlarda ben ve birkaç arkadaş gönüllü olduk.
Me and some buddies volunteered back when music didn't suck.
Clay'in ailesiyle resimlerimiz var. O ve kankasının ve bir de aday Tenez'le.
So, we got photos with Clay's family, him and his buddies, and there it is- - the money shot with Candidate Tenez.
Sam'le ben Clive Mayfield ve sabıkalı kankalarının peşine gideceğiz.
Sam and I will run down Clive Mayfield and his criminal buddies.
Duncan Welch altını almış ve kankalarını öldürmüş.
Duncan Welch took the gold, killed his buddies.
Selam kankalarım.
Hey, great buddies.
Sadece, tekrar seks arkadaşlığı yapıp yapmayacağını merak ettim ama sonra mastürbasyon yaptım, yani şimdi iyiyim.
I was wondering if you wanted to make fuck buddies again but I masturbated so I'm OK now.
Bence sen ve arkadaşın salon kapanırken geri döndünüz.
I think you and your buddies came back after closing.
Arkadaşsınız, değil mi?
# How much I really cared... # You are friends, aren't you? - You are buddies, aren't you?
Hepimiz arkadaşız.
- Well, we're all buddies.
- Peki asker arkadaşları?
What about some of his army buddies?
Seve seve- -
Bubble Buddies?