Counsel traduction Anglais
3,180 traduction parallèle
Yedi başkana manevi danışmanlık yapan Marvin Drake kriz zamanlarında tüm Amerikalılara tüm dünya vatandaşlarına bıkıp usanmadan doğamızın iyi meleklerine kulak vermemiz gerektiğini hatırlattı.
Marvin Drake gave spiritual counsel to seven presidents. In times of crisis, he was a tireless reminder to all Americans, to every citizen of the world, to heed those better angels of our nature.
Yedi başkana manevi danışmanlık yapan Marvin Drake kriz zamanlarında tüm Amerikalılara tüm dünya vatandaşlarına bıkıp usanmadan doğamızın iyi meleklerine kulak vermemiz gerektiğini hatırlattı.
Gave spiritual counsel to seven presidents. In times of crisis, he was a tireless reminder... to all Americans, to every citizen of the world, to heed those better angels within ourselves. In his departure, it's incumbent upon the rest of us, most especially those of us...
İmzalı bir itirafım var ama kusurlu. Çünkü bir polis, arka arkaya faile nasihat verdi.
I have a signed confession that's now tainted because a cop repeatedly spoke to a perp behind the back of counsel.
Siz eşcinsel olduğunuzu açıklayacak sonra tıpkı Jeremy Kyle'daki kel herif gibi size öğüt vereceğim.
You know, you come out then I'll counsel you, like the bald guy they bring out on Jeremy Kyle.
Dedektif Gabriel sana kendisini açıklayabilmek için avukat hakkından vazgeçti ve tam işbirliği yaptı.
Detective Gabriel waived his right to counsel and fully cooperated so that he could explain himself to you.
Jüriyi çağırıp duruşmayı başlatmadan önce avukatların bir teklif var mı?
Does counsel have any motions to bring before I call in the jury and start the trial?
Bizi yönlendiriyorsun.
You provide us counsel.
Pyeongjeong Bakanı olarak Majestelerine fikir beyan edebilir miyim?
May I elevate counsel to Your Majesty, as the Minister of Pyeongjeong?
Bugün bana yalnızca alkol bağımlılığın için mi akıl danışmaya geldin, evladım?
Was your alcoholic transgression the only reason... you sought my counsel today, my child?
Belli ki, Shirley'nin avukatı var,.. ... ve ben de yargıç gibi giyinebileceğim.
Obviously, Shirley has her counsel, and I get to dress like a judge.
Sayın Hakime Hanım savunma avukatı, Boyle, Baxter ve Russell hukuk firmasından Jack Boyle.
Jack Boyle, Your Honor, of Boyle, Baxter and Russell, counsel for the defense.
Avukat kürsüye yaklaşsın, ceza tarihini belirleyeceğiz.
Counsel will approach. We'll set a date for sentencing.
O halde, avukatları odamda çağırıyorum.
Then I'll see counsel in my chambers.
- Sayın Yargıç, savunma avukatından gelen bütün kanıtlara uyduk.
Your Honor, we've complied with all discovery requests - from the defense counsel.
"4 tane falan." Tabii, neden senden öğüt almayayım?
"Like, four." Yes, why wouldn't I seek your counsel?
Cinayet kurbanlarının ailelerine danışmanlık yapmak için Amerika devlet yardımıyla ödüllendirildi.
Awarded a federal grant to counsel families of homicide victims.
Şey gibi olabilir "özel avukat", tıpkı Michael Clayton gibi.
He would be, um, "of counsel," like Michael Clayton.
Özel avukat listesinde.
On the "of counsel" attorney list.
Ona nasihat verebilir misiniz? Nasıl söylesem?
Can you... counsel him, how can I express it?
Teğmen Sparks'ın yasal danışmanlık almaya hakkı var.
Lieutenant Sparks has a right to legal counsel.
Avukat, sanırım eş avukatınız size sesleniyor.
Counselor, I think your co-counsel wants you.
Park Min Sook'un yasal danışmanı olarak inişli çıkışlı evliliğiniz için geçmiş olsun dileklerimi arz ederim...
As the Legal Counsel of the plaintiff, Park Min Sook, in providing alibis, aiding, abetting, etc.,
- Bütün söylediğim eğer kocasıyla problemleri varsa bu, başka şeyler yapmaktansa teselliyi neden senin kollarında aradığını açıklar.
All I'm saying is, if she had any personal problems, anything with her husband, it could explain her seeking you out for counsel, rather than the other way around.
Sana yasal bir konuda danışmalıyız.
Uh, we require your legal counsel.
İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç, avukat ifade veriyor.
Objection, Your Honor, counsel is testifying.
Avukat hâlâ ifade veriyor.
Counsel is still testifying.
- Avukat ifade veriyor.
- Objection. Counsel is testifying.
