English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ C ] / Combo

Combo traduction Anglais

710 traduction parallèle
Caz tarihine başlamadan önce, birisi dün, düzenlemelerle jump yapan küçük bir orkestradan bahsetmişti.
Now, before we start on the history of jazz, someone mentioned yesterday a small combo doing jump with a head arrangement.
Bir dakikalık koroda sponsorumuz, sonrasında dikkatle izlerseniz, öykümüzü görebilirsiniz.
Now, we throw the spotlight on one member of our little combo while he takes a solo.
Ama Rhine'ın bu tarafındaki en iyi grup olduğumuzu söyledim.
But I've told you we're the hottest combo this side of the Rhine.
Şu grup...
This combo.
Tehlikeli bir bileşim.
A dangerous combo.
Meksika müziği duydum.
I distinctly heard a Mexican rhythm combo.
Çizgili gömlekli, kravatlı adam,
The guy in the striped shirt and tie combo,
Üfürüğün âlâsı.
Great combo.
Bir beşiğim ve bir çamaşır makinem var.
i'm happy. i've got my cot, my washer / dryer combo, and i'm talking to socks.
Bu spesiyal tabağımız.
That's our combo platter.
- Bu iyi bir karışım mı? - Hayır.
Is this a good combo or what?
Bu süper çeşidi kim istedi?
Who ordered the super combo?
Albert daha önce hiç böyle bir uyuşturucu görmemiş.
Albert has never seen a drug like it. A combo.
İlginç bir karışım.
Interesting combo.
Size Sulugöz grubunu tanıtayım.
Now let me introduce to you the Cry-Baby Combo,
Çıkmak için... kontrol odasına bir sinyal çakan dört rakam girersin.
To get out... you punch a four-digit combo that sends a signal to the control booth.
Öncelikle, bu fes-yelek kombinasyonu fazla üçüncü asır kokuyor.
First, that fez-and-vest combo is much too third century.
Ve tabii, Linear çağrı cihazı ve garaj kapısı anahtarı bir arada.
And, of course, the Linear pocket pager, beeper garage-door opener combo.
Ne yazık ki ilaçlar son yediği yemekle birleşince midesi bozuldu.
Unfortunately, the pills don't set well with the enchilada combo plate she sadly chose as her last meal.
Karışık tabakta taco dene.
Try a taco short of a combo plate.
Dörtlü, şimdi.
JASON : Combo four! Ready!
Kahretsin! Bombalar ve çarpışmalar, kötü kombinasyon.
Bombs and butts are a bad combo,'Bama.
"Güzel ve yetenekli Maggie'nin adını bir gün altın harflerle yazdıracağından eminiz."
"With Maggie's combo of good looks and talent, we'll surely see her name in lights."
Şifresi nedir?
- What's the combo?
Yüzleş bununla kırmızı pantolonların yüksek teknoloji ile yakın arkadaşlarının birleşimine yakalandı.
Face it you got your little red shorts caught in a bad combo of high-tech and close friends.
Sadece bırakta beni biraz olsun mutlu eden tek şeyi yapıyım bu taze, lezzetli, tatlı etli, hindi dolu soğuk sandwiç.
Let me just enjoy the one thing that makes me a bit happy... this fresh, delicious, tasty... meaty, turkey-filled... Cold Cut Combo.
Tabii eğer sıradan bir düğün istiyorsanız kilise piyanosu ve bando takımını da tercih edebilirsiniz.
There's nothing wrong with a church organ and a combo after if you want to go the blah route.
Hip Rock roll kombosu bile yapmısşın.
You've even got a hip rock'n'roll combo.
Bu at tam formunda. Ve eğitici jokey kombinasyonu. Bu atta kaybetmen imkansız.
And that trainee / jockey combo?
Merhametsiz Dövüş Kombosu.
The Ultimate Fighting Combo.
Sana en ünlü Bundy hareketini anlatayım.
Let me teach you the famous Bundy combo.
Wo-Hop'taki caz üçlüsünden.
He likes the number three combo at Wo-hop's.
Bende karışık bir şeyler var.
I got a combo situation.
Beş genç adamdan oluşan dansçılar ve hepsi de Buda gibi.
Singing combo... five lads all built like Buddha.
Ona iyilik yapmış olacaksın. Orada kendini küçük düşürüyor! Haklısın biliyorum ama o forma içinde çok hoş gözüküyor.
- you're doing her a favor, she's humiliating herself out there - yeah I know you're right, but she looks so cute in her uniform just relax ok, take a deep breath, and I want you to picture you and me, dressed up as a number four combo
Keanu Reeves yapacağız, yüksek yağ oranlı dondurma paketi.
We'll do a Keanu Reeves, high-fat ice cream combo pack.
Pekâlâ sana kasanın şifresini vereceğim.
All right, I'll give you the combo.
Bence bu bir bütün.
I think it's a combo thing...
Muhteşem Takım
The Perfect Combo
Zor bir karışım.
That's a rough combo.
3 pork combo, ekstra pastırmalı bir taraftan 2 tadımlık acılı peynirli bir paket ciğer ve soğan ve günün siparişi alabalık şeklinde kesilmiş bir pirzola.
Three pork combos, extra bacon on the side, two chili cheese samplers, a basket of liver and onion rings, a catch of the day, and a steak cut in the shape of a trout.
İleri doğru iki tam bir yarım burgu atmayı ve kapalı bir saltoyla pike yapıp konmayı planlıyor.
He's planning a double-twisting interrupted forward-flying 2-and-a-half with a combo tuck and pike.
Bahse girerim şu TV, CD, VCD, laptop, scanner, fax aletlerinden değil mi?
I bet it's one of those combo TV / CD / VCR / Laptop / Scanner / Fax things, right?
Gazla birlikte ilaç almış olabilir.
Could be a combo of gas and pills.
Ben Buffy'ye birlikte dövüşürüm.
All we need is Combo Buffy.
Abur cubur ve radyasyon. Süper bir karışım.
Mmm, junk food and radiation- - good combo.
Ne karışım ama.
What a combo.
Ağrı kesici ve steroid karışımı.
Combo painkiller and steroid.
Baba-kız aplastik anemi vakam var.
Father-daughter combo present with aplastic anemia.
Çikolata ve çilek mükemmel kokulu bir bileşimdir. Evet.
Chocolate and strawberry, that's an excellent flavor combo!
Öz babam öldüğü zaman onu bir kere görmüştüm. Bill benden büyüktü. Eşcinseldi ve öğretmenlik yapıyordu.
Bill's like dozens of years older than me... and a actual real-life homo and a teacher... which is kind of gross, I mean, the combo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]