Daıma traduction Anglais
7,604 traduction parallèle
Kalanlar da birikim hesabıma yatırılıyor.
And all the rest goes into my savings account.
Dr. Gallinger ve Dr. Chickering, omurga kanalıma doğrudan 2 % miktarında kokain çözeltisi enjekte ediyorlar bu da, gövdemin altından üste giden tüm acı sinyallerini engelleyecek.
Dr. Gallinger and Dr. Chickering are injecting me with a 2 % cocaine solution directly into my spinal canal, which will block all signals of pain from my lower half to my upper.
- Ayrıca anladığıma göre sağlığı da pek iyi değil.
And I understand he is not very well.
# Seviyorum annemi de ve babamı da #
♪ I do love my ma and pa ♪
Sonra buraya gelip nasıl da, suratıma yalan söyleyerek, Micah'nın benim çocuğum olduğunu söyleyebilirsin?
And then to come here, lying to my face, telling me that Micah is mine?
Bakın, kanaryayı dolabıma kim koydu bilmiyorum ya da ne anlama geldiğini.
Look, I don't know who put the canary in my locker or what it means.
Aklıma bir şey takıldı da.
There's something I've thought about.
Ve sıtmaya da yakalandım. Bu da birkaç ay boyunca canıma okudu.
I caught malaria, that knocked me out for a few months...
Yaşadığımız dünyaya olan tüm inancımı yitirdim mirasıma da öyle.
I've lost all faith in this world of ours. And my legacy!
Beni de ilk balomda tek başıma bırakıp da içmeye, kart oynamaya gitmeye hakkın yok!
And you'll not right any wrongs by drinking and gaming and leaving me to fend for myself at my very first ball!
Böyle bir şeyi tasarlayamam ama tek başıma kalmaktan da sıkıldım.
I cannot contemplate such a thing. But I'm sick of my own company tonight.
Sen gittikten sonra da glee kulübünün bu okulda kalıcı olduğuna emin olmak için elimden geleni yapacağıma emin olabilirsin.
I'll tell you right now that I'm going to do everything in my power to make sure that the glee club is a permanent fixture at this school, long after you're gone.
" Erkeksi kaslarıma da bak.
Oh, look at my manly muscles.
Kafadan sorunlu olduğunu biliyorum da bu kadarını da karıştıma artık!
I know you're fucked up in the head, but don't get confused about that, all right?
Ve hayatıma giren herkes ya beni güneşe çıkarmaya ya da beni karanlığa itmeye çalıştı.
And everyone who's come into my life has always tried to pull me out into the sun or push me back into the darkness.
Hemen yolcu edecektim ama sonra garajdan müzik sesi duydum. - O da yanıma gelince gördü.
I was gonna walk her right out, but then I heard music coming from the garage, and she came up by me and saw.
Evlat, etrafıma bir bakıyorum da nasıl baksam hep sen altsın.
Son, I'm lookin'around, and you're outranked here nine ways to Sunday.
Onu seven bir tek ben olduğum gibi yasını da kendi başıma tutuyorum. Şimdi de Klaus yüzünden babam benden bir kez daha alındı.
I alone mourn him as I alone loved him, and now because of Klaus, my father is taken from me once more.
Bak onu görmedim, haber de almadım ve aramalarıma da cevap vermiyor.
Look, I haven't seen him, I haven't heard from him, He's not answering any of my phone calls.
Ama testten sonra laboratuvarıma gideriz nanitleri alırız, bana enjekte ederiz sonuçları da New England Tıp Gazetesi'nde yayınlarız.
But after, we go to my lab, get the nano-tech, inject it in me, and publish the results in the "New England Journal of Medicine."
Arkadaşlarıma da laf etme.
I like them.
Maillerime, TV kayıtlarıma bakacak, duş alacak yemek yiyecek ya da tuvalete gidecek vakit bulamadım.
But amazing. I haven't had time to check my e-mail or go through my DVR queue or take a shower or pee or eat.
Annem ve babam, kilisenin bahçesine gömülü.
My ma and da are buried there in the church yard.
- Çadırı kurduk anne.
Got the tent up, Ma. Da lit a fire.
Sonra kendi başıma yapmaya da devam ettim.
Then I just started doing them without him.
Daha da fazla, bunu eritmek için daha fazla yardıma ihtiyacımız var.
More than that. We need more help moving it, man.
Bu arada da ben burada, Paul müzesinde bir başıma öleceğim.
Meanwhile, I'm gonna die here alone in the museum of Paul.
Her lafıma alınmaktan da vazgeç.
And stop getting upset every time I say something.
