Club traduction Anglais
25,645 traduction parallèle
Belki bir dövüş kulübündesindir.
Maybe you're in a fight club.
Bir gece kulübünde basıyor olabilirler.
This is something someone might find at a "night club."
Sonra, Daria'nın Gower'daki kulübe gittiğini sanmıştım ama yanda boş bir bina bulduk.
Second, I assumed that Daria was at a club on Gower, and we found an abandoned building on the corner.
- Bir sürü seksi kız vardı.
It was a crowded sex club, and there was so many hot girls...
- Seks kulübü mü? Evet.
A sex club?
- Daria ve Naomi'nin gittiği kulübünki mi?
The same club that Daria and Naomi went to?
Kulüp değil.
Not a club.
İlk açtığım yer de seks kulübüydü aslında.
Yes, my first startup was a sex club, actually.
En iyi ihtimalle bu kulüp kadınları istismar ediyordur.
Best case scenario, this club exploits women.
Sence Naomi ve Daria'yla birlikte seks kulübünde çalışıyor olabilir mi?
You think she could have worked with Naomi and Daria at the sex club?
Dün gece seks kulübünde olduğunu ve iki kızın ölümünden sorumlu olduğunu biliyoruz.
We know you were at the sex club last night, and you're responsible for the death of two girls.
Crystal, bana yeni kızların geleceğini söylediği için o kulübe gittim sadece.
You have it all wrong. I only went to that club because Crystal promised me newbies.
Daria ve Naomi'nin seks kulübünde olduklarından haberleri yok muydu yani? Yoktu.
You're telling me Daria and Naomi had no idea it was a sex club?
Motor kulubü mü?
The biker club?
Demek istediğim, bu kulüp her gece tıka basa dolu.
So this club is packed every night.
Playboy, polis, kulüp sahibi...
Playboy, cop, club owner...
Biz sadece bir motor klübüyüz tamam mı?
We're just a riding club, okay?
Renny klübün yönetimi hakkında kızgındı.
Renny was pissed about the direction of the club.
Doğru, sen insanlara iyilik yapan gece kulübü sahibisin.
Right, you're the club owner guy who grants people favors.
- Motosiklet kulübü mü?
The biker club? Yeah.
- Yanisi, kulüp her gece ağzına kadar dolu.
So this club is packed every night.
Gerçekten mi? Biz alt tarafı bir motosiklet kulübüyüz, tamam mı?
We're just a riding club, okay?
Renny kulübün gidişatından hoşnut değilmiş, ruhlarını sattıklarını düşünüyormuş.
Renny was pissed about the direction. Of the club, he thought they were selling out.
Önümden çekil, bırak da kulübüme gideyim lütfen.
Just let me go to my club and move along, please.
Yerel kulüp patronu Lucifer Morningstar Rahip Jacob Williams Şeytani isimli işadamının son dönemde manşet olan Şeytani cinayetlerde payı olduğunu iddia edince Williams'a saldırdı.
Local club owner Lucifer Morningstar attacked Reverend Jacob Williams when Williams claimed the businessman with the devilish name was actually involved in the Satanic murders making recent headlines.
Siz bölgeyi araştırın.
All right, I'll check the club. You guys search the area.
Bağış gecesini kulübümde düzenleyebilirsiniz.
You can hold your benefit at my club. - I don't know.
- Şüphelimiz insanlara Şeytan olduğunu söylemeyi seven bir kulüp patronu.
- Our suspect is a club owner who likes to tell people he's the Devil.
Gece kulübü kıyafetleri zorunlu.
The dress code is night club.
Golf kulübündeyiz falan, tamam dedim parası vardır herhâlde.
I thought, OK, country club, must have money.
- Ben ve Jorge şehirdeki tüm dans kulüplerine gittik.
Me and Jorge, we've hit every dance club in the city.
- Benim, Dries.
- Wim, Dries speaking. I'm at the Club.
Beni striptiz kulübüne götürdü.
He took me to a strip club.
Camperdown'daki yedek at sahtekârlığına karıştığı için Victoria Yarış Kulübünce bir yıl uzaklaştırma aldı.
Served out a year's suspension handed out by the Victorian Racing Club for being involved in a substitution scam in Camperdown.
Hâlâ beni kulübüne almaya karar vermeye çalışmıyorsun değil mi?
You're not still debating letting me into your club, are you? Hey, I invited you.
Uh, beni tanımayanlar için, ben AV kulüp başkanı,
Uh, for those of you who don't know me, I'm Jeanne Galleta, president of the AV club.
- Gece kulübü yıldız kruvazörü.
- The star cruiser night club.
Tartışma yok, konuşma yok, herhangi bir kulüp yok, görsel-işitsel kulübü de dahil.
No debate, no speech, no clubs of any kind, including the audio-visual club.
Bütün kulüp toplantıları bir sonra ki bildiriye kadar iptal edildi.
All club meetings have been canceled until further notice.
Bu kulüp de nedir?
What club is this?
Bize bıkkınlar kulübü diyebilirsin, değil mi?
Well, you could call us the fed up club, right?
Aramıza hoş geldin.
Join the club.
Striptiz kulübünde çalıştım.
I worked in a strip club.
Hepsini kulüpte harcama.
Don't spend it all at the club.
Ama sen, sen benimle kulübe gelmelisin.
But you, you should come back to the club with me.
Country Club, Bam-Bam, içeri girin.
Country Club, Bam-Bam, get in there.
Bu kulüp eskiden üyelerine yemek servis ederdi.
This club used to serve food to its members.
Ailen var, kulübün var, namın var. Şu anda hiçbiri lekeli değil.
You got your family, you got your club, you got your reputation.
Çapkın, polis, gece kulübü sahibi...
Playboy, cop, club owner...
Malcolm Lucifer'ı kulübe götürmüş.
Malcolm took Lucifer into the club.
# Benimle ilgilenmek için gelmeyecek misin? # Kahvaltı Kulübü'nün şarkısı mı o?
- Is that "The Breakfast Club"?