Canal traduction Anglais
1,420 traduction parallèle
Kanalda tekne gezintisine ne dersin?
How about a boat ride on the canal?
Kanaldaki kanolardan birindeyiz şu an.
WE'RE IN ONE OF THOSE CANOES IN THE CANAL.
Dixon, iki dakika sonra kanaldayım.
Okay, Dixon, I'll be in the canal in two minutes.
Kanal tedavisi yaptırmam gereken gün sağlık sigortamı kaybettim.
I lose my health insurance the same day I need a root canal.
- Bulanık kanal suyundan içip paslı araba parçaları üzerinde yediğin zamanları mı hatırlattı?
Bring you back to the days when you were drinking murky canal water and dining on rusty car parts?
O kanalda bir şey olmuş.
Something happened at that canal
- Evet, Larry. Arabanı kanallardan birinin dibinde bulduk.
Yeah, Larry we found your car at the bottom of Snapper Creek Canal
Sol kanalda kan var.
- Blood in the left canal.
Gerçekten kafası buharlandığında doğrudan kanala gider.
When he gets really steamed up, he heads down to the canal.
Yarın gidip kanalda kendi gençliğimle buluşacağım.
I'm gonna meet my young self at the canal tomorrow.
Duyduğuma göre kanal tedavisi hapının çıkması yakınmış.
I hear they're very close to a root canal pill.
Hayatım, kanal tedavisi yapıyor.
Honey, it's a root canal.
Bu yüzden insanlar, "Hay aksi, kanal tedavisi gerekiyormuş," der.
That's why you hear people say, "crap, I need a root canal,"
"Yaşasın, kanal tedavisi gerekiyormuş," demez.
and not, "yippee! I need a root canal."
Kulak kanalında kan var.
Fresh blood in the ear canal.
İki hafta önce kanal tedavisi oldum ama ilaçlar beni sersemletti.
I had a root canal two weeks ago, but they made me loopy.
Gözünü Porto Riko'ya dikmişti ve Panama Kanalına saldırma zamanının geldiğini düşünüyordu.
She eyed up Puerto Rico, and considered pouncing on the Panama Canal the minute it was completed.
Parmaklar, Süveyş Kanalı ve Güney Afrika burnu etrafındaki hayati gemi rotalarını geziyordu.
Fingers traced shipping lanes - through the Suez Canal, around South Africa's Cape.
Süveyş Kanalı, İngiltere'yi yıldırmak için Almanya'ya nadir bir fırsat sunuyordu. Kanal, kara kuvvetlerinin saldırabileceği, savunmasız, kritik bir İngiliz deniz yoluydu.
The Suez Canal presented a rare opportunity for Germany to harass the British Empire, a crucial British sea-lane vulnerable to attack by land forces.
Türk 4. Ordu'su, Süveyş kanalından 150 mil uzakta, Filistin'de konuşlanmıştı.
The Turkish 4th Army was stationed in Palestine, just 150 miles from the Suez Canal.
3 Şubat 1915'te, sabah erken saatte Süveyş kanalına ulaştılar.
In the early hours of 3rd February 1915 they reached the Suez Canal.
Türkler, kanalı, savunma pozisyonu almış 30.000 Hintli asker ve 9 İngiliz savaş gemisi tarafından korunur buldular.
The Turks found the Canal defended by nine British warships and 30,000 Indian troops, dug in to defensive positions.
Süveyş Kanalına mı, Sarıkamış'a mı yoksa Bağdat'a mı?
To the Suez Canal, Sarikamis or Baghdad?
Bir sonraki gün Müttefiklerin Almanyanın Batı Cephesindeki sonuncu katı savunma hattı olan Hindenbmurg'ta St Quentin Kanalı boyunca bir gedik açtıklarını öğrendi.
The very next day, he learned the Allies had breached the Hindenburg line along the St. Quentin canal, Germany's last fixed line of defence on the Western Front.
- Kanal caddesinde destek gerek.
- I need backup on Canal, now!
Eğer birinin geride kaldığını görürsem... yemin ederim ki kanal da yüzersiniz.
If I see anybody drag ass I swear to God, you will swim the canal.
Yemin ederim ki kanalda yüzeceksiniz.
I swear to God, you will swim the canal!
Hiç iyi görünmüyor.
- Root canal. It's not going to be pretty.
- Kanal tedavisi, müthişti.
- Root canal. It's a doozy.
Bu kanalı geçmeye çalışacaklar. Bu onları yavaşlatacaktır.
They cross that canal, that'll slow them down.
Kasabanın ilerisinde kanal var. Bu açık alanı kesiyor. Marye's tepelerindeki mevzilerine ulaşmak için buradan geçmemiz gerek.
Beyond the town is the canal which cuts across this open field a field we'll have to cross to reach their entrenchments on Marye's Heights another difficult obstacle in the face of artillery fire.
- Çünkü atlarsan suya düşersin, değil mi?
Cos if you jump off a building, all your ass is gonna do is splash in a canal and shit, right?
Venice ve Canal'ın köşesindeyim, ve ortalıkta bir sürü insan var.
I'm on the corner of Venice and Canal, and there's a whole lot of people out front.
Doğum kanalının içinde kesin.
Arrest in descent halfway through the birth canal.
Hayır, kanal girişlerinden sonra sağa dön.
No, no, take a right after the canal ports.
Kanal Sokağı, Palace Cafe.
The Palace Cafe on Canal Street.
Kanal tedavisi randevünüzle ilgili arıyorum.
I am calling to confirm your root canal appointment.
Kanal tedavisi mi?
Root canal?
Kök dişim.
It... it's a root canal.
İnsanlar, bir şeyi yapmak istemediklerinde kök dişimin ağrımasını yeğlerim derler.
Haven't you ever heard of people saying... "rather have a root canal," when they don't want to do something?
- Kanal yakınlarında bir yer bulduk.
- We found a space by the canal.
- Soyulduğumu ve kanala atıldığımı.
Said I was mugged and dumped in the canal.
Çamaşır için suyu kanaldan alırsın.
Take water from the canal for laundry.
Dünyanın en zararlı böceği araştırmalarım beni, Latin Amerika'ya işlek gemi güzergâhı Panama Kanalı'na götürdü.
The search for the baddest bugs in the world brings me back to Latin America and the busy shipping highway, the Panama Canal.
Hedef doğudaki fesleğen kanalına doğru gidiyor
The target is heading east towards the basil canal
Eğer müsaitseniz, vakit de daha geç olmadan sizi muhteşem bir otelde bir şeyler içmeye davet ediyorum.
If it's all right with you, since it's still not very late, I'd like to invite you for a drink at a wonderful hotel that was built for the inauguration of the Suez Canal.
Biz de şimdilik hayatta olduğumuza göre size kanalın açılışının resimlerini göstereyim.
Now, since we are among the living, I'd like to show you some paintings of the inauguration of the canal.
Bu resimde tasvir edildiği üzere, otel kanalın açılışı için yapıldı.
The hotel was built for the inauguration of the canal as you can see in this painting.
Mısır Paşası, Fransız diplomat Lessep'e kanal için izin verir. Girişimin ardındaki itici güç bu diplomattır. Daha sonra kanal 1869'da açılır.
The pasha of Egypt gave the go-ahead to the French diplomat Lesseps, who was the driving force behind the initiative, and the canal was opened in 1869, as you can see in this painting.
- Kulak kanalından kan geliyor.
- Blood from the ear canal.
- Derin mi?
- No, a canal.