English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ D ] / Denied

Denied traduction Anglais

3,265 traduction parallèle
Hepsini buldu ve hiçbiri hastanenin yanlış bir şey yaptığını kabul etmedi.
She depo'd'em all, and every one of them denied any wrongdoing by the hospital.
Reddedildi!
Denied!
Her şeyi inkar etti.
She denied the whole thing.
Reddedildi.
Denied.
Chris Rock iddiaları reddetse de kaynaklarımız kendisinin Jerry Seinfeld'i saf dışı bırakmak için sert lobi faaliyetleri yaptığını söylüyor.
Chris Rock has denied being considered, but inside sources say he has lobbied hard to beat Jerry Seinfeld for the job.
Bir bağımlılığı olacağını düşündük.
We figured maybe he'd picked up a habit. He denied it.
- Talep reddedildi.
- The request is denied.
- İzin reddedildi.
- Permission denied.
- İzin reddedildi, dedim ama.
I said, "permission denied."
- Ve ağlama reddedildi.
And cry denied.
İstemiyor.
Denied.
Hiçbirimiz bunu inkar etmeyiz.
None of us should be denied that.
Cep telefonu almayı reddediyorsun çünkü kredi meblağın evsiz bir hayalet gibi.
You were denied a cell phone because you have the credit score of a homeless ghost.
Ona koruma polisi verilmesi için talepte bulundum ama mahkeme reddetti.
I tried to help her get a restraining order, but the judge denied it.
Tutuklama kararı ya da düşen davaları içeren mahkeme kayıtlarına baktın mı?
Well, have you tried searching court records for other TROs or denied apps?
Aşırı sağcı bir politikacı ise bunun, milliyetçiler tarafından kendisine karşı yapılmış bir intikam girişimi olarak olarak değerlendirdi.
A far-right politician claims this to be nationalists'vendetta against himself. He has applied for asylum in Japan, but it was denied again.
Yasadışı Göç hakkında verdiği cevap yüzünden birinci olamadığını iddia ediyor.
She claims she was denied first runner-up because of an answer she gave regarding illegal immigration.
Parası olan birinin aradığını fark edene kadar reddettiler ama sonra...
They denied it until they realized somebody with money was looking for him. They say that- -
- Sözcüleri canlı yayında reddetti.
- His spokesman denied it on the air.
Talep reddedildi.
Motion denied.
Son başvurusu dün reddedildi.
His final appeal was denied yesterday.
Başvurusunun reddedildiğini duydum.
I heard his appeal was denied.
Daha önce yaşamaktan çekindiğim hayatı yaşamakta özgürdüm artık.
I was finally free to live the life I had denied myself.
Hayır işi değil bu.
This is no charity work! Loan denied
Biraz önce bunu bilmediğini tartışmasız bir şekilde inkar etmiştin.
You just denied knowing anything about that, unequivocally.
Tahminime göre buna yetkili olan kişi seni reddettiği için buradasın.
And I'm guessing you're here because you've already been denied by the person who does.
İhzar müzekkeresi reddedilmiştir.
Your motion for habeas corpus is denied.
O da ona dönecek çocuğunu inkâr etmeyecek bu oyunda ne kadar gecikirse geciksin.
Nor will He be denied a child who returns to Him, however late in the game.
Erteleme isteği reddedildi ve sağlam bir çoğunluk hâlâ bizimle.
A request for postponement was denied and you have a solid majority in place.
Son temyiz başvurusunun reddedildiği ve Rodney Garrett'ın idamının hazır bulunan infaz mangası ile planlanan şekilde gerçekleştirileceği bildirildi.
We've received word that the final appeal has been denied and the scheduled execution of Rodney Garrett by firing squad is now imminent.
Reddedildi.
Ohh! Denied.
Labert diski ileri sürüyor ve durdurulamıyor.
Labert takes the puck forward. And he's not going to be denied.
Iris, yeşil kartı olduğunun ve kardeşinin reddedildiği gerçeğini anlayamadı.
She couldn't get over the fact that she'd gotten a green card and he'd been denied.
Giriş reddedildi.
Access denied.
Az önce bu oyun kurucunun üçlüğünü engelledin.
Whoa. You just denied this quarterback a three-pointer.
Bay Booth, güney kendi özgürlüğü için savaşa girişirken bunun bambaşka bir ırkın varlığının inkarına yol açmasını çok garip buluyorum.
You know, Mr. Booth, I find it remarkable that the South has gone to war, seeking their own independence, over the notion an entire race be denied their own.
Senden para esirgeyen, yüreğini veriyor sana.
I, that denied thee gold, will give my heart :
ABD Irak hükümetinin iddialarını yalanladı.
USA have denied Iraqi government's claims
James inkar etti.
And James denied it.
6 ay boyunca hiç maaş almadan durdum.
I was laid off for six months without pay and denied benefits.
MacLeish'in ödül parasını almasına engel olduğum için bana kızgın.
He's mad because I denied him the reward money for MacLeish.
Talep reddedilmiştir.
Motion denied.
Kim inkâr ediyorsa o yapmıştır.
She, who denied it, supplied it.
Telefon isteğim reddedildi. "
Denied phone call. "
Bir adamın, sigara içebilme hakkını kullanmaması saçma geliyor bana.
Seems unreasonable to me that a man should be denied the right to smoke.
Hepsi öyle bir şey yaptıklarını inkar etti.
Each one of them denied having done it.
Herhangi bir söz verdiklerini de inkar ettiler.
They also denied that they ever made any promises whatsoever.
Antron'un şüpheli olduğunu bildiklerini bile inkar ettiler.
They denied even knowing Antron was a suspect. Gold :
Neden bütün şehir onun hizmetinden mahrum kalsın ki?
Now, why should the citizens of this country be denied his selfless service?
Saldırıyı kabul etmemiş.
He denied it.
Kefalet isteği reddedildi.
Bail is denied.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]