English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ C ] / Chiefs

Chiefs traduction Anglais

816 traduction parallèle
Kızılderililerden bir şey istiyorsanız, neden şeflerine diğer milletlerin...
If you want something from the Indians, why don't you treat their chiefs...
İki halk, savaş şeflerinin kemerleriyle bağlansın.
Let both people be bound by the belts of the war chiefs.
" Şeflerine söyle Bay Turner, benim ayda...
" Tell your chiefs, M.Turner, that i have not the intention
- Hadi. Şef bekliyor.
The Chiefs waiting.
Ona bu herifin beni karakola götürdüğünü söyle.
Tell him a kidney foot's taking me down to the Chiefs office.
Şefleri, mesajını alınca 200 adam daha göndereceklerine söz verdi.
The chiefs have promised 200 more runners once you drum out the call.
Jüri üyeleri, ordunun ve şeflerinin emniyetine muhtaç bu zor günlerde yapılanlar rezillik, hainliktir!
Gentlemen of the jury, it is outrageous, traitorous to deprive the army of confidence in its chiefs in the day of danger!
- Bunu şeflerimle Konseyde konuşacağım.
We'll speak in council with my chiefs.
Sioux şeflerini savaş konseyine çağırsın.
Let him call Sioux chiefs to war council.
Kimliksiz katilin robot resmi ülkenin her yerine.. ... polis birliklerine, kasabalara, ilçe hapishanelerine hapishane müdürlerine, tüm postanelere ve postacılara Maliye Bakanlığı'na ve FBI'a gönderildi.
And so the face of the unknown killer, built up from fragments of evidence... was sent out all over the country... to chiefs of police, sheriffs, county constables, and county jailers... to the wardens of prisons... to all postmasters and postal inspectors... to the agents of the Treasury Department... to the FBI.
Apaçi şeflerinin en büyüğü Cochise... yıldırım misali yapılan akına kumanda ediyormuş.
Cochise, the greatest of all Apache chiefs... watched the lightning-like attack.
Bu görev bize birleşik genelkurmayca verildi.
This mission has been handed us by the combined chiefs of staff.
O zaman önerim bütün devlet başkanlarının katılacağı bir toplantıdır.
Then I suggest a meeting of all the chiefs of state.
Askeri Komite tarafından onu hareketsiz hale getirmenin yolunu bulmam emredildi.
I was directed by the Joint Chiefs to find a means of immobilising him.
Beyler, Ortadoğu kuvvetlerinde görev yapan tüm subaylara, General Auchinleck'in emirleridir.
Gentlemen, the following order from General Auchinleck... is to all commanders and chiefs of staff of the Middle East forces.
Çarkçılar bu Donanmayla eskiden beri çok ilgilenmişlerdir, Bay Caldwell.
Chiefs have been taking care of this man's Navy for a long time, Mr. Caldwell.
- Bay Bridger, Bu şeflerden biri İngilizce biliyor olabilir.
- Mr. Bridger, one of these chiefs may know English.
Şeflerimizden hiçbiri anlaşmayı imzalamadı, ama...
Not one of our chiefs signed the treaty.
Bu esnada, polis şefleri sakin ve soğukkanlı bir uyum içinde çalışmaya devam ediyordu.
Meanwhile, the yard chiefs continue to work in calm and imperturbable harmony.
Şefimiz dediği için seni aşağılamıyorum.
I'm told you speak insults to this one of my chiefs.
isyanın elebaşlarından birisi olan Nobuyori, ödülünün keyfini çıkartmaya gelmiş!
Nobuyori, one of the chiefs of the riot, has come to admire his trophy!
Şefin kızı.
The chiefs daughter.
- Şef çok şakacı.
- The chiefs a great spoofer.
Bu sabah tüm koğuş şeflerini toplantıya çağırdım.
I called a meeting of the Barracks Chiefs this morning.
Moğol şefleri bugün Roma İmparatorluğu'na karşı bizimle ittifak yapmaya geldi.
Today the Mongolian chiefs have arrived to ally with us against the Roman Empire.
Özellikle de tüm şeflerin önünde olduğu için.
Especially because it happened in front of all the chiefs.
Anlıyorum, donanma ve ordu mensupları... sadece aciz ve ehliyetsiz değil... aynı zamanda öngörüleri de yok öyle mi?
I see. Then do you mean that the chiefs of staff of the army and navy... are not only treasonable and incompetent... but are lacking in foresight as well?
