Dedektif traduction Anglais
25,340 traduction parallèle
Ben Dedektif Sudano, Groove Hill Polisi.
This is Detective Sudano, Grove Hill Police.
- Merhaba dedektif.
Hello, Detective.
- Dedektif!
Detective!
- İstediğin bu mu, dedektif?
Is that what you want, Detective? Decker.
Biliyorum. Burada ilginç bir kan göleti oluşmuş, dedektif.
Detective, interesting pool of blood through here.
Partiye hoş geldin, dedektif.
Ah, Detective, welcome to the party.
Üzgünüm dedektif ama Charlotte'ın başı belada.
I'm sorry, Detective, but Charlotte's in danger.
- Dedektif!
Detective.
Sen onu yakala, dedektif!
Right, you get him, Detective!
Dedektif artık hayatta olduğunu gördü, Charlotte'muş gibi davranacaksın.
Well, the detective knows you're alive now, so you're gonna have to sell the whole Charlotte charade.
Bir karar ver, dedektif.
I mean, make your mind up, Detective.
İhtiyacı varken onun yanında olmuyorsun, dedektif.
You're abandoning her in her time of need, Detective.
- Emin ol dedektif, konuyu çok ciddiye alıyorum.
I assure you, Detective, I'm taking this very seriously.
- Bunu görmelisiniz, dedektif.
You should see this, Detective.
Hadi ama, dedektif.
Oh, come now, Detective.
Dedektif, herkesten önce senin kötülük yapan birini cezalandırmanın ne kadar iyi hissettiriyor olduğunu bilmen lazım.
Detective, you, of all people, should know how good it feels to punish someone who's wronged you.
Dikkatli ol, dedektif.
Be careful, Detective.
Üzgünüm, dedektif.
I'm sorry, Detective.
Dedektif, buradaymışsınız.
Oh, Detective. You're here.
Kimse günah öğütücü olmayı istemez, dedektif.
No one chooses to be a sin-eater, Detective.
- Ne arıyorsun, dedektif?
What are you looking for, Detective?
Pekâlâ dedektif, eğer sen burada olmazsan bir sonraki aşama çok daha kolay olur. - O yüzden nazikçe gitmeni isteyeceğim.
Okay, Detective, this next part will be much easier if you're not here, so I'm gonna politely ask you to leave, okay?
Dertlerinden uzaklaşmak için kafanı dağıtman gerekiyor, dedektif.
You need a distraction from your woes, Detective.
Amma şanslıymışsın, dedektif.
Well, you're in luck, Detective.
Dedektif, ucu bir yere çıkmayacak sorularla beni darlıyor, yardımın gerek.
The detective is annoying me with questions that clearly won't lead anywhere, so I need a favor.
Aç karnına dikkatimi toplayamam, dedektif.
Well, I can't focus on an empty stomach, Detective.
Bu çok güzel, Dedektif ama üçlümü mahvettin.
Well, excellent lead, Detective, but you just ruined my ménage à trois.
Bu epey iyi bir ipucuna benziyor, dedektif.
That sounds like a very good lead, Detective.
Dedektif... KANKA SELAMI
Detective... _
- Dedektif...
Detective...
Şimdi keşke silahım olmadığı için üzülüyor musun, dedektif?
Is this the part where you wish I had a gun, Detective?
Bence bu işte de bir hayır var, dedektif.
And I think we have silver lining, Detective.
Dedektif Decker'la sen mi?
You and Detective Decker?
Bundan çok daha fazlası, dedektif.
It's much more than that, Detective.
Pekâlâ ama bunu saklamalıyız. Dedektif işle aşkı karıştırmamı sevmiyor.
- Okay, all right, but, uh, we'll need to be discreet about it,'cause the detective hates it when I mix business with pleasure.
Ya annemi bana teslim edersin ya da dedektif konusunda başladığım işi bitiririm.
Either return here with Mom, or I'll finish what I started with your detective.
Güzel kandırdın, dedektif.
Well played, Detective.
Dedektif Decker, burada ne arıyorsunuz?
Detective Decker. What are you doing here?
Dedektif, neyle karşı karşıya olduğunuzu bilmiyorsunuz.
Detective, you don't know what you're up against.
Tebrikler, dedektif.
Well, well done, Detective.
Pekâlâ ama emniyet kemerini tak lütfen, dedektif.
Very well. But just... buckle up, Detective, please.
Dedektif Decker'la sen mi?
- Roommates? You and Detective Decker?
24 saatin var, yoksa dedektif konusunda başladığım işi bitiririm.
You have 24 hours, or I'll finish what I started with your detective.
- Bu kadar yemeğin ziyan olacak hali yok, dedektif.
- Give me that. Surely all this food can't go to waste, Detective.
- Sana bir ipucu buldum, dedektif. - Nerede?
Detective, I've found you a lead.
Bu kadar sorgulama yeter, dedektif.
Just enough of the questioning, Detective.
Dedektif.
Oh.
- Dedektif.
Detective.
Tebrikler, dedektif.
Congratulations, Detective.
Dedektif.
Ah, Detective.
Dedektif Decker, LAPD.
Detective Decker, LAPD.