Compare traduction Anglais
2,580 traduction parallèle
O kendini beğenmiş hergele ile, beni karşılaştırmaya nasıl cüret edersin.
How dare you compare me to that smug bastard.
Mileina, bunları bilinen tiplerin boyları ile karşılaştır.
Mileina, compare it with known silhouettes.
Sayın danışman şu anki ordumuzun gücü ELS'lerle başa çıkmaya yeterli midir?
Director, how does our military strength compare to the ELS?
Ama hastaya ya da yeni bir bilgiye ulaşma iznimiz yok.
You have to compare lesions to differentiate. But we don't have access to the patient or any new information.
Beni Lucy ile kıyaslama.
Do not compare me to Lucy.
Bu gece bir araya gelip notlarımızı karşılaştırmak istemene imkân var mı?
Any chance you wanna get together later tonight and compare notes?
Ve sen hep kendini diğer insanlarla kıyaslama dersin.
And you always say don't compare yourself to other people.
Sadece beni Lee'yle kıyaslamalarından korkuyorum.
Just worried they'll compare me to Lee.
Adam, Roni Parker'ın mezarında bulduğumuz sakızdan aldığın DNA profilini, Roni Parker'ın kendi profiliyle karşılaştırmanı istiyorum.
Adam, I want you to compare the DNA profile you recovered from the chewing gum we found in Roni Parker's grave to her own profile.
Yani, karşılaştırma açısından, kardiyotorasik olarak 120 adet var.
I mean, uh, to compare, cardiothoracic has 120.
Hiçbir ses çipi senin kendi hayal gücünle karşılaştırılamaz.
No voice chip could ever compare with the magic of your own imagination
Aldıkları maaşla aktörlerin aldıklarını karşılaştırdığımızda...
I mean, when you compare their salaries to what actors make, it's...
Keşke sen de orada olsaydın... yani o gece.. o zaman notlarımızı karşılaştırabilirdik.
I wish you had been there... That night, Then we could compare notes.
Bazılarının giydiği palyaço kostümleriyle mukayese edin.
Compare it to the clown costumes Some of the people around here wear.
Elinde karşılaştırma yapacak bir şey olsun diye bir kez daha yapmalıyız belki.
Well, maybe we should do it again To give you something to compare it to.
Onu bununla kıyaslayın... bir gergedan böceği.
Compare him with him... a rhinoceros beetle.
Eminim bir aşk hikayesidir. Bunu başka aşk hikayeleriyle karşılaştırsam?
Can I compare it to another love story?
Bu cihazların tarifleri ile Kolombo'nun Bermuda üçgeni yakınındaki bir vasıtaya ilişkin verdiği tarifi ;
When you compare those descriptions of these devices with the description that Columbus gave of a craft nearing the Bermuda Triangle actually rising out of the water, a light that followed the ship, you realize there's a similarity in both of these locations to
Şimdi bu mağara resimlerini, Hopi'lerin kachina bebekleri ve de Japon Dogu figürleri ile karşılaştırabilirsiniz.
Now, you compare these cave paintings with the kachina dolls of the Hopi, and with the Dogu of Japan.
Buradaki resmi görebilmek ve de burada gördüğümüz Mısır büstü ile karşılaştırmak anlaşılmaz bir gizem... kafa biçimleri aynı...
To see this picture right here and compare it to the Egyptian bust we see right here, it's uncanny... the head shape is identical.
Karşılaştıracak bir şeyleri anladığında, bu durumda insanlığın kalıntıları, sen buradan alnının akıyla çıkacaksın demektir.
Once he gets something to compare to, in this case, the dregs of humanity, you'll come out looking just fine.
Az önce kendini Martin Luther King'le mi karşılaştırdın?
Wow. Uh, did you just compare yourself to Martin Luther King?
Mukayese etmemiz lazım, tamam mı?
We need to compare them, okay?
