Crew traduction Anglais
14,660 traduction parallèle
Mağdurlar Cottonmouth'un adamı mı?
Are the victims a part of Cottonmouth's crew?
Ekip kurulum yapacak.
The crew needs to set up for later.
Mike Jones adındaki çocuk ve arkadaşları topluca kuzenimin ırzına geçmişti.
The boy, Mike Jones, ran a train on her with his crew.
Söyledim. Tommy'nin dikkatini çekmeliyiz ve bunu yapmanin en iyi yolu suradaki haber ekibinden geçiyor.
Look, I told you, we need to get Tommy's attention, and the best way to do that is with that news crew right there.
Tayfa değişti.
The crew sure has changed.
Demiryolu mürettebat düzenlenen iki binici vardı.
There were two riders who held up the railroad crew.
Demiryolu ekibi bu sabah 200 kişi eksik.
Rail crew's down 200 men just this morning.
Müthiş bir ekibim vardı.
Well, had me one hell of a crew.
Tüm mürettebat UCF gelmiş...
All members of the UCF crew have arrived...
Küçük ekiplerin küçük kasabalardaki mahalle marijuana dükkanı soygunlarıyla.
Small crew hitting small town, mom-and-pop medical marijuana operations.
Ot Sarayına senin ekibinin saldırdığını mı düşünüyorsun?
You think your crew hit the Pot Palace?
Sanırım alt kattaki... kaçırma / işkence ekibindeydi... ve ben çatıda rahibelerin öldürülmesindeydim.
I guess because she was downstairs with the kidnap / torture crew, and I was up on the roof murdering those nuns.
Mürettebat O.J.'yi ayın 18'inde bekliyordu.
The crew was expecting O.J. on the 18th.
- Ama ekip muhtemelen bundan hoşlanmayacak.
The crew will probably not like that much.
Aynı şekilde bir de üç mürettebatlı bir gezi sandalı var.
Similarly, there is a pleasure boat With three crew.
Böyle bir ekibin kullanabileceği büyük kaynakları olmalı.
A crew like this will have huge resources to draw on.
Bu kaptan Anderson, kendim adına Ve mürettebat, hepinizi bu akşam bekliyoruz Yeni a390 üzerinde.
This is captain Anderson, on behalf of myself and the crew, we welcome you all aboard this evening on the new a390.
Yolcuların, mürettebatın ve uçağın güvenliği için,
For the safety of the passengers, the crew, and the plane,
Ruoxin, iniş için yolcu ve kabin ekibini hazırla.
Ruoxin, prepare passengers and cabin crew for landing.
Bay Gao, mürettebatınız nerede?
Mr. Gao, where is the rest of your crew?
Peter'ı bulmaya gittiğimde bütün kabin ekibini aşağıya gönderdim. Onu bulmak için kargo.
When I went to find Peter, I sent the whole cabin crew down to cargo to look for him.
Kaptan, mürettebatınıza emirleri nasıl takip edeceğinizi öğretmeniz gerekiyor.
Captain, you need to teach your crew how to follow orders.
Tüm personele Shaw burnunda Doktor Froid Spark'a muayene olmalarını söyleyeceğim.
I'd like to remind all crew on Shaw Beak to submit for a full physical for the ship to Dr. Froid Spark.
Artık onun tayfasının bir parçasıyım ama yine de benimle geçmişi hakkında konuşmuyor.
Well, I'm part of her crew, but she still won't talk about her past.
Benim tayfaya senin gibi bir kavgacı lazım.
I could use a bruiser on my crew.
Avery'nin nezih tayfasının şımarık mürettebata uyarı olarak kara lekeyi verdiği söylenir.
Avery's maiden crew was said to deliver the black spot as a warning to wayward crew members.
O mürettebatla aylarca yelken açtım.
Sailed with that crew for months.
Senin gibiler ve senin ekibinle mesela, bakım bölümündeki Harold'la.
You know, the guys like you and your crew and Harold in maintenance.
Ekibi otele çağırdım ve onlara senin 30'una girdiğini söylediğimde sana bomba bir şey getireceklerinin sözünü verdiler.
