Deliveries traduction Anglais
760 traduction parallèle
Dağıtımı engelle, kıçlarına tekme at!
Stall their deliveries, push them off the streets!
Dağıtması gereken bayağı bir şey var ve öğlene kadar gelmeyecek.
He has quite a few deliveries, and he won't be back until after lunch.
Gerekli tertibatı almıştık. O da teslimatı yapacaktı.
I was going to make the arrangements and he was going to make the deliveries.
Çünkü işim, külçelerin altın ocağından bankaya sevklerine nezaret etmekti.
For it was my job to supervise the deliveries of bullion... From the gold refinery to the bank.
- Ayrıldıktan sonra teslimat olmayacaktı.
- No more deliveries after we broke up. - That's right.
Malları yerleştirmeye yardım ediyordum diyebilir miyim?
CAN I TELL HER I WAS HELPING YOU TO MAKE SOME DELIVERIES, MR. TEMPLE?
Herhangi bir özel teslimat yapılmadı ki?
We never get any special deliveries.
Sekiz tane teslimat var, Larry, Marshalltown'dan Bronx'a kadar.
What towns, Janey? Well, we have about eight deliveries, Larry, from Marshalltown to the Bronx.
Ve Nancy sana teslimatlarınwill show you nereye yapılması gerektiğini gösterecek.
And Nancy will show you where the deliveries are supposed to be made.
- Ne çeşit teslimatlar?
- What kind of deliveries?
Şantaj yok, çalıntı mal teslimatı yok... Küçük işler yok Jackie.
No shakedowns, no deliveries to a fence - nothing little, jackie.
Tütün ve diğer şeylerin teslimatı.
Deliveries, tobacco and stuff
O teslimatlara annen yardım etti.
Mommy helped with those deliveries.
- Anlaştığımız teslimatları hepiniz yaptınız.
- You all made the deliveries we agreed.
Teslimatlar arkaya.
Deliveries in the rear, kid.
Her hafta, babasıyla birlikte, teslimat için çiftliğe gider.
Every week he goes to the Hacienda for deliveries with his father.
Sevkıyata ne zaman başlayacaksın?
When are you gonna start deliveries?
Teslim etmem gereken siparişler var.
- I got deliveries to make.
Benim taşıma işlerimi yapar!
He makes deliveries for me!
Hâlâ yapmam gereken dağıtımlar var.
I still have deliveries in the village.
Hem bir sürü teslimatım var.
Anyways, I got lots of deliveries to make.
Yazın North American Aviation firmasında başlayan grev İngiltere'ye gönderilecek uçakların sevkini haftalarca geciktirdi.
In the Coast Occidental person, the strike without acknowledgment of the North American Aviation, in the Summer, it delayed some weeks deliveries of airplanes to Great-Britain.
Bay Charron diğer şehirlere teslimatta gecikmeye tolerans gösteremez.
Mr. Charrn can`t tolerate delay on his deliveries to the provinces.
Sipariş teslim ederken istediği yere park etmesine izin veririz.
We give him a break on double-parking on deliveries.
Son zamanlarda eve tamirat icin gelen birileri oldu mu, ya da evde calisan birileri?
Were there any deliveries yesterday, or was anyone working in the house, anything like that?
Jay'e bazen dağıtımlarda yardım ederim.
I help Jay with deliveries sometimes.
Cobb hücrede iken sütleri dağıt. İkimiz için de yoğun bir sabah olacak.
But I have to be out before sunup, do the milk deliveries while Cobb's in jail.
Fort Riley teslimatından vazgeçtim ve hükümetle olan sözleşmemi de kaybetmek üzereyim!
I gave up deliveries to Fort Riley and I'm losing my government contract!
Uzun gölün üzerinde yaşayan uzun halk, bu gölün üzerinden kaliteli şarapların dağıtımını yapıyordu.
Deliveries of fine wines were brought up the river by human men who lived on Long Lake.
Seni ve kardeşini doğurduğumu hatırlıyorum ama doğumlar hakkında bütün bildiğim çok can yaktıkları.
I remember giving birth to you and your sister, but all I remember about the deliveries is that they hurt.
Yukarı çıkaracak yüküm var.
I gots deliveries upstairs.
Yarının tarzı
Yesterday's deliveries
Ve bana... ardı ardına beş zor doğum yaptırdığını ve yorgun olduğunu söyledi.
He told me... that he'd had five difficult deliveries in a row... and he was tired.
Bazı teslimatlar yaptı. Bu birkaç yıl önceydi.
Made some deliveries a few years ago.
Sadece teslimatları kesiyorsunuz.
You're just cutting deliveries.
Daha yapacak teslimatlarım var.
I've still got a few more deliveries to make.
Teslimatlar burada bırakılır.
Deliveries should be left here.
Bebek teslimatına hazır değiliz!
We are not prepared for baby deliveries.
- Sipariş var mı?
- Any deliveries?
Seni suçlamam. Dört gecedir üst üste bebek doğurtuyorsun.
YOU'VE HAD DELIVERIES FOUR NIGHTS IN A ROW.
Garanti, teslimat, yüzde konuştuk hep.
You talk of gurantee, deliveries, percentages.
Senin için pezevenklik yapmadığım zamanlarda, getir-götür işlerine bakıyorum.
I do deliveries when I'm not poncing for you
Ne tür getir-götür işleri bunlar?
What kind of deliveries?
- Yükler arka kapıdan.
- Deliveries in the rear.
Dağıtılacaklar, anlarsın ya.
More deliveries, you know?
Diğer doğumlarda, baba genellikle burada olurdu.
In other deliveries, the father is often present.
- Yapacak iki teslimatım var.
- I got a couple of deliveries to make.
Cumartesi onun için büyük gün, çok dağıtım oluyor.
Well, Saturday is sort of a big day for her with all the deliveries.
Servis her salı günü.
Deliveries are every Tuesday.
Eğer siz bana planladığınız Stinger teslimatıyla ilgili bilgi verirseniz ikimiz de buradan kurtulabiliriz.
If you give me information about the planned stinger deliveries, we could both get out of here.
Bir gün için yeterli teslimat aldık.
We've had enough deliveries for one day. - Mr.