Beyaz reisler, bize düşmanlarımızın kaçırdığı kızkardeşimizi getirdiler.
The white chiefs have delivered my sister from our enemies.
Ben, kendim, beyaz reisleri dağların ötesine götüreceğim.
I myself will take the white chiefs across the mountains.
Vahşi Makedon şeflerin tarih boyu süren yasası değil midir bu?
Isn't it the ancient law of the wild Macedonian chiefs?
Şefin kızı elimizde.
Who shall blame them? For less cause, tribes have slain their chiefs.
Çok yakında onun yerini almak için mücadele başlayacaktır.
Soon his petty chiefs will fight among themselves to take his place.
Sanırım çıkarma hedefini gizleyecek bir plan hazırlamamız isteniyor.
I take it the chiefs of staff want us to think up a cover plan.
Tüm subaylara ve şeflere iletin, kendilerini derhal savaş odasında bekliyorum.
Pass the word : I want a conference with all officers and chiefs in the wardroom.
Tüm subaylar ve şefler savaş odasına, toplantıya.
Boatswain's mate. Pass the word. All officers and chiefs in the wardroom on the double.
Valiler, polis şefleri...
Police chiefs, mayors...
Adamlarım işlerinde ustadır ve ne ile karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz.
My chiefs are pretty good hands. They know they're on their own.
Şef mürettebatla yatar, ben Bay Watson'la, sen de Bay Holden'la.
The Chiefs move out with the men. Move my gear with Watson and you stay with Holden.
Yılda bir kere Paris'teki toplantı zamanında görüşüyorduk. Ordu komutanını görmeye gittiğim zaman.
Meeting in Paris, once a year when I had to go to see the Chiefs of Staff.
O sabah ordu komutanları toplantısına katılmak zorundaydım.
I had to attend a meeting of the Chiefs of Staff that very morning.
Yaşlı Kızılderili şefler yuvaya dönüyor.
The old Indian chiefs are coming home.
Onlar sadece kendi kurallarına göre yaşarlar.
Those Chiefs been giving orders all their lives.
Hükümet bu kararı, Kızılderili temsilcisi Adgard'ın hazırladığı dosyada belirtildiğine göre, Kızılderili Şefleri'nin hapisten af ile salındıkları halde küstah davranışları sebebiyle vermiştir.
"it is the government's claim as filed by Indian agent Agard " that these chiefs after being released from prison by a kindly government "did then rouse and incite defiance among the tribe against said order."
Görünüşe göre, Kızılderili Şefleri'nden bazıları İngilizce biliyor.
It seems, gentlemen, that although some of these chiefs speak English,
Mahkeme kararına göre ; Kızılderili Şefleri, Fort Still'e nakledilecektir. Bu nakil süresince Birleşmiş Milletler Ordusu onlara ve Komançi Halkı'na eşlik edecektir.
It is the order of this court that these chiefs be incarcerated until such time as the detachment of the United States Cavalry be made available to escort them and the Comanche nation to Fort Sill.
Hayır. Apaçi altınlarının nerede olduğunu sadece şefler biliyor.
No, only the chiefs know where the gold of the Apaches is.
Mandrake, sanıyorum biz burada konuşurken - - Başkanın Pentagonda Kuvvet Komutanları ile bir karar aldığı hiç aklına gelmedi.
Mandrake, I suppose it never occurred to you that while we're chatting here, the President is making a decision with the Joint Chiefs at the Pentagon.
Tıpkı kafese kapatılmış bir kartal gibi kendi topraklarından çok uzak, kendileri için uygun olmayan bu çölde onların üç büyük şefi... ... nihayet, beyaz adamın bir yıldan fazla bir süre önce onları buraya gönderdiği zaman verdikleri vaatlerin bugün gerçekleşeceği için kutsal yazma üzerine dua etti.
Far from their homeland as out of place in this desert as eagles in a cage their three great chiefs prayed over the sacred bundle that at last, the promises made to them when the white man sent them here more than a year ago would today be honored.
Cheyenne'lerin nasıl unutulduğunu göreceği... ve dualarının kabul olacağı anı beklediler.
When the white chiefs from Washington would see for themselves how the Cheyenne had been forgotten.
Küçük Kurt, Kör Bıçak, bu Bay Schurz Washington'daki hükümetin şeflerinden biri.
Little Wolf, Dull Knife, this is Mr. Schurz one of the chiefs of our government in Washington.
İşte ihanet söylentileri başladı.
My vassal chiefs tremble.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]