Bu duruşma Yargıç Harrison Creary'nin Halka karşı Gwyneth Van Zanten davasında davalı ve savunma avukatı aleyhine önyargılı davranıp davranmadığını belirleme duruşmasıdır.
This is a hearing to determine whether Judge Harrison Creary is prejudiced against the defendant and defense counsel in People v. Gwyneth Van Zanten.
Alâkası var çünkü bir yargıcın bir davada kararını verirken, savunma avukatı hakkındaki şahsi fikirlerini tamamen bir yana bırakabilme yetisinin olduğunu kanıtlıyor.
Relevance. It's relevant because it proves a judge is fully capable of putting personal feelings about defense counsel aside when deciding a case.
Onları nasıl yönlendireceğimi bilmiyorum.
I... I don't know how to counsel them.
İstediğiniz zaman danışmanınızı arayabilirsiniz.
You can seek counsel at any time, ma'am.
Şoför. Gallo, onun avukatı olarak görünüyor.
Gallo is listed as his counsel.
Ne tür bir adam olduğunu, bu iki yüzden hangisini tercih edersin bilmiyorum ama şuradaki cömert adam var ya, eğer bizi ve şehri uzun ve pahalı bir davadan kurtarır ve avukat haklarından feragat edip itiraf edersen sana seçim hakkı vermek istiyor.
Now I don't know what kind of man you are, which of these two faith you prefer, but Rodin here is a a generous fellow. He's wanting to let you take a pick... if you save us and the city a long and costly trial, waive your right to counsel, and confess, right now.
Her şeyden önce rakibimin açıkça kendisine yakışmadığını düşündüğü bir şey yapardım ki bu da bu hayati meselede büyüklerimin fikirlerine danışmak olurdu.
First of all, I would have done something my opponent clearly feels is beneath him, and that is to seek the counsel of my betters on this crucial issue.
Muhtaç kadınlara elimizdeki en uygun avukatı sağlamaya çalışıyoruz.
We try to provide destitute women access to the very best legal counsel available.
Şu anda, Lacey Stubbs'a verebileceğimiz en uygun avukat sizsiniz.
At the moment, the best counsel we have to offer Lacey Stubbs is you.
Pembe torbanın görüntülerinin ve çekimi durdurmak için kameramana el sallayan sizin görüntülerinizin duruşmadan önce Lacey Stubbs'ın avukatına verilen kasette olmadığını öğrenmeniz bir sürpriz mi oldu?
Would it surprise you to learn that the footage of the pink bag... And the footage of you waving at the cameraman... To stop filming were not on the tape given to Lacey Stubbs'counsel before the trial?
Lance'in avukatı İngiltere ve Fransa'da iftira davası açtı.
Lance's counsel sued for libel in Britain and France.
İyi bir öğüt duymak ne kadar da güzel
Oh, what it is to hear good counsel.
Avukatın olarak şunu söylemeliyim her ne şekilde tahrik ederlerse etsinler kimse ile konuşma.
As your attorney, I must counsel you not, whatever the provocation, not to talk to anyone.
Onu cevaplamaması için yönlendiriyor musunuz, sayın avukat?
Are you instructing him not to answer, Counsel?
Jomsberg'den Eirick Bloodletter'ın onun huzuruna çıkmak için buraya geldiğini söyle.
Tell him that Eirick Bloodletter of the Jomsberg's here and wishes to seek his counsel.
Görüyorsun kardeşim. Tanrılarla görüşen bir tek sen değilsin.
You see, brother, you're not the only one with the counsel of the gods.
Benim görevim suçlananları savunmak ve onlara ihtiyaçları olan yasal tavsiyeleri vermektir.
My job is to defend people that are charged with a crime and it's their right to have vigorous legal counsel.
Başkan Lee Dong Hwi Bağımsız Soruşturma Sonucu Duyurusu
President Lee Dong Hwi Independent Counsel Investigation Results Release
Kılıcın ve nasihat verdiğin için teşekkür ederim Leydi Sif.
I thank you for your sword and for your counsel good Lady.
Nehir kıyısı emlak kiralarını kontrol eden özel teşebbüsün baş danışmanıyım.
I'm lead counsel for the private interest who controls the lease on the riverfront property.
Judith, Arley yatırım yapacak şirketimize ve uluslararası olucaz.
Judith, Harley is looking to invest in my company. We want to take Wise Counsel online and international.
Sanırım bi kaç şeyi de bu yüzden araştırmamız gerekiyor
I think we can start with the Wise Counsel questionnaire that I developed. And pretty much we use it to see whether or not someones compatible.
Gitmen gerek, artık bu son bulmalı
We have someone I can pay to help you through this and help counsel you.
O orospu çocuğuna akıl ver.
Counsel that motherfucker.