Compadre traduction Anglais
212 traduction parallèle
Bunu compadre'si yanıtlasın.
I'll let his compadre answer that.
Evet, buradayız, compadre'lerim ve ben.
Well, we're here, my compadres and I.
Baba, Biz yalnızca geçmişten bahsediyorduk.
Compadre. What we talked about that is all in the past.
Evet.. ve bunun için sana borçlandım, vaftiz babam.
Si.. and for that I'm in your debt, compadre.
ve sen, dostum, Ne sandınız, ha?
And you, compadre? What did you think, huh?
Bir odası ve sadece iki masası vardır ve yerde yemek pişirir. Ama soslu tavuğu ay yi yi, compadre, bir harikadır.
It's just one room and she has, uh, only two tables and she cooks on the floor, but her chicken mole, ay yi yi, compadre, it is the best.
Çok duygusalsın, patron.
You're too romantic, compadre.
Burada şakaları ben yaparım ahbap.
I make the jokes, compadre.
Hey, dostum. Carrincha cesetlerden korkmaz.
Hey, compadre, Carrincha isn't afraid of bodies.
Bay Baker a senin dostun mu?
Is Senor Baker a compadre to you?
- Biraz erkencisin dostum.
- You're a mite early, compadre.
Yani sen Tony ve yanındaki dostun.
You, Tony, and your compadre here.
Şu Minibüsü Kaldır Burdan Hayır Olmaz, İhtiyar.
Move this bus! No can do, compadre.
- Elveda, compadre.
Goodbye, compadre.
Bazılarımız geri bile dönemeyebilir ama bu riski almalıyız kardeşimiz Miguel için.
Some of us might not even come back... but that's the risk we got to take... for our compadre, Miguel.
Miguel, adamım, ne var ne yok?
Miguel, compadre, how you doin'?
Seni hemen buraya gömmeliyim.
I ought to bury you right here, compadre.
Hey ahbap.
Hey, compadre.
Selam, birader.
[Customer] Hello, compadre...
Hey, compadre, nereye gidiyorsun?
Hey, compadre, where you going?
Ama dostum bir kaç günde dağ aslanı gücünde olamazsın.
But, compadre you don't become a mountain lion in just a few days.
Biliyor musun dostum?
You know, compadre?
Gracias, yoldaş.
Gracias, compadre.
Hiç mi merak etmiyorsun, compadre?
Not a bit of it, compadre.
Tabii ki gitmem, compadre.
Course not, compadre.
Merak etme compadre.
Don't worry about that, compadre.
Hadi, kısacık.
Come on, compadre.
Adios, yoldaş.
Adios, compadre.
Nueva York, compadre.
Nueva York, compadre.
Gidiyoruz, dostum.
Come on, compadre.
Fidel, sevgili yoldaş.
Fidel, mi compadre.
Nereden bileyim, dostum.
Beats the hell out of me, compadre.
Kuzenim ve de en iyi dostum.
Cousin, compadre extraordinaire.
Lütfen.
- Please, compadre.
- İlişkili
- Compadre. - Associate.
Kabuğu sert olanları yiyeceksin dostum.
Pumbaa, my corpulent compadre, it's the crunchy ones that make the meal.
Ölmek üzere olan annen nasıl, ahbap?
How is your dying mama, compadre?
Şapkalı dostumuz müttefik toplamak için bir toplantıya katılacak.
It happens our capped compadre is attending a meeting of notable ne'er-do-wells.
Tanrı ruhunu huzura kavuştursun dostum.
- God have mercy in your soul, compadre.
Doktora görün.
Try to see a doctor, compadre.
Vaftiz babam onu sordu.
My compadre inquired about him.
Vaftiz babana dikkat et.
Careful of your compadre.
Vaftiz baba bana bir teklifin mi var?
Offer something to my compadre.
- Teşekkür ederim.
- Thank you, compadre.
Doğru o vaftiz babamın dövüş horozu.
That's right, he's my compadre's gamecock.
Gücendirmek istemem, ama bu konuda hiçbir şey bilmiyorsun.
I don't mean to offend, compadre, but you know nothing about it.
Ve o senin vaftizin.
And he's your compadre.
Vaftiz... bir dakikayı bile boşa harcamadığını biliyorum.
Compadre... you sure don't waste a single minute.
Ben vaftizime burada söylüyorum, sıska biri.. kötü bir zamanda geldi.
I was just telling my compadre here, the skinny one... he's come at a bad time.
Ben sadece onu bir şekilde tutmak istiyorum, Vaftiz.
I just want you to keep him in shape for me, compadre.
Ben, Vali ve vaftiz don Sabas'ın... fabrikaları için şehirdeki özel yerlere baktıklarını görüyorum.
I see the Governor and your compadre don Sabas... picking over each and every property in town for their factory.