Custody traduction Anglais
7,503 traduction parallèle
Örneğin, Carol gözaltındayken katili DHS ajanı olarak yakaladık.
Example- - with Carol in custody, we just busted the killer of a DHS agent.
Mahkeme gıyabında oğlunun vekaletini babasına yani biyolojik babasına verdi.
In your absence, the court awarded custody of your son to his father, his biological father.
Kurtarıcımızın hak yolunu gören biri olarak sizden oğlumu hapse atmamanızı istiyorum. Bunun yerine onu benim gözetimime verin. Tanrının rehberliğiyle onu iyileştirebilirim.
I have seen the righteous path of our Savior, and ask that you not sentence my son to jail, but instead release him to my custody so that I, with God's guidance, can rehabilitate him.
Avukata ödeme yapmaya devam edemeyeceğimi bildiği için vekalet duruşmasını tekrar erteledi.
He's postponing the custody hearing again because he knows I can't afford to keep paying for these depositions.
Şu velayet davası, eski koca falanın numara olduğunu kendi mi itiraf etti?
Did she admit that it was a con the bullshit custody suit, the ex?
Eski eşimle velayetlerini paylaşıyoruz.
My ex wife and I - We share custody of the kids, and so this summer, I had half -
- Bu şey katilini gözaltına alana kadar kalacak.
That stays up until we have her killer in custody. - You understand?
Belediye başkanına saldırdı ve GCPD'den Penguen ile kaçtı.
He assaulted the mayor and escaped GCPD custody with Penguin.
Hırsızlık teşebbüsünden tutuklu bir adamım var.
So I have a guy in custody on an attempted B and E.
Hulklar üçlü taşıyıcıya ordu personeli gözetiminde getirildi.
Hulks brought on board Tri-carrier in the custody of Army personnel.
Bay Reynolds'ı gözaltına aldınız mı?
Mr. Reynolds in custody?
- Beni dinle. Susan Greenberg'in eşi Mitchell vesayet avukatı ve bu kızla kesinlikle evlenmemeni söylüyor.
Susan Greenberg's husband, Mitchell, he's a custody lawyer and he says what you absolutely cannot do is marry this girl.
Ve bu inceleme sonucunda yeterli bulunmazsınız, sizi tutuklamakta tereddüt etmem.
And I will not hesitate to take custody away if these proceedings find you unfit.
Abraham FBI'ın gözaltında.
Janice : Abraham is in FBI custody.
Adriana'nın velayeti amcasına verildi.
Adriana was taken into custody by her mother's family.
5679 numaralı hastanın gözlem altında olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
I'm calling to confirm whether patient 5679 is still in custody there.
Sizce bu işin ardında onlar mı var? Emin olana dek sizin ve ailenizin burada kalması iyi olacak.
Well, just to be safe, I think you and your family should stay here in protective custody until we get a better handle on things.
L.A. polisi Ermeni Gücü'nden iki kişiyi göz altına aldı.
LAPD has two suspects from Armenian Power in custody.
Juilette Silverton gözaltına alınmış.
They've got a Juliette Silverton in custody.
Sadece Jerry Tyson'ın canlı olduğunu kanıtlamakla kalmadık, tutukladık da.
Not only can we prove Jerry Tyson is alive, but we have him in custody.
Ama o parmak izleri şu an tutukladığımız adamınkilerle uyuşmuyor.
- Right. But those prints don't match the prints of the man we have in custody.
Bir saat öncesine kadar polis gözetimi altındaydım.
I've been in police custody until an hour ago.
Delil zincirini tamamen kayıt altına aldım.
I fully documented the chain of custody.
Hey, Ferg, Arabanda tutukladığım bir adam var.
Hey, Ferg, I got a man in custody in your car.
Eğer tutuklarsanız, beni gözaltında ne kadar tutabilirsiniz?
If you did arrest me, how long could you keep me in custody?
Aslında şimdi düşünüyorum da... seni işvereninin gözetimine vermek daha iyi olabilir.
