Cook traduction Anglais
12,481 traduction parallèle
Şefe özel olarak senin için yaptırdım.
I had the chef cook it for you especially.
Hailey, ben Bayan Cook.
Hailey, Mrs. Cook here.
Çok iyi bir aşçı.
He's a pretty good cook.
Cook Country ve savcılık bürosunu çok güzel tanımlıyor.
I think this perfectly describes Cook County and the SA's office.
Kız arkadaşın ilk kez evine geliyor ve sen Nick'ten yemek yapmasını mı istedin?
Your girlfriend's coming over for the first time, and you asked Nick to cook?
Kırdığın rekorun hatırına sana hayatında yiyebileceğin en ince biftekten yapacağım.
In honor of that record you broke, I'm gonna cook you the thickest steak of your life.
Pekâlâ domuz eti, seni 24 saatliğine sihirli ızgaraya atacağım ve yemek yarışmasını kazanacağım.
Okay, pork, I'm gonna throw you in that magic smoker for 24 hours and win that cook-off.
Televizyonda hatta muhtemelen bazı uçaklarda yayınlanacak bir yemek programına çıkacağız.
We are on a head-to-head cook-off that'll be shown on TV and probably some planes.
Aşçımız pek İngilizce...
Our-our cook barely speaks English...
Yemek yarışması mı istiyorsun kancık?
You want a cook-off, bitch?
Hızlı düşün ızgaracı.
Think fast, fry cook.
Sen zeki, tatlı bir adamsın ve güçlüsün ve komiksin ve harika bir aşçısın ve yaşadığın tüm trajedilere karşın, hala iyi bir kalbin var.
You are a smart, sweet man, and you're strong, and you're funny, and you're a hell of a cook, and with all this tragedy you've experienced, you still got a good heart.
Aşçı bu adam.
Figure this guy's the cook.
Adanın en verimli aşçısıydı.
Used to be the most prolific cook on the island.
Dedim ya, pişirmek zorundaydım.
I had to cook. I had no choice.
Kapıdan çıkar çıkmaz saldırdılar. Onlar için pişirmezsem Carter'ı öldüreceklerini söylediler.
Barely out the door when these guys jump me, and they tell me if I don't cook for them, they'll kill Carter.
Beni yeniden uyuşturucu üretmeye zorlamak için hepsini öz oğlum mu uydurmuş?
My son made up this threat to force me to cook again?
Aşçı olman hesapta yoktu herhalde.
Didn't have you down to be a cook.
Bir şeyler pişiririm.
I'll cook something.
- Ne pişireceğiz?
What we going to cook?
- Acılı Meksika yemeği.
We'll cook chilli.
- Meksika yemeğini nasıl pişireceksin?
How do you cook a chilli?
- Nasıl pişireceğimi biliyorum. - Öyle mi?
I know how to cook a chilli.
- Senin Meksika yemeği yaptığını hiç görmedim.
I've never seen you cook a chilli, mate.
- Meksika yapmayı bilirim.
I know how to cook a chilli.
Cook Me The Money izleye izleye sıkıntıdan bileklerimi kesecektim ama samimi olduğunu görüyorum.
Well, I was gonna slit my wrists in front of Cook Me The Money but... - seeing as you're so pretty... - ( CHUCKLES )
Peki aşçılar ve diğer kadınlar nereye gitti?
But the cook staff? Housekeeping?
Bebeğin annesi mülkiyet yüzünden Cook County'de.
Baby's mom is in Cook County for possession.
Bizim çaylak da eskiden met pişiriyormuş, değil mi?
You know Prospect here used to be a meth cook, right?
Ne diye yaparsın öyle malları?
Now why'd you cook that stuff for?
Sonra biraz daha pişirdim, biraz daha pişirdim.
So then I cook it a little bit more, cook it a little bit more.
Annene çekmediğin için yemek yapamıyorsun. Babana çektiğin için hesaplama yapamıyorsun.
You can't cook because you don't take after your mother, but you can't do arithmetic because you take after your father?
Yani kim "erkekler yemek pişiremez" diye?
I mean, who says that men can't cook?
- Güzel de yemek yapıyor.
And she's a great little cook.
Ancak aşçının mutfaktan çıkmasına izin verilmemeli.
But is a cook allowed out of the kitchen? Get back into the kitchen.
Yazılar olsun sana Les Cook!
Shame on you, Les Cook!
Cook.
Cook.
Sen yemek yapmazsın, Elena yapmaz.
You don't cook, Elena doesn't cook.
Neden? Felix'in bir ton kristal üretebilmek için yeterli kaynağı var.
Felix has a line on enough base to cook up a ton of crystal.
Ben de, senin nasıl üretebileceğini bildiğini ve arkadaşın Bernard'ın da dağıtımı sağlayabileceğini hatırladım hepimiz bu işin sonunda havuzlarımızda dinlenebiliriz.
So I figure, you know how to cook it and your friend Bernard can help shift it. And we all end up in mansions with swimming pools.
Seni 24 saattir görmüyorum ve göze batmamakta neymiş, Schizo için bir kilo kokain taşımaya ve neredeyse seni öldürecek olan eski ortağın Bernard ile birlikte kendi üreteceğin uyuşturucuyu satmayı dahi kabul etmişsin.
I don't see you for 24 hours, and instead of lying low, you agree to move a kilo of coke for Schizo, and cook meth for Felix, which you plan on selling through your old pal Bernard, who just happens to want you dead.
Charlie, Darko ve Felix için uyuşturucu yapmayı kabul etti.
Charlie agreed to cook meth for Darko and Felix.
Cook County etik yasalarına göre sadece 75 doların altındaki hediyeleri tüketme iznin var.
You're only allowed to consume gifts under $ 75 according to Cook County ethics rules.
Keyfini çıkarmak, sana kahvaltı yapmak istiyorum.
I want to enjoy it. I want to cook breakfast for you.
İyi uyuştunuz çocuklar.
And you guys can cook, too.
- Yemek de yapar.
And he can cook, too.
Öğrendiğime göre bir de yemek yapıp, bahçeyi düzenleyecekmişim.
For all I know, I'd have to cook and do the garden into the bargain.
9 kişiye ne yapacağım?
What am i going to cook for nine people?
- İyi yemek yapar. Yok ya?
This guy can cook.
Senin için üretecek ve içeceğim de, adamım.
I can't cook for you and smoke too, man.
- Yeni bir aşçım var.
- Oh, I have a new cook.