Contract traduction Anglais
8,975 traduction parallèle
Bay Lange bu hastalığa yakalanan ilk Amerikalı.
Mr. Lange is the first American to contract it.
-... bir sözleşme hazırlayabilir.
I believe Hedman can draw up a contract.
O da 300 yıl önce anlaşmayı imzaladığı zamandı.
It was when he signed the contract for almost 300 years ago.
Eğer Başkan Cha ve Başkan Min arasındaki sözleşme feshedilseydi bundan en çok kim yararlanırdı?
If, at that time, the contract between Chairman Cha Geon Ho Chairman and President Min Seo Yeon was terminated, who do you think benefited from it the most?
Teröristler, karteller ve suçlular, kargolarını saklamak için onunla bağlantı kuruyor sorgusuz sualsiz.
Terrorists, cartels and criminals contract with him to store cargo, no questions asked.
Benimle bir sözleşme mi yapmak istiyorsunuz?
Are you asking me for a contract?
Drew'in Portland'da oynamak için bir aylık sözleşme imzalamasından bir hafta sonra.
Just one week after Drew signed a month-long contract to pitch in Portland.
- Kiralık katil olabilir.
Could be a contract killer.
Kiralık katiller genelde beta bloklayıcı alır.
Contract killers, you know, they often take beta blockers.
Büyük bir iş aldık. Umurunda değildi gerçi.
Just got a big contract, too, not that he cared.
Sözleşmeyi imzalayalım!
Let's sign the contract!
Tabii ki, her sendika sözleşmesinde olduğu gibi 45 dakika hakkı var.
Of course, she is entitled to 45 minutes as per her union contract.
- Umarım enfeksiyon falan kapmazsın.
I hope you don't contract an infection.
Evlilik iki birbirini tanımayan aile arasında gerçekleşen bir mukaveledir. Haiku :
"Marriage is a contract between two adults of different families."
Evlilik bir muhaveledir derler ama evlilik bundan çok daha fazlasıdır.
Marriage is a contract... but it's so much more than that.
Kontratı bana uzatın.
Hand me the contract.
Kontratı değerlendirip konuyla ilgili kararımı açıklayacağım.
I will evaluate the contract and render my decision about this matter then.
Bay Appleby ve Bay Lindo arasındaki kontratı inceledim.
I have looked over the contract between Mr. Appleby and Mr. Lindo.
Bay Appleby ile Bay Lindo arasındaki kontrata göz gezdirdim.
I have looked over the contract between Mr. Appleby and Mr. Lindo.
Kontrat üç ada bitmeli.
The contract must last for three months.
Adamın bir milyonluk kontratıyla uğraşmak.
Messing with his million-a-year contract.
Siz de kontratınızı maaş bordronuzda bir ordu dolusu sosyal hizmetler çalışanı var diyerek almışsınız.
And you got your contract claiming you got a whole army of social workers on your payroll.
Jason, sözleşmeni uzatmayı tamamladığında borcunu ödeyebilirsin.
You can pay him back when Jason closes your contract extension.
2 yıl, kanuna uygun bir sözleşmeyle.
Two years with a contract, all legal like.
Yani çok kötü değil.
It's a six-month contract, but he's allowed to come home for a weekend in the middle of it, so it's not all bad.
Yeni sigorta sözleşmesi eskisini feshedecek mi?
Will the new insurance contract cancel out the old one?
Göze batmamaya çalış. Kısa zaman içinde senin için Dallas'la yepyeni bir anlaşma imzalayacağız.
We're gonna have you packed for Dallas with a brand-new contract in no time.
Vernon'ın yeni kontratı iptal oldu.
Vernon's new contract's off the table.
Ame Vernon iyi biri. Eğer bu fotoğraflar sızarsa kontratını iptal etmekle bitmeyecek. Masumiyetinden geri kalan ne varsa o da tamamen altüst olacak.
But Vernon's a good kid, and if these pictures get out, not only is his contract gonna get killed, but whatever little innocence he has left is gonna get completely fucking destroyed.
Okuduğum dökümanda yazdığına göre Nighthorse, Barlow Connally'i... anlaşmalarına uymadığı için dava ediyor. Ama onlar birbirinin can düşmanıdır.
The document that I just read said that Nighthorse is suing Barlow Connally for breach of contract, but those two are sworn enemies.
Nasıl bir anlaşmaları olabilir ki?
What contract could they possibly have?
Bu senin ile Alkol, Tütün ve Ateşli Silahlar Bürosu arasındaki Şartlı Tahliye Anlaşması.
That's your probationary contract between you and the bureau of alcohol, tobacco and firearms.
Vernon borca battı ve ilk kontratı çoktan ödendi.
Vern's neck-deep in debt and his first contract's already paid out.
Littlefield'ın sözleşmesindeki olay ne?
Hey, what's happening with Littlefield's contract?
Bu kontratı kaybettim, aile işlerimizi kaybettim.
I lose this contract, I lose the family business!
Hayır, ben buradayken bütün hesaplar dengedeydi, burası daha beş altı ay kontratsız giderdi.
When I was here, all the accounts were balanced! This place could've gone five, six months without a contract!
Pekâlâ, bulmanız gereken şey anlaşma.
Very well, and so what you need to find is the Contract.
Neredeyse her şeytan anlaşma ile çalışır.
You know, almost every demon works via a Contract.
Keating ailesinin şeytanla bir anlaşma yaptığı anlamına geliyor. - Diğer anlaşmanın vadesi ise...
It means the Keating family has signed a deal with the devil, and the next Contract comes due...
Anlaşma.
- The Contract.
Biri imza sahibinin şansını tehdit edecek olursa anlaşma o kişinin sonunu getiriyor.
Anyone threaten the good fortune of the signer, the Contract will arrange circumstances for that person's destruction.
Aslında vasi bütün gücünü anlaşmadan alıyor.
The executor actually gets all of his power from the Contract.
Güç, odak, etki. Güç, odağa yâni anlaşmaya bağlı ruhtan kaynaklanıyor.
The power, focus, effect, the power being the soul bound to the focus... the Contract.
Etki ise imza sahibinin isteklerini yerine getirirken ortaya çıkan tüm ölümler ve kaostan oluşuyor.
The effect... all of the death and chaos in the Contract's wake as it fulfills its signatory's deepest desires.
Anlaşmanın yarattığı kaostan besleniyor ve anlaşmanın vadesi dolduğunda imza sahibini yok ediyor..
It feeds off the misery caused by the Contract and then consumes the signatory once the Contract comes due.
Keating ailesi, gizli hazine, anlaşma.
Keating family, secret treasure, Contract.
Anlaşmayı aldığımızda onu elimizle dışarıya çıkarmak için bir A planımız olmalı ve gerektiğinde onu aşağıya atabileceğimiz bir B planı yapmalıyız.
Anyway, once we recover the Contract, we should have a primary exit plan, a-a way to walk out with it in hand. And a secondary exit plan, a way to drop it of for a pickup.
Anlaşmayı korumak için.
For the Contract.
Sana gelirsek, cezan...
Well, daughter, even though you have done nothing seriously wrong, first I will tear this contract one more time. And as for you, your punishment will be...
Anlaşma neye benzer?
What does a Contract look like?
Bu onu yerinden oynatmak istemedikleri anlamına geliyor.
- So the Contract is 200 years old, which means they don't wanna move it around at all.