Derhal traduction Anglais
12,220 traduction parallèle
Şimdi derhal o korkunç derecede üretken herifleri anında yerine oturtacak bir şarkı yapmam lazım.
Have to drop a response track on they disturbingly prolific asses right quick.
Buradan ayrılıp, derhal eve geliyorsun.
You're getting out of here, you're coming home. Now.
Suffolk Bölge polisi, Eyalet polisi... ve B. Devletler Marshal'lık bürosu mahkeme emri gereği derhal uyarılacaktır.
Suffolk County P.D., state police, and the U.S. Marshal's office will be immediately notified, per order of the court.
Derhal yukarı gönderin.
Send'em up ASAP.
Canon City'e gidip gitmeyeceğini bilmiyoruz. Sen görürsen derhal bize haber vereceksin.
Now, we don't know if she's headed to Canon City, but you're to report in immediately if you see her.
Foreman'u derhal burada istiyorum!
I want Foreman here, and I want him now!
Yazıcı hastalığı semptomlarında derhal yazmayı durdurun.
If you experience any symptoms of print sickness, Stop. Printing.
Bilinç üzerinde ön yargılar derhal etkili olur ancak bunlar zararsızdır diyemeyiz.
These prejudiced thoughts are quickly snuffed out by the conscious mind, but that doesn't mean that they're harmless.
Bize yakın olanları derhal ayırıp daha önce görmediğimiz bir yabancı ile aramızdaki farkı derhal belirleriz. Yabancılara yardım etmek istemeyiz.
So, we're more likely to help those closest to us, and for complete strangers that we've never even seen the likes of, we're not so likely to help them.
Bir hata derhal çevreyi etliler yada bütün şebeke çöker.
One bad node can damage all of its neighboring connections... Or even bring the whole network down.
Sonra savaş başlamış ve Selznick derhal dönmemi istemişti.
And then the war started and Selznick asked me to rush over.
Takip bittiğinde adamlarım derhal çevreyi abluka altına aldı.
Once the pursuit concluded, my guys immediately locked down the perimeter.
Derhal Faisal Marwan ile konuşmama izin verilmezse elimde olan gizli belgeleri de yayınlayacağım.
If I'm not allowed to speak to Faisal Marwan immediately, I will release the remaining classified documents in my possession.
Derhal, Dr.Oppenheimer.
Right away, Dr. Oppenheimer.
Derhal Dr. Oppenheimer'le konuşmam gerekiyor.
I need to speak with Dr. Oppenheimer now.
- Derhal açığa alınıyorsun.
- You are suspended immediately, pending...
Derhal.
Immediately.
Derhal.
Right now.
Donovan'a seni derhal görevden almasını önereceğim.
I'm recommending that Donovan suspend you immediately.
Eğer bir şey biliyorsanız, herhangi bir şey lütfen yetkililerle derhal iletişime geçmekten çekinmeyin.
If you have any information, any information at all, please do not hesitate to contact the authorities immediately.
Pekinli silah uzmanlarına derhal hazırda beklemelerini söyle.
Tell the weapon experts in Beijing to stand by and be prepared to come at once.
Onları bulur bulmaz, derhal kurtul bundan.
As soon as you find them, ship this thing out right away.
E. Coli genetik mutasyon sonrası derhal yararlı özellikler kazanabilir.
E. Coli adapt to meet their immediate needs through genetic mutation.
Ama bazı mutasyonların olumlu etkisi derhal olmaz.
But some mutations don't have an immediate reward.
Ülkenin derhal zafere ihtiyacı var.
This country needs a victory now.
Hem de derhal.
Right now.
Derhal.
Right away.
Bu şekilde başka birini daha oyuna getirdin. ve ben söylediklerimi tersine çevireceğim, ve sen derhal bu soruşturmadan uzaklaştırılacaksın.
You pull another stunt like that and I will reverse what I have just said, and you will be off this investigation toot sweet.
Eğer biraz hızlandırırsam... fizik kanunları derhal işler.
AND EVEN IF I'M A LITTLE BIT OFF, THE LAWS OF PHYSICS ARE STILL INTACT.
Ancak kanunlar işlemezse derhal yanlış bir şeyler olduğunu anlarız çünkü bu dünyamızdaki simülasyonun yanlış olduğuna işarettir.
BUT IF THE RULES THEMSELVES ARE OFF, THEN WE'LL KNOW RIGHT AWAY THAT SOMETHING'S WRONG, THAT IT'S NOT AN ACCURATE SIMULATION OF OUR WORLD.
Eğer ufacık bir şey bile mesela bu kahve gibi... farklı tadı verince ve bu mısırın sıcaklığı derhal bir şeylerin çok yanlış olduğunu anlarsınız.
AND IF EVEN ONE SMALL THING WAS OFF, LIKE, SAY THIS COFFEE HAVING THE SAME TASTE AND TEMPERATURE AS THIS CEREAL, YOU'D KNOW RIGHT AWAY THAT SOMETHING WAS TERRIBLY WRONG.
Garfield, derhal kaldır bu iğrenç şeyi!
Garfield, remove this atrocity at once!
Sorgusuz sualsiz derhal kovulacaksın.
You'll be fired immediately, no questions asked.
Lütfen üniformanı çıkar ve derhal köşkü terk et.
Please remove your uniform and vacate the premises immediately.
Müvekkilin derhal Christa Cook cinayetiyle ilgili doğrulayabileceğim bir bilgi vermezse onu cinayetten tutuklarım!
Unless your client immediately provides me with verifiable information on the murder of Christa Cook, I am arresting him for murder!
Yarın geliyorlar, derhal.
They're arriving tomorrow, first thing.
Derhal, Dr. Vincent.
Right away, Dr. Vincent.
Derhal McCutching Çiftliği'ne gidiyorum.
Driving out to McCutching Ranch right now.
Geçmişimizde olan şeyler derhal kayıtlara geçiyor.
WHAT TAKES PLACE IN OUR PAST DOES NOT SIMPLY RECEDE INTO HISTORY.
Bu masum bir karşılaşma olabilir. Bu yüzden şu adamla veya onu tanıyan herhangi biriyle derhal görüşmeliyiz. Ve onu şüpheli halinden çıkarmalıyız.
It could be an innocent encounter, so we'd like to talk to this man, or anyone who knows him, quickly, and rule him out as a suspect.
Tuhaf hissedersen veyahut değişiklikler gözlemlersen derhal bana bilgi vermelisin.
If you feel weird or notice any changes, you must inform me at once.
Sorunun varsa programdan derhal çekil.
If you have problems, get off the program now.
Derhal ağaçtan in.
Get down from there at once.
Derhal 18 kilo kaybetti.
She lost like 40 pounds right off the bat.
Derhal buraya gelin.
Get up here now.
Simon, Caleb'in bilgisayarını derhal kontrol etmem gerekiyor.
Simon, I need control over Caleb's computer right now.
Yerel polisi derhal oraya gönderin ve görüntüyü medyaya verin.
Get the local police up there now and get the footage to the media.
Öyleyse derhal birileri açıklama yapsa iyi olur.
Then somebody better explain now.
O çok iyi bir çocuk, ne söylüyorsa derhal yap.
He is a nice boy, whatever he asks please do it immediately.
On beşinci reyonun derhal temizlenmesi gerekiyor.
MAN : We need immediate cleanup on aisle 15, please.
On beşinci reyonun derhal temizlenmesi gerekiyor. İnanamıyorum.
An immediate cleanup on aisle 15.