Columbo traduction Anglais
650 traduction parallèle
Kolumbo, biraz geciktiniz.
Columbo, it's about time you showed up.
Ne olduğunu düşünüyorsun?
( Columbo ) What do you figure happened?
Komiser Kolumbo.
Lt. Columbo.
Ben Komiser Kolumbo.
Lt. Columbo.
Kolumbo?
Columbo?
Affedersiniz, Kolumbo.
Excuse me, Columbo.
Ne olmuş, Doktor?
( Columbo ) What happened, Doc?
Kendiniz bakın, Komiser.
See for yourself, Columbo.
Kolumbo.
Columbo.
Neyiniz var, Kolumbo?
What's the matter, Columbo?
Sadece kontrol ediyorum.
( Columbo ) Just checkin'.
Temiz ve kuru.
( Columbo ) Clean and dry.
İnan bana, Kolumbo.
Believe me, Columbo.
Komiser Kolumbo, efendim.
( woman ) Lt. Columbo, sir.
Siz neden söz ediyorsunuz, Kolumbo?
What are you talking about, Columbo?
Yapma, yapma, Kolumbo, hiç parmak izi yoktu.
Come on, come on, Columbo, there were no fingerprints.
bakın, Kolumbo, şunu anlamalısınız ki, hiç kimse, hiç kimse bu adamın yakalanmasını benden daha fazla isteyemez.
look, Columbo, you must understand that no one, no one wants this man caught any more than I do.
Komiser Kolumbo.
Lieutenant Columbo.
Benim adım Kolumbo.
My name is Columbo.
Onunla kaç mil yaptınız, Bay Kolumbo 20.000, 30.000 en fazla.
How many miles you got on it, Mr. Columbo? 20,000? 30,000 tops.
Bakın, Kolumbo, ben biraz yorgunum.
Look, Columbo, I'm a little bit tired.
Siz ne söylüyorsunuz, Kolumbo?
What are you talking about, Columbo?
Biliyor musunuz, Kolumbo, ben gerçekten... ben gerçekten sizin coşkunuza hayranım.
You know, Columbo, I really... I really do admire your enthusiasm.
Öyle mi düşünüyorsunuz, efendim?
( Columbo ) You think so, sir?
Kolumbo, size bazı kötü haberlerim var.
( MacMurray ) Columbo, I've got some bad news for you.
Komiser Duffy.
( Columbo ) Lieutenant Duffy.
Oh, Kolumbo.
Oh, Columbo.
Haydi içeri gel, Kolumbo.
Come on inside, Columbo.
Kolumbo, bu adamlar eski dostlar gibi.
Columbo, these guys are like old friends.
Kolumbo, cinayetleri unutun, demiştiniz, doğru mu?
Columbo, you said forget about the murders, right?
Kolumbo, Duffy, benimle gelin.
Columbo, Duffy, come with me.
Adli Tabibin raporu ölüm zamanını 19 : 30 olarak saptıyor, Kolumbo.
The Medical Examiner's report set the time of death at 7 : 30, Columbo.
Kristof Kolomb İspanya kraliçesine mektup yazdı. Mektupta, seni seviyorum diyince, büyük gemi aldı.
Christopher Columbo, he write the Queen of Spain a nice little note, he say how I love you, then he get a great big boat.
Kolomb ne dedi, 1492'de buraya gelince?
What you think Columbo do, when he's coming here in 1492,
Komiser Kolombo, cinayet masası.
Lieutenant Columbo, Homicide.
Ben de tam olarak bu süreyi tutmuştum.
COLUMBO : Exactly what I got when I timed it.
Ama bayan Kolombo, kare bulmaca konusunda uzmandır.
Now, Mrs. Columbo, she's a whiz at crossword puzzles.
Ben komiser Kolombo, efendim, polisim.
I'm Lieutenant Columbo, sir, police.
Bu akşam bayan Kolombo'yla üzerinde çalışacağım.
I'm gonna work on that tonight with Mrs. Columbo.
Komiser Kolombo, efendim.
Lieutenant Columbo, sir.
Komiser Kolombo ve çavuş Burke... derhal Sigma Kulübü'ne gelirseniz çok memnun olacaklar.
Lieutenant Columbo and Sergeant Burke would appreciate it if you'd come by the Sigma Club right away.
Siz misiniz bay Brandt?
COLUMBO : Is that you, Mr. Brandt?
Sonra erdi.
COLUMBO :
- Komiser Kolombo...
Lieutenant Columbo...
Bayan Kolombo çözdü.
Mrs. Columbo figured it out.
Şimdi, bir kese, iki kese, üç kese.
COLUMBO : Now, one bag, two bags, three bags.
Komiser Kolombo.
Lieutenant Columbo.
Komiser Kolumbo. Polis.
- Lieutenant Columbo, Police
Komiser Kolumbo. Gordon.
Lt Columbo
Tamam, Memur Bey. Kocası. Özür dilerim, Komiser.
[Columbo] Uh, it's, uh... it's all right, Offlcer This is her husband
Komiser Kolumbo. Ne oldu?
Lieutenant Columbo He's a police officer Why?