Cade traduction Anglais
510 traduction parallèle
Er ya da geç sana karşı çıkan biri olacak, bunu biliyormusun Cade?
Were Cade and Benner supposed to shoot him before or after he drew?
O Jack Cade.
That's Jack Cade.
Jack Cade herhalde bizi görmek için gelmemiştir.
Jack Cade is supposed to be the meanest.
Cade'e dikkat et yeter.
Watch out for Cade.
Bunu biliyorum, sen Cade ile konuş.
I knew about Cade, now I know about you.
Cade, özellikle seni vuracakmış, Johnny.
Cade says he's going to kill you himself, Johnny.
- Abe'e bu elle mi karşı koyacaksın?
- That hand, against Abe and Cade?
Cade herzaman olduğu gibi arkadan mı ateş edecek acaba?
Cade gonna be doing his usual backshooting?
- Hayır, katranardıcı.
No, it's cade.
Cade, o nu görmeliydin
You should have seen him Cade
Ben Cade, devam edin
Cade here, go ahead
Jay, benim Cade, İyimisin?
Jay it's Cade, Are you alright?
Komutan Cade bize kırılması imkansız bir güvenlik sağlayacağınızı vaad etmiştiniz,
Commander Cade promised us that our security was impenetrable,
Bir tuzak hazırladık Cade
We set a little trap Cade
Cade, ikimizde o gün olanları biliyoruz Bıçağı aldın
Cade, you and I both know what happened that day. You grabbed the knife
Komutan Cade başaramadı
Commander Cade has failed
Bu bir elveda Cade
This is goodbye Cade
Cade nerede?
Where is Cade?
Komutan Cade DELOS çekirdeğine doğru gidiyor, efendim
Commander Cade is heading for the DELOS core, sir
Cade,
Cade,
Bir saldırı için, eğer FBI'ın hesaplamaları doğruysa... El Kaide ve Usame'ye saldırmanın maliyeti saymakla bitmeyecek kadar çok.
You know for an attack, that if FBI estimates probably cost of Al-Qaeda or Osama, 500 cade are pulled off.
Taryn, bu Cade. Bir arkadaş.
Taryn, this is Cade.
Sen ve cade'in Taryn'e vermeniz gereken holocron önemsiz bir şey
No matter what you and Cade need to get the holocron to Taryn.
Sen ve Cade, onu beğenmeyeceksiniz Ama ben Jedi'ların kurtuluşunu garanti eden her ne yapılırsa gönüllüyüm.
You and Cade won't like it but I'm willing to do whatever it takes to ensure the Jedi survive.
Cade'in bir asansöre ihtiyacı var.
Cade will need a lift.
Cade onu getirecek.
Cade will get her.
İlerle, Cade.
Move, Cade.
Koruyucu kremlerimi surmeden o pis yere falan gidemem.
I'm not going back to that filth hyde cade without some Purell
Chance Cade.
Chance Cade.
Arayan Cade idi.
That was Cade.
McConnell'ların oğlu öldüğünde işleri halletmene izin vermiştim. Değil mi, Cade?
Cade?
Cenaze evi emniyetli Cade.
Funeral home backs up Cade.
Nereye gidiyorsun, Cade?
Cade?
Annem öğrenirse dünyadan bir Cade Lavelle daha eksilir.
If Mom found out, there'd be one less Cade Lavelle in the world.
Cade. Hope'un nereye gittiği hakkında bir fikrin yok, değil mi?
Cade you wouldn't have any idea where Hope's got herself to, would you?
Cade ve Tory bir ağaçta oturuyor
Cade and Tory sitting in a tree
Cade.
Cade.
Cade, buraya gel.
Cade, come here.
Cade?
Cade?
Cade uğradı.
Cade came by.
- Cade.
- Cade.
Faith. Cade ve ben sadece arkadaşız.
Faith, Cade and I, we're just friends.
Cade'i, Dwight'ı ve polisi.
Cade, then Dwight, then the police.
Cade, o kıçın neredeyse derhal kaldır ve Tory'nin dükkanına gel.
Cade, wherever your butt is, get it down to Tory's store right this second.
Cade, seninle konuşmam gerek.
Cade, I need to talk with you.
Cade, onunla konuş.
Cade, talk to her.
Margaret Lavelle'in deliliğinin, Cade'le olan mutluluğunun molekülün milyonda biri kadarını bile engellemesine izin verirsen seni kendi ellerimle öldürürüm.
If you even think about letting Margaret Lavelle's lunacy get in the way of even one-millionth of a molecule of your happiness with Cade, I will personally kill you.
Cade ya da Wade.
Cade or Wade.
Ama Cade 7 gün 24 saat çevrendeydi ve gardını düşürmeliydim.
But the way Cade had you surrounded 24 "l" 7 I had to get your guard down.
Cade, hayır.
Cade, no.
Cade, hayır.
Cade, no. No, stop.