Closer traduction Anglais
15,034 traduction parallèle
Beklediğimiz her saniye hapse girmeye yaklaşıyorsun.
Every moment wasted brings you one step closer to jail.
"Yıkıma götüren dostlar vardır ama öyle dost var ki, kardeşten yakındır insana."
"A man of too many friends comes to ruin, but there is a friend who comes closer than a brother."
Holyoke Üniversitesi'nden buraya geçiş yaptım, Clevland'a yakın diye.
Holyoke and transferred here closer to Cleveland.
Ders takvimleri değişti ve ben her gün mezuniyete biraz daha yaklaştım.
Class schedules changed... and I got closer every day towards graduating.
Yaklaş.
Closer.
Eğer yaklaşırsan kızı öldürürüm.
If you come closer, I'll kill the girl.
Daha yakından bakmak ister misin?
Would you like a closer look?
Şu anda, buna daha önce kimsenin olmadığı kadar çok yaklaştık.
And right now, we're closer to that than anyone's ever been before.
- Bizim raylar Ogden'a 19 kilometre uzakta ki bu da Central Pacific'e göre 2 iş günü ve 3 kilometre daha yakın.
- Our track is 12 miles from Ogden, that is two days work and two miles closer than the Central Pacific's and that is having laid 300 miles more track since the railroads broke ground...
Bu Mara'yı getirme zamanı.
It's time to get Mara closer.
Elektrikli testereyi yakına getirdi ve... yaklaştırdı...
Had this buzz saw she kept bringing closer and... closer...
Kimliğini tespit edebildiniz mi?
Are you any closer to I.D.'ing him?
Ama belki bunun arkasında kim varsa, belki giderek yaklaşıyoruzdur.
Still, maybe we're closer to figuring out who's behind all this.
Daha fazla yaklaşmayın.
Don't get any closer.
Yakından baktığımda, sürücü kapısında bir leke fark ettim.
As I got closer I noticed a small spot above the driver's side door handle.
Kaçmaya çalıştığım insanlar sokaklardaki dilenciler, fakirler onlar gerçeğe benim olamayacağım kadar yakındı.
The people I was trying to climb away from, the beggars in the street, the poor, they were closer to the truth than I ever was.
Böylece yakın olursunuz.
So you're closer.
Meksika'ya yaklaştıkça daha da ısınır derler.
They say it gets hotter the closer you get to Mexico.
Hayır efendim, Wyatt'ı bir, belki iki yıldır hiç görmedim.
No, sir, I haven't seen Wyatt in, I don't know.. ... over a year, I don't know, closer to two.
Bir iniş alanı olmalı ya da daha yakın bir şey olmalı.
There's got to be a landing field, or something closer.
Arazi hakkında endişelenmeyin, koordinatlara daha yakın sinek edin.
Don't worry about the land, just fly closer to the co-ordinates.
Ona daha yakın hissetmemi sağlıyor.
They help me feel closer to her.
İpucumu çözün, Mr. Fox ve testimi geçmeye bir adım yaklaşmış olun.
Solve my clue, Mr. Fox, and you'll be one step closer to passing my test.
Ve ben de Gotham'a kendimi tanıtmaya bir adım yaklaşmış olurum.
And I'll be one step closer to introducing myself to Gotham.
Biraz daha yakınlaş da seni fotoğrafa alabileyim.
Move in closer so I can get you in the photo.
Hayır, kalk, yaklaş.
No, come up, get closer.
Burada otururken, farkındayım ki dünyada sana, benim şu anda olduğumdan daha yakın olmak diye bir şey yok.
And as I sit here, I'm acutely aware there may be no one closer to you in the world right now than I.
Damlalar ne kadar yakın olursa o kadar etkili olur.
The closer the droplets... The stronger the bond.
Sanırım Andrew Birch bize sandığımızdan daha yakın biri.
I think Andrew Birch is someone closer than we think.
- Angela Burr Richard Roper'ın açık deniz faaliyetlerini çökertmeye daha önce hiç kimsenin olmadığı kadar yakın.
Angela Burr is closer than anyone's ever been to cracking Richard Roper's off-shore operation.
Bunca zaman sonra, bir adım kalmışken...
After all this time, just a step closer...
İyi bakmıyorsunuz.
Look closer.
Gelesene.
Come closer.
Fransızlar günbegün yaklaşıyorlar.
The French grow closer by the day.
Sezon 2 Bölüm 1 Çeviri :
* Closer to me, dear * * Donnez-vous a moi *
Bugün tüm o tehlikenin ve heyecanın ortasında, bana tüm zamanlarım boyunca hiç olmadığından daha yakındın.
In the middle of all the danger and excitement today, you were closer to me than at any time in all my years here.
Sweetwater'a yaklaşmamız lazım
We gotta get you closer to Sweetwater.
Sürekli gidip geldiğim için Albuquerque'ye daha yakın bir yer olabilir.
Maybe someplace, uh, closer to Albuquerque since I'm going between the two so much.
Pat, pat, pat. Daha yakındaydı.
They were quick... pop, pop, pop... closer.
Duruşma günü de yaklaşıyor tabii bir taraftan.
So, the hearing's getting closer and closer.
Ayrıca cemaati sayesinde ona yakınlaşmamız da planının bir parçası.
It's also a part of God's plan that we all get closer to him through fellowship.
O zaman tanrıya nasıl yakınlaşıyorsunuz?
Then how do you become closer to God?
En başta bu kiliseye gitmemin tek sebebi sana yakın olmaktı!
The only reason I went to this church in the first place was to become closer to you!
Biraz daha yakından bakmak isteyebilirsin iyi görebilmen için.
You might want to bring it a little bit closer, just so you can see it well.
Biraz daha yakınlaştır. Güzel.
A little bit closer.
Galiba Belgrad'dır diye düşündüm. Daha yakın olmalı.
I guess I was thinking about Belgrade which is a lot closer.
Bir kere hareket ettiği zaman, Nihai noktasına varması için saat işlemeye başlar. Çanlar çalmaya başlar ve
Once in a while it migrates, ticks closer to reaching its terminus and striking its chime.
Seni uyardım sana yaklaşmama izin verirsen o kadar tehlikeli olurum diye.
I warned you the closer you let me get to you, the more dangerous I would be.
Demirlemek için kuma sandıklarından fazla yaklaşmakarı gerecek.
Their anchorages will get far closer to the sand than you'd like.
Onlara yakınlaşıyordum.
I'd get closer to them.
Sezon 2 Bölüm 8 Sezon Finali Çeviri :
* Closer to me, dear *