Center traduction Anglais
12,727 traduction parallèle
- Sylvester, odanın merkezinden uzak durun.
Sylvester, stay away from the center of the room.
Ama odanın ortasında ardına kadar açık bir ağız var, cehenneme açılan bir kapıya benziyor!
But the gaping maw in the center of the room looks like a portal to hell!
Ortası pudingli. Güzel.
Pudding center.
142, burası Angels merkez.
Father's in Center Stage. Jesse : Vitals are stable.
- Bahçe bölümünde yerden aldığım çiçekler mi onlar?
Are those the flowers that I picked up off the floor of the garden center?
Bölge sakinlerinin hepsi şehir merkezine kaçmış.
The residents have entirely fled for the city center.
Adalet Merkezinden Mike ve Ginger.
That was Mike and Ginger from the Justice Center.
Merhaba, Adalet Merkezinden Ginger Gaye.
Hello, this is Ginger Gaye from the Justice Center.
Adalet Merkezi.
The Justice Center.
NCW, Adalet Merkezi, Koruma Havzası ve Jojo Lee'nin şirketi.
Justice Center. Preservation Basin. And Jojo Lee's company.
Koruma Havzası.
The Justice Center.
Bahis masanın ortasına konur.
Pot is in the center of the table.
Merhaba, Sioux'un seçmenleri.
Hello, voters of Sioux Center.
Birisi Flatbush'ta, diğeri Kingston Bulvarı'ndaki Yahudi Merkezinde.
Some in Flatbush, some in the, uh, Kingston Avenue Jewish Center.
Shavers ve Ireland selamlamak için ringin ortasına geliyorlar.
[announcer] Shavers and Ireland meet in the center of the ring for the traditional greeting.
Merkezde kraliçe vardır. Yaşam süresi boyunca, birkaç milyon yumurta üretir.
At the center is the queen, over the course of her life she will produce several million eggs.
Bu tuhaf, koni şeklindeki çukurların her biri merkezinde acımasız bir yırtıcı barındıran birer ölüm tuzağı.
Each of these strange cone-shaped pits is a death trap, with a brutal predator at its center.
37.sırada ortalarda bir koltuk vardı.
There's a seat, 37th row, just off center.
Sheboygan'da bir ıslahevinde tutuluyor.
He's in a juvenile detention center in Sheboygan.
Tüpün tepesinin tam ortasında minnacık bir delik var.
Right in the center of the top of the tube is a little tiny hole.
Size bir şey sorayım, Bay Hillegas. Neden aramalarınızı Avery arazisinde yoğunlaştırdınız, ya da neden arama ekibinin bir bölümünü direkt oraya yönlendirdiniz?
Let me ask you something, Mr. Hillegas, why would you center or why would you direct some of your search efforts around the Avery property?
Tam burası da bütün operasyonun yönetildiği adına "sinir merkezi" denilen yer.
This right here is what you call the "nerve center" of the whole operation.
Geriye dönerken heyecanlanmamın sebeplerinden biri, dizinin Dünya Ticaret Merkezi'nin bombalanmasının üzerinden çok geçmediği 2002 yılında sona erdiği zamandan tamamıyla farklı bir dünyayı ele almamızdı.
One of the reasons that I was excited about coming back is we're dealing with a world that has changed completely from the time when the series ended in 2002, which was not long after the world trade center bombing.
Buradaki merkezde olmalıydı.
This should be in the center.
Hoşuna gitsin ya da gitmesin, hâlâ medeniyetin merkezi olan Dünya'da.
On Earth, which is still the center of civilization, like it or not.
Dairenizin kontrol merkezi yeniden başlatılıyor.
Your suite's control center is rebooting.
Farkını bilmediğim bir gerçek olup olmadığını bilmiyorum Bir meşe veya karaağaç arasında, veya bir rockefeller merkezi Noel ağacı, Ya da Bermuda üçgeninin orman versiyonuna girdiğimizi belirtti.
I don't know if it's the fact I don't know the difference between an oak or an elm, or a Rockefeller center Christmas tree, or that we walked into the forest version of the Bermuda triangle.