Ama AmÇalışıyor'un neler yapabileceğini kanıtladığıma göre, para da destek de gelecek.
But now that I've proven what AmWorks can do, the money and the support will be there.
Böyle Hannibal kafatasıma arkadan bakıyormuş da oradan oraya uçan bir sinekmiş gibi.
Like, erm Hannibal was looking through to the back of my skull. Felt like a fly flitting around back there.
Yollarıma yapılan saldırılar, bana da yapılmış demektir.
An attack on my roads is an attack on me.
Doğru olan... karıma olan aşkımdır. Onun da bana olan aşkı. Bunu asla yok edemeyeceksiniz.
What is right is my love for my wife, and her love for me.
Tabii, Kral'ıma da.
And my king, of course.
Majesteleri sağ olsun ama ben o adamları evde yalnız başıma da anabilirim.
Thank His Majesty. But I would prefer to pay my homages alone.
Sonra da hayatıma devam edebilirim.
And then... maybe I can move on.
Ya ülkenin bütün Amerikan Beşinci Filosu tarafından yoğun bombardıma maruz kaldığını izlersin ya da Pakistan'ın bir sonraki Başbakanı olursun.
You have a choice- - watch your country get carpet-bombed back to the Stone Age by the entire US Fifth Fleet, or become the next president of Pakistan.
Ve şimdi bu karışıma Skye'ın uzaylı DNA'sını da eklediğinde ortaya baş etmemiz gereken yepyeni bir kategori çıkıyor.
And add Skye's alien DNA to the mix, it's a whole new category we have to deal with.
Aklıma gelmişken bilmelisin ki hakim DNA olmasaydı adamın hala serbest olabileceğini ve başka kadınların da tehlikede olacağını söyledi.
By the way, you should know that the judge said had it not been for DNA, that he would still be at large and that other women would have been in danger.
Kaç tane ameliyat yaptığıma göre değişir, bu da genelde... yüksek 6, düşük 7 rakamsal verilerinde olur.
I do, it's usually in the, um... high sixes, low seven figures.
Bu durum patronlarıma yedirecek kadar büyük bir balık olmadığını da göstermez, ama bana daha büyük balığı yakalamam için yardım edersen...
Doesn't mean you're not plenty big enough for me to feed my bosses, but if you were to help me catch a bigger fish...
Evime geliyorsun, arkadaş gibi davranıyorsun sonra da karıma mı sarkıyorsun?
You coming up in my house, actin'all buddy-buddy like, and now you're hitting on my wife?
Sevgili adaylarıma ve Sioux City'nin tüm iyi insanlarına da iyi akşamlar.
And good evening, John, good evening to my fellow candidates, and to the good people of Sioux City.
Ve artık terketmek istediğim bir adamla buraya tıkılıp kalmamış olurum, ya da çok hassas oldukları için göğüs uçlarıma losyon sürmekten kurtulurum.
And I wouldn't be stuck to a man I want to leave, rubbing lotion on my nipples, they're so raw.
Ben hayatıma devam ettim ve o da hayatına devam etti.
I've moved on and he's moved on.
Sana bir superstarla görüşme ayarlamamı istiyorsun da, konu en değerli varlığıma gelince, onunla evlenmeye gelince...
You have no trouble asking me for a meeting with a superstar, but when it comes to my most prized possession, whose hand you want in marriage...
Paskalya'da "kürtaj" kelimesini ağzıma alamam.
I cannot say the word "abortion" on Easter.
1986'da menenjitten yoğun bakıma yattın.
Intensive care, meningitis, 1986.
14 ay boyunca yapışık meta-insan olarak yaşamamdan bir şey öğrendiysem o da, hayatımın işinin karıma karşı en iyi şekilde kocalık yapmamın olması gerektiğidir.
If living the last 14 months as a conjoined meta-human has taught me anything, it's that my life's work should have been being the best husband I could to my wife.
Optik illüzyon, rüzgar kırılması ve ışık yüzünden oluşmuş bir yansıma efekti veya hız serabı da denilebilir.
Could be an optical illusion, a mirroring effect caused by wind shear and light, a speed mirage, if you will.
Birinin yardıma ihtiyacı olduğunu düşündün ve umursadın. Bu da seni iyi bir insan yapar ve bu yüzden seninle gurur duyuyorum.
You thought someone needed help, and you cared, and that makes you a good person, and I'm proud of you.
Mezar taşıma da öyle yazarsınız. Ellie Miller elinden gelenin en iyisini yaptı. "
There's an epitaph - "Ellie Miller, she did the best she could" (!