English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ D ] / Damat

Damat traduction Anglais

1,697 traduction parallèle
Psikiyatrist olmakta damat olmaktan bile kötüsün. Ve hiç bir zaman aktör olamayacaksın. Çünkü sende yetenek yok.
You are a worse psychiatrist than you are a son-in-law... and you will never get work as an actor... because you have no talent.
Edep yerlerinin üstüne, şeritler hâlinde yoksa damat ile gelin lanetlenir.
Over privates, in layers, or bride and groom are doomed.
Hey, damat olmak nasıldı?
Hey, how was your bachelorette?
Tepede şekerlemeden gelin ve damat da var.
Look, you've got a marshmallow bride and groom on the top.
- Damat tebrik edilir.
You congratulate the groom.
Ödünç aldığı damat, er ya da geç, Miami'nin en büyük kadınına dönecek ;
the groom is borrowed, since sooner or later, he'll return to the women of greater Miami-dade ;
damat nerede? Uh... oh, Ben orada.
Uh... oh, Ben's over there.
Damat tarafı.
Groom side.
Damat, Kanal 5'teki Saat 6 Haberleri'nin yapımcısı.
The groom's the producer of the channel 5 six o'clock news.
"Damat ve Gelin" yerine "Göt Dostları" olacaksınız.
Instead of a "bride and groom," you'd be... butt buddies.
Evet, damat "hayır" dedi.
Yeah, the groom said, "I don't."
Damat lobisine git, otur.
So go sit in the groom's lounge.
Limuzin bekliyor ve damat her an kendinden geçebilir.
The limo's waiting and the groom's gonna pass out any second
Sadece ufak bir damat sohbeti.
Just a little personal-grooming chat.
- Damat için bir yer ayarlayın.
- Set a place for my son-in-law.
Pekala, damat nerede?
Okay, where's the groom?
Damat buraya doğru geliyor.
The groom is on his way here.
Ve damat.
And the son-in-Iaw.
Damat ile bir saatimi paylaşmak zorundamıyım... yoksa hepsini kendim kullanabilir miyim?
Do I have to split the hour with the bachelor... or do I get to have you all to myself?
Birinci gece yalnızca damat adayı tam hizmet alacak.
Only the bachelor gets full service on Night One.
Bu gece yalnızca damat adayının, ve siz beyler akşam gezmeye çıkıyorsunuz.
Tonight is all about the bachelor, and you guys going out on the town.
Damat!
Bachelor!
- Öyle mi, damat bey?
- Is that so, bachelor boy?
Babam beni başarılı bir damat olarak yetiştirmişti Çocukken bile, binlerce yıl bizim hükmümüz geçecekti
My father groomed me to succeed him even as a child a dynasty that would last a thousand years.
demek istediğin, damat olduğumu görmek?
You mean, your future son-in-law?
Evlilik alayı geldi ama damat nerede?
The marriage procession has come but where is the groom?
O gelinliği getirdi ve Bay Karan Oberoi, damat.
He's brought the wedding dress and Mr. Karan Oberoi, the groom.
Gelinle damat çıktı! Şimdi içme vakti!
Time to drink!
Belki Jim'i damat arkadaşı yapmamayı düşünüyorum.
I'm thinking about maybe not making Jimbo the best man.
Babam gazete ilanından bir damat seçmiş.
My Dad has chosen a groom for me from the matrimonials.
Pastanın üzerinde bir gelin ve bir damat olmasından başka bir şey değil.
There's nothing... A plastic bride and groom on a cake. Just a charade.
Damat sıvıyı ateşe verebilir mi?
Will the groom please light the liquid?
- Nasılsın, damat?
- Hey, married guy, how you doing?
Ona bir damat bulursunuz. Bende gerisini yaparım.
You find a groom for her.
- Damat geldi! - Çabuk.
- The groom is here!
Beni, kabul edip laneti sona erdirecek damat adayına hazırlıyordu.
Preparing me to be a suitable bride for the man who would break the curse.
Ayrıca damat, çeyiz istemediğini söyledi.
Anyway, they are ready to marry without dowry...
Damat adayı senin ve büyükannenin masraflarını karşılayacağını söyledi.
Your husband promised to look after my mother too along with you.
Yani damat çok zengin.
That means he's very wealthy.
Vakit erünce kararsız ise o zaman adete uyup senin gibi bir ulu kişiyi damat seçip evermek bize düşer.
Then, if she still hasn't made up her mind I myself will choose a worthy spouse like you.
Köse Mihal'in damatıda hayurlu olsun.
Good luck to Köse Michaels's new son.
Nasılsın damat?
How are you groom?
Ya Ebu Tarık, oğlum oğlundur dedim, sen hala damat diyosun!
Come on Abu Tarik. I said my son is your son, you still call him groom!
Küçük damat için, ve onun güzel gelini..
For the little bridegroom, and his lovely bride..
Yılmaz damat yemin etti.
Dauntless bridegroom has sworn a vow
Damatı selamlamak için. Buda doğru
- That's also correct
Damat geldi, Ben burdayım onu selamlamak için.
Bridegroom arrives, I'm here to welcome him.
Her kız onun terasında olacak, damat odasına bir göz atmak için yarışacaklar.
Every girl will be on her terrace, vying to take a peek at the bridegroom
Küçük bir kız ve erkek, gelin ve damat gibi giyinmişti ve sevimli köpekleri gelinliğin eteğini tutuyordu.
It reminds me of this Norman Rockwell I saw in the doctor's office when I was a kid. I saw in the doctor's office when I was a kid.
Tabi. Bu arada damat seni içeride bekliyor.
By the way the guy waiting for you inside... is he your friend or your love?
Ağabeyim, küçük oğul, büyük oğul, kızkardeşim ve damat Taparte.
- My older brother, younger son, older son, my sister, and son-in-law Taparte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]