Actually, now that I think of it, it might be better to release you into the custody of your employer.
Sadece Trot Simic'i gözaltına almaya odaklanın, buradaysa.
Just focus on taking Trot Simic into custody if he's here.
Efendim, onu gözaltına alalım.
Sir, lefs remand him to custody.
Siz kızımı gözaltına almışsınız!
You have taken my daughter into police custody, too!
Artık Ella, CIA'in elinde güvende olduğuna göre artık Thapa'yı öldürmek için bir gerekçeleri yok.
"to this agency's new asset." Well, now that Ella's safely in CIA custody, there's no longer motivation to kill Thapa.
Evet onu gözaltına aldılar.
Yeah, they got him in custody.
Pratt'i yem olarak kullandıklarını Red'i, Kralların gözaltına almak için sahte bir kaçırma olayı olduğunu söyledi.
They used Pratt as bait, faked the kidnapping to bring Red into the Kings'custody.
Kesin hakları olan, federal gözaltında bulunan bir baş tanık sanıyorsun kendini.
You're assuming you're a material witness in federal custody and are entitled to certain rights.
Onu sekiz sene boyunca kandırmış ve şimdi iki Labrador köpeğin velayeti için savaşıyorlar.
She strung her along for eight years, now they're in a custody battle over two Labradors.
Ağır topları çağırmamız lazım, en kısa sürede onu yeniden tutuklamamız gerekiyor.
We got to call in the big guns, get him back in custody as soon as possible.
- Onu mahkemeye götüreceğiz.
He will be taken into custody.
Sizi ve ajanlarınızı, mahkeme kararına uymadan içeri attırabilirim ya da kararlarıma saygı duyarsınız.
I can hold you and your agents in contempt and have my officers take you into custody, or you can comply with my ruling.
Lily, dünya çapında gözaltına alınan çocuklarla karşılaştır. Ve bayrağında mavi ve turuncu olan ülkelere de bak. Ya da takımlara.
Lily, cross with juvenile custody worldwide, and check which countries have blue and orange in their flags, or sports teams.
Bu eyaletin kanunlarına göre, cinayet suçundan mahkum edildiniz... kızınızın velayeti Kliseye verilecek ve Klise Yetimhanesine yerleştirilecek.
According to the laws of this state, it is you stand convicted of murder your daughter is to be placed in the custody of the Mission Orphanage.
Ve eğer doğru anladıysam, halihazırda nezaretinizde böyle biri var.
And if I understand it correctly, you currently have one in your custody.
Sizin gözetiminize.
Yeah, uh, to your custody.
En çok ben çektiğim için Bob'un cesedi bende kalabilir mi anne?
Eh. As the one who suffered the most, Mom, may I have custody of Bob's body?
Buradan benimle çıkıyorsun.
You're leaving here in my custody.
Birisini gözaltına aldık.
We got somebody in custody.
Aziz'in yakalanmasıyla birlikte Al-Zalim'i çökertmeye bir adım daha yaklaştık.
With Aziz in custody, we're one step closer to bringing down Al-Zalim.
Carroll ; doğu yakasına dehşet salmış, düzinelerce insan öldürmüş ve federal hapisten iki kez kaçmayı başarmıştı.
Carroll terrorized the east coast, killing dozens, and managed to escape federal custody not once but twice.
- Adam elimizdeydi. Eğer protokole sadık kalsaydın, şimdi gözaltındaydı!
We had him, and if you'd followed protocol, he'd be in custody!
Manhattan emlak veliahtı Robert Durst yeniden göz altında.
Manhattan real estate heir Robert Durst back in custody.
Senin yüzünden neredeyse Carl'ın velayetini kaybediyordu.
He almost lost custody of Carl because of you.
C-4 operasyon başından beri FBI'ın elindeydi.
The FBI had it in their custody the entire op.
Bay Pines'ı gözaltına aldık.
We've got Mr. Pines in custody.