Dearest traduction Anglais
2,017 traduction parallèle
Canım kızım, acıya katlanmayı öğrenmen gerek.
My dearest daughter you have to learn to endure the pain
Benim sevgili Qing'im...
My dearest Qing
" Sevgili dostlarım tanrı zayıflığımdan dolayı beni affetsin.
"My dearest friends, " May God forgive me for my weakness,
"Aşkım Emmett."
He's a genius. "My dearest Emmett."
Nawab Sultan, siz benim değerli misafirimsiniz.
Nawab Sultan, you are our dearest guest.
Yarın manşetlerde, annenin seni, onu öldürmeye sevk ettiğini yazacak.
And tomorrow in the headlines, it's gonna say... your mommy dearest drove you to kill her.
Sevgili Gail,...
My dearest Gail,
Sevgili Ji-woo,
To Dearest Ji-woo,
Haklısınız Efendi Hazretleri. Haklısınız.
You're right, my dearest noble Master.
Sevgili Bay Haeckel, Babanızın hastalığı giderek daha da kötüleşmekte.
My dearest master Haeckel, your father's illness is taking a turn for the worse.
Sevgili Mona.
My dearest Mona.
- Yani sence sevgili baba resimde sıkışıp kalmış kendi ailesine yaptığı gibi diğerlerine de mi el atıyor?
The painting has changed, Dean. So you think that daddy dearest is trapped in the painting, And he's handing out Columbian neckties
Sevgili babacık burada değil.
Daddy dearest isn't here.
"Sevgili Eric, sonunda iyi bir kadın bulmanı diliyorum..."
"My dearest Eric. It is my wish for you that you finally find a good woman..."
Defileden sonra da....... en yakın bir kaç yüz arkadaşıma parti vereceğim.
And after the show, I'm throwing a party for a couple hundred of my dearest friends.
Onu gördüğüm bir sonraki seferde, sevgili annemiz şişeyi dipliyordu.
Next time I saw her, it was bottoms up, mommie dearest.
" Bu vazoyu yaptıran kişi, sevgili arkadaşı için yas tutarken,
" He who commissioned it, grieving for his dearest friend,
Onların her biri bana gelen çok özel hediyeler
Is someone very dear to me. My dearest son.
Yardım et, sevgili babacığım.
Help me, daddy dearest.
Eşini dostunu saklamak için birebir.
A perfect place to hide your nearest and dearest.
Adım anne. Ya da canım anneciğim.
My name is mom, or mommy dearest.
- Aferin, canım anneciğim.
- Nice work, mommy dearest.
Senin sevgili arkadaşın büyük kahraman, en sevgili baba...
Your dear friend. the big hero, my dearest father...
Onigafuchi atalarının paylaştığı amaçtır. ve şeytanı miras alan Sonozaki ailesi üyelerinin kaderidir.
That is the dearest wish of the village's descendents and the fate of the Sonozaki family, heirs to the demon.
Canım benim sadece böyle kal.
My dearest... Just stand still.
En değerli arkadaşlarımdan biri.
He's one of my dearest friends. Really?
Aşkım, sultanım benim.
My dearest, my queen.
- Hoş geldin paşam!
- Welcome my dearest!
- Yavrum benim!
- My dearest son!
Hayatım ya sen?
Dearest darling?
Mirasçı da biricik annesi.
And mommy dearest is the beneficiary.
Bu mağaza, Bayan Slater'ı bir dost olarak görür.
This store considers Ms. Slater to be one of its dearest friends.
"Sevgili Nora,"
"My dearest Nora,"
Annem. Canım.
Mama, dearest.
Vincent sevdiklerinin arasında rahatlamış ve huzurlu gibiydi.
Vincent appeared to be able to relax with his nearest and dearest.
Sevgilime, 7 Nisan 1969 Karısından...
To my dearest, April 7th, 1969 From your beloved wife
Senin eski, sevgili arkadaşınım.
Your old, dearest friend.
"Sevgili Sally Sparrow, " Şayet torunum sözünü yerine getirdiyse... "... bu mektubu okurken, sana göre birkaç dakika önce konuşmuş oluyoruz.
My dearest Sally Sparrow, if my grandson has done as he promises he will, then as you read these words, it has been mere minutes since we last spoke.
" Benim sevgili Marian'ım korkarım ki bu hayatta bir daha buluşamayabiliriz.
"My dearest Marian. " I fear we may not meet again... " in this life.
"Sevgili Marian'ım korkarım ki bu hayatta bir daha buluşamayabiliriz."
"My dearest Marian. " I fear we may not meet again...
" Sevgili Phil eğer gizli tutkumuz açığa çıkarsa hayatımı büyük tehlikeye girer.
"My dearest phil, if our secret passion's revealed," our lives would be in great danger.
"Bir tanem Keith, kalbim bir kasaydı ama sen kilidi, bir elma hırsızının, güz hasadındaki ilk altın elmayı çalması gibi açtın."
"My dearest Keith, my heart was like a vault, " but you picked the lock like an apple thief "who picks the first Golden Delicious of the fall harvest."
Kendin için doğru kararı ver diye sana her türlü mesafe ve zaman tanırım. Chicago'da istediğin kadar kalabilirsin.
That's, um... that's the sweetest, dearest thing you've ever said to me.
Bunca yıldır Callie sessizce acı çekti çünkü annesinin ona yaptığını kimse bilmiyordu.
So, say, all these years Callie's been suffering silently Because nobody knows the truth about what mommy dearest did.
"İntihar et" ve "sevdiklerim".
'Kill yourself'and'My dearest'.
Altını çizmemde yarar var, bilinçaltının sevdikleri yani.
Subconsciously dearest, I'd like to emphasize.
Sevgili anacığım.
"Dearest Mum..."
Güzide bir peygamberine haram bir mucize vermiş olabilir mi?
And would he bless one of his dearest.. .. messengers with something impure?
"Sevgili yeğenim, büyük amcan Matthew'dan sana küçük bir Fosil daha."
" Dearest Niece, another small fossil from your great-uncle Matthew.
Sevgili anne, Kate Lambert.
Mommy dearest. Kate Lambert.
"Sevdiklerim" mi?
My dearest?