English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ C ] / Clamp

Clamp traduction Anglais

985 traduction parallèle
Dişleri olan küçük bir kıskaç.
A tiny clamp with teeth.
Son darbeye hazır olmasa buna kalkışmazdı.
He wouldn't have pulled this unless he was ready to clamp down.
Vücudunu kaldır, ayağını tavana yapıştır.
Lift your body and clamp your foot on the ceiling.
- Bir yeriniz mi sıkıştı?
- Something in the clamp?
Tezgâh mengenemi duvara yanaştırıp bir halat vasıtasıyla atölyemin yanındaki ahırdaki atları bağlamışlardı.
They had pushed my workbench clamp between stones in the wall attached a rope to it and the horses to the rope by the barn, my workshop
Şimdi ikinci kıskaca geçiyorum.
Now for the second clamp.
" İkinci kıskacı takıyorum.
" I'm putting on the second clamp.
Biliyor musun, düşünüyordum, Jud. Eğer ana plaka telini şuradaki masa gibi iyi bir topraklama yapacak olsaydın, daha iyi görüntü elde ederdin.
You know, I was thinking, Jud, if you were to clamp the main plate lead to a good ground like to that table there, you'd get a better picture.
Ana plaka telini masaya bağla.
Clamp the main plate lead to the table.
Ayak mengenesiyle.
The foot clamp.
Kendi başını kurtarmak için, küçük iyi bir adam örgütünüzün hapiste hiç tutamadığı aynı silah delisi iki gorili safdışı ediyor.
To save his own hide, a nice little man eliminates the same gun-happy gorillas that your department was never able to clamp in jail.
Kafana bir destek yapacak.
He put your head in the clamp.
İncil'e ve kutsal haça bastım ve sordum...
I clamp it on the Bible, on the blessed Cross and I say :
Burayı tutturabilir misin?
Can you clamp here?
Bir kıskaçla.. Emostat için.
And a clamp.. for Emostat.
- Men edin.
- Clamp down on them.
Pens verin.
Give me a clamp.
Hemşire, kilitli pens var mı lütfen?
Nurse, you got a clamp, please?
Pens.
Clamp.
Bana kıskacı verir vermez gömlek ve eldiven giydir. Tamam mı?
As soon as you give me the clamp I want you to gown and glove me.
- Kıskaç.
- Clamp.
- Pens.
- Clamp.
- Fielding yapamaz.
- Fielding can't... Clamp, clamp.
- Şimdi kıskacı alıp onu çıkar.
- Now take the clamp and take it out.
Kelepçeleri tak.
Clamp the irons on me.
Ama vantilatör kayışı gevşemiş.
Hose clamp just needs tightening a little. It does?
Neyse ki Amerikan Hükümeti'nin olayın üzerine gitmesi için orduya yardım edeceği yazıyor.
One good thing. They say the U.S. Government will aid the army to clamp down on them.
- İndir.
- Clamp! - Down.
İyice sıkın.
Clamp down hard!
Psikiyatri Derneği, sahte psikiyatr faaliyetlerinin önüne geçmek için her türlü önlemi almaktadır.
I should like to say that we are taking firm action To clamp down on the activities of bogus psychiatrists.
Ama metal bir kıskaç kullanıp, lokal bası uygulayarak sinirsel iletiyi bloke edip beş... altı saniyeliğine gerideki sinir köklerini şişirirsek acaba ne olur?
But what if we block the nerve impulse by simply applying local pressure, which can be done with any ordinary metal clamp just at the swelling on the posterior nerve roots for, say... five or six seconds?
Ellerinizi başınız üstüne koyun ve atlardan inin!
Clamp your hands on your heads and get off the horses.
Ayrıldıklarında, hava basınç hortumlarını açacaklar... ve bütün tren boyunca frenler kenetlenecek, o zaman geri atlayabilirisiniz.
When they pull apart, they will bust open the air pressure lines... and the brakes will clamp on throughout the train, then you can jump on back.
Luzon'dan kuşatmayı sıkıştırarak güneyden Japonya'ya giden malzemeleri kesip onları teslim olmaya zorlayabilirim.
From Luzon, I can clamp a blockade... on all supplies from the south to Japan, thus forcing her to an early capitulation.
Neden onun düğüm noktalarını kitlemiyoruz?
Why don't you clamp his vital points?
Mengeneyi tutturamadım!
I couldn't clamp it!
Biliyorsun, sendikalaştırma sinyallerine hiç aman vermemeliyiz.
You know, we must clamp down hard on any signs of unionization.
fark etmedin mi... Kılıcını parmağımla tutuyorum
Haven't you noticed... how I have used my finger to clamp your sword
Shimen ve Ye hariç.... herkesin kılıcına atlayıp... kolayca engelleyip tutabilirim!
I dare not to... clamp against anyone's sword
Şirket neler olup bittiğini öğrenirse mengene gibi sıkıştırır.
If the Company got wind of what's going on, they'd clamp down like a vise.
Rüzgarda ayakta duruyorum. soğuk ve baş ağrım alnımı sıkıştırıyor.
Cold and headache clamp my forehead... and crown me with an iron tiara.
Suçluları kendince kırıp geçiremez.
But it cannot clamp down on criminals
- Pens, O mu?
- Clamp, This thing?
Kıskaç serbest kaldığında, içinizdeki balon söner.
When the clamp is released, the balloon inside you deflates. Deflates?
- Robin, kanamaları pensle durdur.
Robin, clamp those bleeders.
Bir pens daha.
Another clamp.
Bu şeyler tampona yapışıyor.
These things clamp onto the bumper.
Onu buradan çıkarın.
Get a clamp, for God's sake!
Kıskaç ver.
Give me a clamp.
Haydi bastır!
Clamp!
- Haydi bastır!
Clamp!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]