Dame traduction Anglais
1,627 traduction parallèle
Sen... Şu kadınla yatmayı bırak.
You lay off that pet shop dame.
Yaşlı bayanı benim uzun zaman önce kaybolmuş, adı her ne ise, torunu olduğuma inandırmak koşuluyla.
Yeah. providing we can convince your old dame I am the long lost what's her name.
Onu iknaya çalış, anımsadığın her şeye sadece uygun titizliği göster.
The dame seems to be eager. Just let it drop out all the things you remember.
Albert, bu kız benim en yakın arkadaşım.
Ooh. Albert, diese Dame ist meine beste Freundin.
Palayı ver.
Dame el machete. Esta bueno.
Şu yaşlı kadına bir bak!
Look at this dame.
Kim bu kadın?
Who's this dame?
Ben, şey şimdiye dek şişman ve yaşlı bir kadın olmuştur, diyordum.
I, uh... expected you to be a great big fat dame by now.
O ilk kadın delice şeyler yaptı.
Not that first dame. That first dame did something crazy!
Kim bu kadın?
Who is this dame?
Peter... Şu antikacıdaki kadının telefon numarasını vermelisin.
Peter, you've gotta give me the telephone number... of that dame from the antique shop.
"Hanım", "hatun" gibi...
Like "dame," "skirt"...
- Hanım, piliç, hatun "
"Woman - dame, hen, petticoat."
Bırak şu kadını da işine bak, yoksa buradan asla çıkamayacağız.
Better get your mind off that dame and back on the job or we'll never get out of here.
Bir kadından bile daha kötü!
Worse than a dame!
Sana bir telefon var.
You got a call, some dame's calling.
Bizim gibilerin evi de aynası da küçücük olur. Yine de al dudaklarımın şu boy aynaları ve kibar kocaları olan alımlı kadınlarınkinden geri kalır yanı yok.
Our kind only has a little corner in the world and a tiny mirror yet I have a mouth as red as any fine dame with a mirror top to toe and their gentlemen, who kiss their hands.
Yaklaşın Bayan Claude.
Come nearer, Dame Claude.
Bayan Claude, efendim, bu olayla ilgili her şeyi biliyor.
Dame Claude knows the truth, and she can bear witness to it.
Burada yatmış Notre Dame'ın Kamburu'ndaki Charles Laughton gibi zil çalıyorum.
I'm ringing this bell like Charles Laughton... in The Hunchback of Notre Dame.
Senin gibi güzel bir hanımla benim gibi bir adamı görüyor.
He sees a dame like you and a guy like me....
Sen o hanımla mı berabersin?
Are you with that dame?
Sıkı kadın!
Sacr � e dame!
Aptal kadın.
Dizzy dame.
Gerçekten aptalsın.
You're really a dizzy dame.
Yeni komşumuz 8 sene önce beni çılgına çeviren kadındı. "
"Arlette. Our new neighbor is the dame " who drove me nuts 8 years ago "?
Normalde, bulaşmam ama nasıl olduysa bu karı beni kandırdı.
Normally I do not get involved, but somehow this dame got to me.
Bu hanım beleşe geliyordu.
This dame was going for broke.
Sen sevimli yaşlı bir hanımefendisin, değil mi?
- You are a pretty old dame, aren't you? - Oh!
Biri hocam için, biri eşi için ve diğeri de sokakta yaşayan küçük çocuk için
One for... the master, one for the dame, and one for the little boy that...
- Tribünde güzel bir kadın görünce..... dikkatini çekmek için kendimi sakatlardım.
I'd spot a cute dame in the stands and to get their attention, I'd..... injure myself.
Bay Huberman, bir partide seksi bir hatun oluvermiş.
Mr Huberman turned out to be a sexy dame who was throwing a party.
Listemdeki en sarışın kişi, zengin lanet sosyetik Jimmi Sue Altfeld'di.
The blondest one on my list was a rich society dame named Jimmi Sue Altfeld.
Kadına benziyor muyum?
- Do I look like a dame?
Bu Carlotta hatunu kimdir hiç bilmiyorum
I don't even know who the hell this Carlotta dame is.
Notre Dame'ın Kamburu?
Hunchback of Notre Dame?
Beni bir aptal için aldatan bir kadına tutuldum.
I fell for a dame who played me for a sucker.
Belki Inga Van Bronk geri döner.
I think the dame Inga Van Bronk should come in again.
Ve bu belgeyle Dom Claude Frollo... Kilise seni Notre Dame başdiyakozluğuna getiriyor.
And by this document, Dom Claude Frollo, the Church invests in you the office of archdeacon of Notre Dame.
Anlaşılan... Notre Dame'ın çanları da yeni görevinden haberdar.
It would seem the very bells of Notre Dame are aware of your new position.
Zangoç, Notre Dame.
What? Bell ringer, Notre Dame.
Mahkeme hüküm verecek. Kralımızın emriyle... boynuna ip bağlı hâlde, bir araba içinde... Notre Dame Katedrali'ne götürüleceksin.
By order of our Lord the King, you shall be taken in a tumbril, with a rope around your neck, before the great Cathedral of Notre Dame, where you shall be hanged and strangled on the town gibbet.
Geri döndüğümde... Notre Dame'ın duvarları sizi korumayabilir!
When I come back, the very walls of Notre Dame may not be safe!
Notre Dame'a gidiyoruz!
To Notre Dame!
- Kendine başka bir kadın bulmuş.
- Shacking up with another dame.
- Çinli bir kadın sonuçta?
- in this Chinese dame anyway?
Crystal'i Cameron'dan alan sendin, değil mi?
It was you that took Crystal away from the Cameron dame, wasn't it?
İki adam... İkisi de aynı kadını seviyorlar.
Here we are, two guys in love with the same dame, in the tropics, bullets flying...
Bu kadını hiç görmedim. Ayrıca bu beni hiç ilgilendirmez.
I never saw this dame before.
Üstelik seni karı sanıyordu.
And she thought you were a dame.
Beni mi? Karı, ha?
Me, a dame?