Chewy traduction Anglais
211 traduction parallèle
" Al şu takatukaları, takatukacıya götür.
" Chester chooses chestnuts, cheddar cheese with chewy chives.
Chewy!
Chewy!
- # # Though liquorice is chewy - # # And gumdrops are gooey
- # # Though liquorice is chewy - # # And gumdrops are gooey
Chewy! Chewy!
Chewy!
Sıcak ve soğuk tatlı ve ekşi sakız gibi ve ağızda dağılan!
Hot and cold sweet and sour chewy and melt-in-your-mouth bad!
" sünmüş peynir parçaları, dilimleri keserken...
" the ropy knots of cheese that gather to a chewy perfection...
- Şu yumuşak et ne?
What's this chewy stuff?
"Düşük kalorili insanoğlu lezzeti" ürünlerini piyasaya süreceğiz kanlı çiğ but limon suyuna batırlmış beyin omurilik suyu sosu karışık organ çorbası insan-burgerleri ve yumuşacık insan nuggetleri.
We'll bring out a whole line... of homo-sapiens low-calorie delicacies... juicy raw rump... brains soaked in lemon juice... spinal fluid sauce... assorted organ stew... sapien-burgers... and chewy homo nuggets.
Dışı sert, içi sulu.
'Hard on the outside, chewy on the inside.
Ne sığır eti kadar esaslıdır, ne de tavuk kadar sıkıcı.
Not as chewy as roast beef, not as boring as chicken.
Sert ve kayış gibi dememi istiyorsun ki Yine benimle gönül eğlendirebil.
You want me to say it's tough and chewy so you can have your way with me again.
Çiğnenmesi gereken pislik.
Chewy dirt.
Yani her şey her zaman siktiğimin soğuk ve sert ve bok gibi.
So everything's all cold and fuckin'chewy and shit all the time.
Burada kocaman krakerler var... "
They got these big, chewy pretzels here... "
Yağlı eti hiç almamam gerekirdi. Çiğneyemedim bile.
I should never buy gribbenes from a mohel. lt's so chewy.
- Sakızlı badem tarifi.
the recipe for chewy almond.
Mr Burns'ün nane aromalı- -
Mr. Burns's Old-Fashioned Good-Time Extra-Chewy...
Çiğnemesi çok kolay.
It's just chewy enough.
Çocuklar, babanız ve onun babasının arasında çok yapışkan fındıklı, yumuşak, çikolatalı...
Kids, your daddy and his daddy are involved in a very sticky nutty, chewy, chocolatey...
Ruh dinginliğine ulaşmak için insanın benliğinden arınması gerekir. Ayrıca kendini aşağılayacak durumlardan uzak durmalıdır.
One must forego the self to attain spiritual creaminess and avoid the chewy chunks of degradation.
Hayat aynı Chewy'li bir sandviç gibi.
Life is a chewy shit sandwich
Çok çiğnenmesi gerekiyor.
It's chewy.
- Onunkiler yosun kadar sakızımsı.
- Twelve? - His are as chewy as seaweed.
Çiğnemelik.
And chewy.
- Sakız ister misin? - Hayır.
- You want some chewy?
Aslanlar sadece çiğneyebilecekleri kısımlarla ilgilenir.
Lions can only cope with the chewy parts.
Cannoli için biraz sert gibi sanki?
They're... a little chewy for a cannoli, hmm?
Çiğnenen telefonlardan aldın mı?
Did you get him the chewy phone?
Bu şey sakız gibi.
This stuff is chewy.
Tıpkı sakız gibi.
Very chewy.
- Çiğneme ayakkabısını bırakmış.
He left his chewy boot.
- Sakız gibi?
- Chewy?
- Sakız gibi!
- Chewy!
- "Mozzarella" sertleşiyor.
- The mozzarella gets nice and chewy.
Şey, sıska olanları, çiğnemesi kolay olabiliyor.
- Well, the skinny ones can be a little chewy.
- Nuga, pastayı sakız gibi yapmış.
It's the nougat that makes it chewy.
Ortasini isirmadan yapamam.
I never could wait to get to the chewy middle.
Belki onun da içinde bizimki gibi yumuşak bir iblis katmanı vardı.
Maybe with a chewy demon centre like ours.
Eğer bu övgüler şu içindeki buruşuk otlar ise onları alabilir.
Well, if kudos are those brown chewy things, he can have them.
Ağır, erik aromalı yoğun ve sakızımsı.
It was jammy, plummy, dense and chewy.
Biraz daha iyi olabilirdi.
It's a little... Mm. It's a little chewy, but...
"Yeni Vita-Power Enerji Cubuklari lezzetli, her parcasi cignenebilir."
"New vita-power energy bars with tasty, chewy goodness in every bite."
Soluksuz, sakızsız, gazsız!
Non-breathy, non-chewy, non-gassy!
Dıştan gevrek ve çıtır, içten sakız gibi.
Crunchy on the outside, chewy on the inside.
Kırmızı peynir kirazlı.
The red cheese is chewy.
Yine de gevrek dış kabuğunu geçerek çiğnemesi kolay iç kısımlarına ulaşmasına ve yemesine az kaldı.
Yeah, well, it's only a matter of time before it cracks your crunchy shell and eats its way in to the centre of your chewy goodness.
Bana mı öyle geliyor bilmem ama oyunun kurallarını iyi açıklayamadım galiba. İki dakika içinde buradan çıkmazsak lezzetli yemeklere dönüşeceğiz.
Maybe it's me, maybe I didn't explain the rules of the game very well but if you don't get out of here in less then two minutes we're gonna be turned into tasty chewy people bits.
- Haydi gidelim uyuşuk!
- Punch it, Chewy!
Benim tatlı, vanilya kokulu, yumuşak... sakız gibi, rüyalarımın kızı.
( Lou ) My sweet, vanilla, creamy, chewy, jellybeany, absolutely dreamy girl.
Tatları nasıl Ralph?
What happened to all the lobsters... mangoes and chewy, chewy cocoa beans? All we found were these oozing berries.
Karen, bekçinin bıraktığı notu gördün mü? "Aşçı öldü."
Too chewy. Karen. did you see this? It's a note from the caretaker.