English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ C ] / Cenaze

Cenaze traduction Anglais

6,275 traduction parallèle
Meteor yağmuru değil bu ; cenaze.
It's not a meteor shower, it's a funeral.
Bütün bağlantılar Collins'e ve cenaze evine çıkıyor.
The whole thing ties straight to Collins and the funeral home.
Cenaze evindeki bayan burada olduğunu söyledi.
The lady in the mortuary said you were up here.
Burası cenaze, insanlar üzülür.
It's a funeral, people get upset.
Güzel bir cenaze töreniydi Cy.
It was a beautiful funeral, Cy.
Cumhuriyetçilerin Başkan adayı olan Başkan Yardımcısı Sally Langston ile Kalifornia Valisi Andrew Nichols cenaze törenine katılanlar arasındaydı.
Vice President Sally Langston was in attendance, as well as the republican vice presidential nominee, California governor Andrew Nichols.
- Ulusal kanalda katılacağınız bu cenaze törenini ispanyol toplumunun gözünde, ömür boyu onların dostu ve kahramanı olacağınız bir fırsata çevirebiliriz.
- Cy. - A nationally televised funeral with you delivering the eulogy of a lifetime to your friend and hero to the hispanic community.
Cenaze merasimine iki kat güvenlik koyarız.
We'll double security at the funeral.
Hightower'ın cenaze merasiminde.
It's at Hightower's funeral.
- Sally Langston, Senatör Hightower'ın cenaze töreninde bulunacak mı?
- Did Sally Langston already head out for senator Hightower's funeral?
- Cenaze için üç tane.
- Three for a funeral.
Kocam cenaze evi işletiyor.
My husband owns a funeral home.
Sadece tüm ömrünü kendi cenaze törenini hayal ederek geçiren bir kızım.
Well... It's just a girl spends her whole life dreaming of her memorial.
Eğer mesajımı dinlemezseniz daha çok cenaze göreceksiniz.
There will be more funerals if you do not heed my message.
Bütün gece lanetlenmiş bir pederin cesetinin başında bekledim ki sabahında vampir dolu cenaze törenine katılabileyim.
I stayed awake all night next to the body of a hexed priest only to attend a funeral filled with vampires.
Ne bir kayıt, ne de bir cenaze.
No records, no funerals.
Cenaze törenine gelmen büyük incelikti.
It was very kind of you to come to her service.
Seni annenin cenaze töreninde göremedik.
I missed you at your mother's memorial service.
Artık başka cenaze istemiyorum Mike.
I don't want any more funerals, Mike.
Orchid Yolu'ndaki cenaze evinizde cesetler, ölü bedenler bulduk demek istiyorum.
I mean corpses. Dead persons. Stashed away in one of your funeral homes on orchard road.
Cenaze evinin altında.. .. cenaze karşısında ve iki cenaze evi arasında yaşıyorsun.
You live above a funeral home, across the street from a funeral home, between two funeral homes.
Cenaze evleri deniyor bu semte.
Yeah, it's called the Funeral Home District.
Cenaze töreni istemedi.
And he didn't want a ceremony.
Bir cenaze nakil aracı çağırın.
Call an ME wagon.
Yarın güzel bir cenaze töreni olacak, buna eminim.
It's going to be a nice funeral tomorrow, I'm sure.
Cenaze töreni saat birden sonra olacak.
The funeral isn't until one.
Ben annenin cenaze törenine katılmayacağım.
I'm not attending your mom's funeral.
İçeri çok sessiz. Gören de cenaze sanar.
It's so quiet in there, you'd think it was a funeral.
- Cenaze ne zaman bitecek? - Yere gömme işlemi biter bitmez.
[Jesus] So what time is the funeral gonna be over?
Anne, senin cenaze işleriyle ilgileneceğini sanıyordum?
Mom, I thought you were supposed to be working that funeral?
İki hafta önce, Dante'nin kardeşinin cenaze merasiminde.
Two weeks ago, at Dante's brother funeral.
Cenaze için biraz geç, değil mi?
- KIND OF LATE FOR A FUNERAL, AIN'T IT?
Demek cenaze evinin üst katındaki bir odada kalıyorsun.
[door closes] So, you're living above a funeral parlor.
Evet, Ravenswood'da cenaze evindeki bir partide.
Yes. In Ravenswood, at a party in the cemetery.
Collins'ler her daim cenaze levazıtmaçılığı yapmışlardır.
The Collins men have always been undertakers.
Cenaze töreni kimin?
Whose funeral is it?
Açık tabut bir cenaze değildi. - Bu yüzden son dakikaya kadar gömülemezdi.
And it wasn't an open casket funeral, so it couldn't have been tossed in at the last minute.
Trent cenaze için şehirde.
Trent's in town for the funeral.
Belki de birisi ilk baharda cenaze istememiştir.
Maybe someone just didn't want to spring for a funeral.
Sonra kızgın bir şekilde çiçekçiyi aramış, ve kadın demiş ki, " Bayım en azından karınızın cenaze töreninde şunu yazan bir kart almadığınıza şükredin :
So he calls up the florist, angry, and she says, " Sir. At least you weren't the one who got flowers at your wife's funeral that said,
Biliyor musun Evan, küçük bir cenaze töreniydi.
You know, Evan, that was a real small funeral.
İyiydi, iyi bir cenaze töreniydi.
It was a good, it was a good funeral.
Atalarınızı dinleyip, onlara yakışır bir cenaze töreni yapmanız çok asil bir davranış
It is noble of you to listen to your ancestors and seek proper burial for them.
Charlie, cenaze takımlarını çıkartmışlardı özel bir seccade vardı yerde sanırım'salat Al-ghaib'içindi.
Charlie, they had ceremonial plates and a special occasion prayer rug suggesting salat Al-ghaib.
Saldırıdan önce cenaze için yas tutuyorlar.
They're mourning a martyr before the attack.
Burada yazdığına göre, erotik boğulmalar garip cenaze törenlerinin bir numaralı nedeniymiş.
It says here autoerotic asphyxiation is the number one cause of awkward funerals.
Mesajınızda acil olduğunu söylediğiniz için birine cenaze töreni yapılacak zannettim.
Your message said it was urgent. I assumed someone was in need of last rites?
Hıristiyan adetlerine göre cenaze töreninin ne zaman düzenlenebileceğini merak ettim.
I wondered when we might be able to give her or him a Christian burial?
- Cenaze Ayini için bilgi topluyorum.
I'm gathering information for the Requiem mass.
Sadece bu açıklaması imzalamak zorunda, ve biz kardeşini alacağım cenaze evine kremasyon için onu hazırlamak.
You just have to sign this release, and we'll take your brother to the funeral home to prepare him for cremation.
Yani hiçbir cenaze?
So no funeral?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]