Beni, Shim Chung'un babasıyla nasıl kıyaslarsın!
How dare you compare me to Shim Chung's father!
Bunu akademi diplomasıyla mukayese edemezsin.
You can't compare it to an Academy-graduate
On yıl sonra, kendimi Natali'ye benzeteceğim.
Ten years later, I would compare myself to Natali.
Yatırım yapacağın filmde her sahneyi eşsiz çekeceğim.
In the next film that you fully subsidize I'll surely make every scene beyond compare.
İki pozisyonu karşılaştıralım. Aynı hız ve hatta çıkıştaki yatış açılarının farkına bakın.
Compare the two, with the speed and line almost identical, look at the difference in exit lean angle.
Şimdi de dik sürüşle sarkarak sürüşü karşılaştıralım ve bir fark var mı görelim.
Now let's compare straight-up riding with hanging off and see if there is a difference.
motora sıkıca yapışmışkenki durumunun farkına bakalım.
And compare that to locked on to the bike firmly.
Bu açıdan erken ve geç girişleri karşılaştırmak kolay.
It's easy to see how the early and later entries compare in this regard.
İkisini karşılaştıralım.
Let's compare.
- Emily ile kıyaslayınca, biraz sönükler.
Obviously I'd have to compare... - yours and Emily's side by side... - Gary, Gary, Gary.
o teoriyi tahminlerde bulunmak için kullanıyoruz ve sonra bu tahminleri gözlemlerle karşılaştırıyoruz.
We use that theory to make predictions and then we compare these predictions with observations.
Sadece tarihin M.Ö. 680 olduğundan emin olabiliriz. Çünkü o zamanki Mısır, Roma ve Yunan arşivlerini karşılaştırabiliriz.
We can be sure only the data after 680 BC because when I started to compare the Egyptian archives with the Roman and Greek.
Bu, büyük bir başarıydı ama hiçbir şey Büyük Piramidi inşa etmekle kıyaslanamaz.
It was a huge achievement but you can not compare with building the Great Pyramid.
Bunları modern makinelerle yapılan kesiklerle karşılaştırınca benzerlikler dikkat çekicidir.
Compare this with rocks cut by modern machine tools. The similarity is amazing!
Niye bu piramitten Giza'ya atıfta bulunuluyor bilmiyorum.
I do not know why all this compare with the pyramid of Giza.
Etrafta dolanmakla ilgili, kimse senin eline su dökemez.
If you compare the time hanging around, then you've done it much longer.
Geçen yılın sonuçlarıyla kıyaslanamayacak kadar başarılı olduk.
It was a huge success that doesn't even compare with last year's results.
Bir lonca bu işe karışamaz.
A guild's principles can't compare.
Bir kadının dokunuşuyla yapılan, yemek gibi olur mu hiç?
Still, would it compare with a woman's touch?
Bu 130 parça altınla kıyaslanamaz.
That can't compare to 130 oz. of gold.
Evet, Öteki dövüşcülerle karşılaştıramam.
Yes, I can not compare with other fighters.
Söylediğim gibi, onunla karşılaştırma.
Like I said, not compare with him.
Kendini diğerleriyle kıyaslayıp üzme kendini.
Don't compare yourself with others, making yourself unhappy.
Tabii aptallığınızdan tanrılarla kıyasladığınız prensesi kurban etmezseniz.
Unless you sacrifice the princess you so foolishly compare to the gods.
Odaya birisi girdiğinde, kendini onunla kıyaslıyorsun, bir puan düş.
Every time someone walks into a room you compare yourself to them, deduct a point.
Tonlarca yemek!
Food beyond compare!
Astronomlar galaksilerin dağınık yıldız kümeleri halinden bugün gördüğümüz düzgün yapılarına nasıl dönüştüğünü görebiliyorlar.
How did they compare with modern-day galaxies? How have they grown?
Karşılaştırmalarını mantıklı yap.
Don't even try to compare.