Ciro traduction Anglais
432 traduction parallèle
Hisse senetleri size ciro edilmişti.
The stock has been endorsed over to you.
- Sizin tarafınızdan yazılan birkaç çek kendisi tarafından ciro edilmiş.
- A couple of checks went through your account endorsed by him.
Maria D'Amata'nın El Morocco, Ciro's veya Mocambo'yla tanışmayı aklına bile getirmeden, mezara gitmiş olması dahi mümkündü.
It is entirely possible that Maria D'Amata went to her grave without ever being inside of the Stork El Morocco, Ciro's or the Mocambo
Sencede bunu ciro etmelimiyim?
Don't you think I ought to endorse it?
Şuraya bir giriş, buraya bir virgül, birkaç silinti... aralıkta 33.824 frank 12 santim ciro yapmanız... uzun sürmez.
An entry here, decimal point there, an erasure or two... and soon you'll have taken in 33,824 francs in December... and 12 centimes.
Ciro edilebilir bono olabilir mi?
Will negotiable bonds be acceptable?
Bilmem... Ciro et.
Sign it over to someone else.
Ciro görüyor musun?
- Ciro, look how nice it is!
Merhaba. - Merhaba. - Ve Ciro
-... and Ciro.
Ciro uyan! Kar yağıyor.
Ciro, it's snowing!
Haydi sen de sallanma Ciro!
Get up, get UP!
Çocuklar, haydi acele edin!
- Hurry up, boys! - Ciro! Simone!
Haydi Simone! Ciro! Gelin artık kahve neredeyse hazır.
- The coffee's almost ready.
Uzatma sen de! Ciro çabuk ol, sen de yorgun çocuk gel de paltonu giydireyim sıkı giyin, tamam mı?
Hey, lazybones, I'll help you with your coat.
Memnun kalırsınız umarım, Ciro çabuk, haydi sen de Vincenzo.
Happy now? Thank you, Rocco, my angel.
Hoşça kal anne. Haydi, haydi, haydi!
Come on, Ciro.
Ciro dikkatli ol! Haydi iyi işler!
You be careful.
Polisler beni tutuklamaya geldi Ciro.
They've come to arrest me.
Ciro, Bay Traversi'deki işini bıraktı.
" Ciro hos o new job at the Alfa Romeo plant
İstasyonda trenden indiğim zaman. Ciro'yu karşımda bulurum diyordum.
I kept thinking, surely Ciro will meet me at the station?
Simone'nin, Ciro'nun ve bu da senin güzel oğlum.
Simone, Ciro, and you, my sweet boy!
Ciro öyle harika bir çocuk ki inanamazsın.
Ciro's been so wonderful, you can't imagine.
Benim için çok kolay bir galibiyet oldu. Çünkü karşımdakiyle yapmıyordum bu maçı.
Winning came easy, Ciro, because I wasn't fighting him,
Ciro dur bir saniye. Gitmeliyim babam geldi
Ciro, that's enough, my father's waiting.
Ama Ciro, burada mı?
Give me a kiss? Here, Ciro?
Ciro dinle, babam yarın akşam bizim eve gelmeni istiyor niyetimiz ciddi mi değil mi onu soracak.
Papa said to come over tomorrow night. He wants to know if we're serious.
Ciro gel bir dakika!
He's inside. - Ciro, come here a minute!
Ciro oğlum benim.
Ciro, my son...
Söyle bana canım söyle benim güzel oğlum benim suçum mu bütün bu olanlar?
Ciro, my dear son, tell me... Tell me, is it all my fault?
Bu deliliğe engel olmak için elimizden geleni yapmadık mı?
We did what we could, Ciro.
Hep beraber Haydi Ciro sen de kalk şu şampanya'yı getir.
To your success. Go get some sparkling wine!
Az önce kapı zilini duyar gibi oldum. - Ciro bakıver kimmiş.
I thought somebody rang the doorbell.
Hayır Ciro senden iyi değilim.
No one's better, Ciro.
Ne diye geldin buraya? Ciro hayır!
- What now?
Gidin lütfen gidin kusura bakmayın haydi iyi akşamlar.
- Ciro, no! I must ask you to leave, I'm so sorry.
Ciro dur Ciro!
Mama, don't curse!
Ciro tanrı aşkına bekle lütfen gitme!
- Ciro's gone! - Ciro! Wait, Ciro!
Daima da seveceğim.
Ciro!
Ambalaj, dağıtım, ciro, zayıf ve güçlü pazar alanları? Bilmeliyim.
His packaging, distribution, sales, and strong and weak market areas.
Elli sterlin ciro yaptık.
I took over £ 50 on the till.
Ciro "Koko".
Ciro "Koko"
Arkasına ciro etmediği sürece bir işimize yaramaz.
He has to endorse them or they're no good to us.
Ona nasıl ciro ettireceğiz?
How do we get him to do that?
Bay Sawyer, vekâletnâme lütfen... ciro edilebilir senetlerini, ikinizin ortak yetkili olduğu bir kiralık kasaya koymalısınız.
Mr. Sawyer, the power of attorney. - And your negotiable bonds into a joint safe deposit box.
Tamam.
- Come on, Ciro.
Hoşça kal Ciro!
Ciao, Ciro.
Efendim anne?
- Ciro!
Bana böyle davranamazsın Ciro.
Get off your high horse, Ciro.
Ciro utanmıyor musun?
Ciro, shame on you!
İyi dinle Ciro, ben artık insanoğlunun adaletine inanmıyorum.
Ma...
Ciro gidiyor, yetiş Ciro gidiyor!
Christ will regret the suffering he visited upon us!