New York sakinleri açılışından sadece iki gün sonra, bugün Derek Zoolander'ın okuma zorluğu çeken ve diğer şeyleri yapmakta zorluk çekmek istemeyen çocuklar için yaptığı binanın East River'ın derin sularına gömülmesi hakkında ayrıntılı bilgiler verdiler.
Just a few of the ways new yorkers described what happened today as Derek Zoolander's center for kids who can't read good and who wanna learn to do other stuff good, too literally collapsed into the east river only two days after its official opening.
Yetkililer hâlâ soruşturma içerisinde olsa da felâketin asıl sebebinin Zoolander'ın akıllara durgunluk veren binayı, orjinal maket için kullanılan materyallerden yapma fikri olduğu söyleniyor.
Although authorities are still investigating, the cause of the disaster is believed to be Zoolander's mind-boggling decision to build the reading center out of the actual materials that were used to construct the original architectural model.
Incrediball'ın ana "başı" olacaksınız.
You're guys are gonna be the center-pizzle of incrediball!
Incrediball'ın başı olacağız.
We're going to be the center of the incrediball.
Okuma bilmeyen çocuklar için yapılan binanın inşasını yapan inşaat şirketini satın aldım.
I owned the construction company that built the center for kids who can't read good.
Çift, geçtiğimiz günlerde Valentina Valencia'nın ciddiye alınmak isteyen ve belki de kanunlara el atmak isteyen mayo modelleri için inşa edilen binanın temelini attılar.
The two recently broke ground for the Valentina valencia center for swimsuit models who want to be taken seriously and maybe transition into law enforcement too.
Tüm saygımla söylüyorum her şeyin merkezindeydiniz Bayan Kennedy. Böyle avantajlı bir konumdayken bir bakış açısına sahip olmanızın imkansız olduğunu düşünürdüm.
With all due respect, you were at the center of it all, Mrs. Kennedy, and I'd imagine it's impossible to have any perspective from that vantage point.
Providence Civic Center.
The Providence Civic Center.
Direktör Levinson. Derhal Komuta Merkezi'ne geliniz.
Director Levinson... proceed to Command Center immediately.
Bombaları Komuta Merkezi'nden patlatıp size çıkmanız için yeterli süre veririz.
We'll detonate the bombs from the Command Center... and we'll give you enough time to get the hell out of there.
David, Komuta Merkezi'nde olman lazım.
David, you should be in the Command Center.
Bütün arkadaşlarımız akademik, hırslı insanlardı ve Stephen tüm bunların merkezindeydi.
All of our friends were these hyper-academic, ambitious people and Stephen was right there at the center of it all.
Dünyanın merkezindeki bir mıknatıs gibi bir şey ve lavlar bizi burada tutuyor.
Like some magnet at the center of the earth and the lava, just keeping us stuck.
Ticaret Merkezi'ne uçakla saldırı düzenlemişlerdi.
Someone heard a plane hit the Trade Center.
Amerika Birleşik Devletleri Sahil Güvenlik Bölge 8 Komuta Merkezi,
United States Coast Guard District 8 Command Center,
Sahil Güvenlik Bölge 8 Komuta Merkezi, Bu konuşma Teğmen Degan olduğunu.
Coast Guard District 8 Command Center, this is Lieutenant Degan speaking.
Sahil Güvenlik Bölge 8 Komuta Merkezi.
Coast Guard District 8 Command Center.
- AJ, ön ve orta.
- AJ, front and center.
Orada bir irtibat merkezi var.
There's a com center.
Leavenworth'tan bizim Washington'daki tutuklama merkezimize transfer edildi.
He was transferred from Leavenworth to our detention center in D.C.
Araştırmamızın merkez noktası.
Center point of our research.
Semtex patlayıcı ise 15 metre çapta her şeyi havaya uçurur.
If that's Semtex, it's enough for a fireball 50-feet from center.
- Evet. Geçen yaz Epcot Center'a gittik.
We went to Epcot Center last summer, was it?
Biliyorsun, bir sebepten ötürü emir komuta zincirimiz var. Stajyerlerin bunu görmezden gelmesine izin verirsek hastalar için bazı sonuçlar doğurur.
I need an endoscope at Center Stage, now!