Cupcake traduction Anglais
1,288 traduction parallèle
Pamuk pastalı pijama, değil mi?
Flannel cupcake pajamas, all right?
Ayrıca aptal pastalı pijaman poponda üçüncü yuvarlak varmış gibi gösteriyor.
And, and the cupcake pajamas Make it look like you have a third butt cheek.
Ben de tuhaf bir çörek yedim şimdi. Aynı sayılırız.
I just ate this really weird cupcake... so I guess we're even.
Kurabiyem!
CUPCAKE!
- Tatlım, bir saniye bekle.
cupcake, wait a second.
Amcan Kenneth ne şanlıymış, tatlım.
What a glory your Uncle Kenneth was, cupcake.
Topkek ister misin?
( Mouth Full ) You Want A Cupcake?
Çünkü kusurlarına rağmen, ki pek çok kusurun var,... inan bana halen lezzetli bir dilim pasta gibisin.
Trust me, you are still a very cute little cupcake.
Topkek :
Cupcake :
Sen havuçları alır ve yarım sandviçe değiştirirsin, bir müddet sonra da bir çörek oluverir.
You take the carrots, and trade it in for a half sandwich, which in turngets you a cupcake.
Ben bir topkek alabilirim.
I wouldn't mind a cupcake.
Topkek kalıbı mı?
Cupcake pans?
Burası Turta Deliği, Topkek Deliği değil.
It's the pie hole, not the cupcake hole.
Ama bu topkek değil ki.
But it's not a cupcake.
Çörek gibi de.
It's not a cupcake, either.
Ama bu şekilde bir kıyafetle gidemezsin oraya top kekim.
You can't go dressed like that, cupcake.
- O keki geri ver.
- Give that cupcake back.
Ne güzel bir kek.
That's a good cupcake.
Metafor nedir biliyorsun, değil mi canımın içi?
Are-You do know what a metaphor is, don't you, cupcake? Yeah.
Vejetaryen bir çörek.
It's a vegan cupcake.
İşimize karışma topkek!
None of your business cupcake!
Bankamatiğe uğrayıp, elektrik faturasını ödemeye çabala kek malzemelerini marketten al ve eve gelip onları pişir.
Four. ; hit the cash machine, zip on over to pay that power Bill, pick up cupcake supplies at the store and head on Back to home Base to Bake'em up.
Sen çok güzel bir kızsın, bir tanem.
You're a very beautiful girl, cupcake.
Haydi, şekerim, kapıyı aç.
Come on, now, cupcake, open the door.
Tatlım.
Cupcake.
Ben de Samuel Madison III, sizinle, ailenizle, ve küçük bayan Çörek ile... tanışmak benim için bir onur.
And I am Samuel Madison III, and it is my honor to meet you and you family and little miss cupcake.
Biraz çörek ve bir bardak şarap için içeri gelmek ister misin?
Would you like to come inside for a cupcake and a glass of wine?
O kıyafetle gidemezsin, kuşum.
You can't go dressed like that, cupcake.
Bu senin seçimin değil, şekerim.
That's not your choice to make, cupcake.
Kendine gel, ana kuzusu.
Take it easy, cupcake.
Baba, bu Picasso değil, kek.
Papi, it's not a Picasso, it's a cupcake.
Hadi, pop kekim.
Come on, cupcake.
İşte ananas-vanilya kremalı en yeni çöreğimiz.
Here's a little sample of our newest cupcake flavor, pineapple-vanilla custard.
Sadece bir çörek.
It's just a cupcake.
Joe, bu sadece bir çörek değil.
Joe, this is not just a cupcake.
Çöreğinden ısırık alırken yapman gereken şey parmaklarını çöreğin içine sokmaktır.
Now when she bites your cupcake, the important thing is to keep your fingers tucked in.
Çöreğimi bekliyorum.
I'm waiting for my cupcake.
Dur bakalım orada.
Hold on there, cupcake.
Ne oldu, iç çamaşırını başına falan mı geçirdim yoksa top kekini falan mı çaldım?
What, did I give you a wedgie or steal your cupcake or something?
Beni ilgilendirir, tatlım.
It is my business, cupcake.
Sen hala biraz genç sayılırsın ufaklık.
You're still a bit on the young side, cupcake.
Ben ufaklık falan değilim, 8 yaşındayım!
I'm not a cupcake and I'm eight years old!
Geliyorum, çöreğim.
I'm on my way, my cupcake.
Öyleyse sana yok, küçük pastam.
Eww! Then none for you, little cupcake.
- Çay ve çörek servisleri yok Jenny.
- they don't exactly serve tea and cupcake - 20 minutes.
- Gidip sana kek alalım. - Madrid'deki futbol müsabakası..
- Let's get you a cupcake. - there's a soccer game in madrid
Tamam, yemeğine bir de kek koydum.
All right. I put a cupcake in your lunch.
Tatlım, beraberliğimizin dördüncü yılında, ben de yanından 15 dakikalığına uzaklaşsam sen de benim için endişe eder miydin?
Cupcake, when we're together four years, will you worry about me when I'm out of your sight for 15 minutes?
Ellerimi yakaladı ve "Bana bak yavrum, böylesine azmışken bırakabileceğinimi sanıyorsun?"
And he grabs my hands and he says, "listen, cupcake, you think you can leave me high and dry like this?"
Hanım evladı.
Cupcake.
- Kek.
- A cupcake.