English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ C ] / Counselor

Counselor traduction Anglais

3,228 traduction parallèle
Evet, avukat, ama ne yazık ki AA bir müvekkil, hasta ya da kilise ayrıcalıklarını korumuyor ve cevaplar alınmasına zorlanabilir.
Yes, Counselor, unfortunately, AA is not covered by client, patient, or clergy privileges, and answers can be compelled here.
- Beş dakika mı istiyorsun avukat?
Oh, you want a five, counselor?
Hudson hapishanesine girdi. GED'sini aldı. Diğer mahkumlara yol gösterdi.
He went to Hudson Correctional, he got his GED, he was a peer counselor, and then, when he got out, he opened up that car dealership.
Profesyonel bir bağımlılık danışmanı olduğunu düşünürsek daha zordur.
Harder if you are a professional addiction counselor I would imagine.
- Elimizde ne var avukat hanım?
What do we got here, counselor?
Otobüsüm kalkıyor, acele etsen iyi olur Avukat Hanım.
My bus is leaving, you better hurry, counselor.
Kahve için sağ olun, avukat hanım.
Thanks for the coffee, counselor.
Benim mahkemem bu yemez, avukat bey.
That won't fly in my court, Counselor.
Kat'in babası öldüğünde annesi yas danışmanına gitti.
When Kat's father died, her mom went to a bereavement counselor,
Sayın avukat?
Counselor?
Sayın avukat!
Counselor!
Avukat Bey, bu bir defaya mahsus bir anlaşmaydı.
Counselor, that was a one-time deal.
Onun eski okul danışmanı şok olduğunu söyledi.
The counselor at his old high school said he was shocked...
Rehber öğretmeni beni aradı.
The guidance counselor called me.
Vay, taşaklı çıktın Danışman.
You got some balls there, Counselor.
Belki bu konu hakkında bir danışmanla ya da bir hemşireyle falan konuşabilirsin.
Maybe you could, uh, talk to a counselor about that or a nurse.
Judith ise.. hayalleri evlilik danışmanı olmaktı
And Judith, well, her dream was to become a marriage counselor.
Şu an ehliyetim olsa.. danışman olur kendi hayatımı kurardım
I thought by now, I'd at least have my license. I'd be a marriage counselor. I'd be on my way to starting my practice.
Bu çok sıradışı olabilir tabiki
You know... That's very noble, I think. Marriage counselor, that's a wonderful career.
Yardım edebilirim sana ben
And you know I could totally help you with this marriage counselor thing.
Bu şimdi hoşuna gidecek
Instead of going into business with Janice. You and me, we should start that marriage counselor thing.
Senin okul kayıtlarını ele geçirdim Guy Trilby, Ve 8. sınıf danışman hocan altına bir not düşmüş sen bırakmadan hemen önce Hani bakayım diyor ki sen dahilik belirtileri gösteriyormuşsun
I got hold of your school records, Guy Trilby, and your 8th grade counselor made a note on your file just before you dropped out...
Ben lisanslı bir terapist ve yas danışmanıyım. Yirmi yılı aşkın süredir bu alanda çalışıyorum.
I'm a licensed therapist and a grief counselor... and I've been in this field for over twenty years.
- İyi görünüyorsunuz Avukat Bey.
Looking good, Counselor.
- Günaydın Avukat Bey.
Good morning, Counselor.
- Hayretsin ya.
Jesus, Counselor.
Hay Allah, bunun nasıl bir soru olduğundan emin bile değilim.
Jesus, Counselor, I'm not even sure what sort of question that is.
Bir düşün, Avukat Bey.
Think about it, Counselor.
- Avukat Bey.
Counselor.
- Galiba yok Avukat Bey.
You can't think, Counselor.
- Avukat Bey. - Westray.
Counselor.
Avukat Bey, ben sadece aracıyım.
Counselor, I'm just a middle man.
Tamamen farklı bir türdür Avukat Bey.
This is a different species, Counselor.
Tavsiye etmem Avukat Bey.
I can't advise you, Counselor.
Tavsiyem bu yönde Avukat Bey. Sakın yapma.
That's my recommendation anyway, Counselor.
Gerçek şu ki Avukat Bey, gözümü bile kırpmadan bütün bunları arkamda bırakabilirim.
Can you? Truth is, Counselor, I can walk away from all of this in a second.
Her şeyi gördüm Avukat Bey her şey boş.
I've seen it all, Counselor. It's all shit.
Avukat Bey?
Hey, Counselor?
Avukat Bey, düşünmeniz gereken bir şey daha var.
And, Counselor, here's something else to consider.
Seni Avukat Bey.
You, Counselor.
Nasılsın Avukat Bey?
Well, Counselor, how are you making it?
Avukat beyle eski arkadaşızdır.
Me and the Counselor go back a ways.
Ya sen memnun musun Avukat Bey?
Are you okay with everything, Counselor?
- Sen öyle mi yaptın Avukat Bey?
Is that what you do, Counselor?
- Avukat Bey, otur lütfen.
Hell, Counselor, keep your seat.
Petunia, istediği olmayınca Avukat Bey ölü taklidi yapar.
See, petunia, the Counselor has a way of sullin'up like a possum when he don't get his own way.
Tanrım, şaka mı ediyorsun?
Jesus, Counselor, are you kidding?
- Ben ne bileyim ya.
Jesus, Counselor, how do I know?
- Avukat Bey? - N'aber?
Counselor.
Bir düşün Avukat Bey.
You need to think about this, Counselor.
- Hayır.
— You'll be all right, counselor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]