I've got the crew coming to the hotel tonight, and once I told them you're turning the big 3-0, they promised to bring the pain.
Tayfam?
Crew?
Bir şey hatırlamıyorsun ama yine de bizi Wyatt'ın adamlarına getirdin.
Well, you can't remember shit, but you still managed to lead us to Wyatt's crew.
Seninle girdiği bu işi ekibinin arkasından yapıyor.
This deal he's doing with you, he's doing outside his crew.
Maalesef mürettebat yemeğe çıktı.
The crew's on lunch, unfortunately.
Gerçek hastalık değil ama bazı otlar var ki, öyle görünmesini sağlamakta kullanılabilir ve Saint Germain'in mürettebatında çiçek hastalığı varmış gibi sevkiyatın enfekte olduğuna herkesi ikna edip imha edilmesini sağlayabilir.
But there are herbs that can be used to make it appear as though smallpox is present in St. Germain's crew, convince everyone the shipment's tainted and have it destroyed.
Saint Germain'in mürettebatında çiçek hastalığı varmış gibi görünmesini sağlarız ve sevkiyatın enfekte olduğuna herkesi ikna edip imha edilmesini sağlayabiliriz.
We make it appear as though smallpox is present in St. Germain's crew. Convince everyone the shipment's tainted and have it destroyed.
" Bana, JG'ye ve onun tüm ekibine, oraya gelip, benim kafatasımı kırdıkları gibi onların da kafatasını kıracağını söylememi istedi
"He said I should let JG and the whole crew " of any JG's " know that he'll be coming down there
Walrus mürettebatı.
Crew of the walrus, surrender,
Mürettebatı yukarıda istiyorum!
I want crew aloft!
Kaptan Moulton'un mürettebatından birinin Body kardeşlerde olamayacağını bilmiyorsunuz da ondan.
Because you don't know that the boyd brothers Can't be in the presence of anyone From captain moulton's crew.
Mürettebat bana ve Kaptana ganimet altının koruyup, paylarımızı gözetmek için güveniyorlar, değil mi?
The crew has entrusted the captain and i To watch over the prize gold and to protect it In all our interests, yeah?
Bu mürettebatta bir sürü işe yaramaz boklar var.
We got our share of useless fucks on this crew.
Charles'ın ilk tayfasına katılmak için uğraşan cılız bir çocuktun sen.
You were the scrawny one... Who was trying so desperately To join charles'first crew.
Ben burada genç bir adamken saygın bir tayfaya katılmak isteyen birinin değerini kanıtlaması gerekirdi.
When i was a young man in this place, It was a settled notion that in order to join a crew of any repute, One had to prove his worth.
O ve tayfası af teklifimi reddedince avantajımı kullandım ve onu hasarlı şekilde bir fırtınaya doğru sürükledim.
When he and his crew declined my offer of pardons, I pressed my advantage and drove him, Already battered, into a tempest.
Bay Silver'la birlikte mürettebata haber vereceğiz.
Mr. silver and I will inform the crew.
Gemiyi karaya döndürmedeki gücümüz mürettabattan hayatta tutabileceğimiz en çok adam sayısına bağlı.
The survival of the greatest number of men on this crew rests entirely on our ability to maneuver this ship to land.
Eğer ona doğrudan meydan okursam adamların önünde kötü koşullara düşeriz. Öyle ya da böyle tayfanın sonu gelir.
If I challenge him directly, he and I will be at such extreme odds in front of the men, it will be the end of this crew one way or another,
Belki de tayfayı parçalamadan onu durdurmamızın bir yolu yoktur.
And maybe there is nothing we can do to stop him right now without shattering the crew.
Ama tayfadan bir masum insanı daha öldürürse cevap vermek için ya da kalkışırsa bir şeyler yapacağım.
But if he kills another innocent man in this crew to make a point, or tries to... I'm going to do something about it.
Tayfaya sana yetişemeyecek kadar kötü olduklarını söylüyordun.
You know, I've had my fill of hearing you go on about this crew being too weak to keep up with you.
Çünkü hem payımı alıp hem de tayfanın parçası olamazdım.
Because I saw no way to hold it and remain a part of this crew.