Designer traduction Anglais

Evet, senin gibi bir kızın bir gün kostümlü bir baloda bir tasarımcının kollarında ertesi gün, Maldiv adalarında yat turunda olmalı. Okulundaki bir çocukla bir ayrılıp bir barışmak ve sürekli kavga etmek olmamalı.

Yeah, well, a girl like you should be on the arm of a designer on day and yachting around the Maldives the next not making up and breaking up with the same high-school boy and feuding with your frenemy.

Son 20 dakika içinde iki tane Bronfman ve bir de eşcinsel tasarımcı asıldı bana.

In the last 20 minutes, I've been hit on by two Bronfmans and a gay designer. It was so worth it.

Kostüm tasarımcısı değilim.

I'm not a costume designer.

"Ateşli moda tasarımcısı, saldırganın izini buldu ve intikamını aldı."

" Hot clothing designer tracks down attacker and exacts revenge.

"Ateşli moda tasarımcısı, saldırganın izini buldu." dedi.

He said " hot clothing designer tracks down attacker.

Bir ajansta grafik tasarımcısı olarak çalışıyor.

He's a graphic designer for an ad agency.

Büyük bir hotel projesi tasarlattığınıda duydum.

I heard he got even straighter with a designer resort.

Pentagon için silah tasarımcılığı yapıyor.

He was a weapons designer for the Pentagon.

Dekoratör falan mısın?

Are you a designer?

Bir set tasarımcısı olmak istiyor.

He wants to be a set designer.

Maalesef bir hafta kadar önce Viper Room adlı gece klübünde aşırı dozda uyuşturucu aldı.

Unfortunately, about a week ago, he took an overdose of designer drugs at The Viper Room.

Evet, en son teknoloji ilaçlarınızdan değil.

Yeah, not exactly your latest designer drug, is it?

Tasarımcı bile değil, Ralph ve Calvin ise yıllardır çalışıyor.

"...'Is not a designer Ralph and Calvin have worked years and years

Ben sadece kendini kabul ettirme çabasında olan bir tasarımcıydım ve şirketim ve markam için en iyisini istiyordum ama sonrasında gerçekten utanç duydum.

I am struggling as a designer, I want the best for my company and my clothes but I really am ashamed of it'

Çocuklarımın öğretmenlerine tasarımcıyım diye yalan söylerdim eklamcılıktan hiç bahsetmezdim.

I used to lie, tell the teachers of the children was a designer do not mind a word on advertising

- Olmaz, özel tasarım bu.

- I can't. That's, that's designer.

Size dekoratörümün numarasını vereyim.

I should give you the number of my designer.

- Öyle mi? - Bununla beraber, bir o kadar eminim ki Maisy bitirme sınavlarına başladığında benim özel tasarım külotumun içine gömülmekle ilgileniyor.

However, I am equally certain that he is interested in getting into my designer knickers... once Maisy's started sixth form.

Tasarımcılardan indirimli gelinlikler, yılın en büyük satışı,

It's the biggest sale of the year, designer gowns at slashed prices.

Bir tasarımın imitasyonunu alacak olsaydı...

If she was gonna buy a designer knockoff...

Ah, evet, aslında, tasarımcısı da benimle birlikte burada.

Uh, yeah, actually, I have the designer right here with me.

Brooke, çok iyi birisin, süper bir modacısın ve çok sıkı bir annesin ama...

Brooke, you're a good peon, a cool designer, and a kick-ass mom, but......

Öyleyse bir tasarımcı olmalı.

There must, therefore, be a designer.

Ve insan gözünün tasarımcısı yalnızca Tanrı olabilir. "

And the only designer of the human eye could be God.

Öyleyse insan gözünün yapısının doğa üstü bir tasarımcının yardımına ihtiyacı yok.

So the structure of the human eye does not demand the assistance of a supernatural designer.

Jan Di, bu tür bir kıyafeti sana miras kalmış bir şey gibi düşün.

Jan Di, consider this kind of designer clothing as an inheritance.

Jan di, bu tür bir kıyafeti sana miras kalmış gibi düşün.

Jan Di, consider this kind of designer clothing as an inheritance.

O zaman o markadan kaçınmalısın.

That's one designer label you'd want to avoid.

Ben gerçekçiyim. Onları cadde köşelerinde sinsi sinsi dolaşırken görüyorum hem de modaya uygun parmaksız eldivenleri ve şaşırtıcı şekilde besili köpekleriyle.

I've seen them skulking around on streets corners with their designer fingerless gloves and their surprisingly well-fed dogs.

Kadınlarla onlar tasarımcı ayakkabıları giyerken seks yapmak mı?

Having sex with women while they're wearing designer shoes?

Peki onlar sana bu elbiseleri veriyor, sen de karşılığında.. Benimle arkadaşlık etme hazzını veriyorum.

And so... they give you designer clothes, and you give them... the pleasure of my company.

Adı Jonathan Carver olan, bir silah tasarımcısına takılıyorum. Ses anahtarı için sayı toplamam gerekiyor.

Now I'm hanging out with a gun designer named Jonathan Carver... collecting numbers for a voice key.

Yaratıcı suitler.

Designer suites.

Bol bir pantolonla çalılıkta gizlenmiş bir adama göre kendine fazla güveniyorsun.

You sound pretty confident for a guy hiding in a jungle with a pair of designer slacks.

Hatta sana bir sır vereyim. Sana aynı indirimi yeni sezon tasarımlarında da yaptırabilirim.

I can get you the same exact discount on the new designer collection.

İç tasarımcınız kim, Sanjay Gupta mı?

Who's your interior designer? Sanjay Gupta?

Buraya zavallı vücutları güven fonlarının alabileceği en iyi uyuşturucularla mahvolmuş halde geliyorlar. Yüreğiniz cız eder.

They arrive, their poor little bodies wracked by the best designer drugs trust funds can buy.

Gerçekten çok yetenekli bir canta tasarımcısı olduğunu düşünen tek ben miyim?

Am I the only one who thought she had real talent as a bag designer?

Önüne gelenle yatan bir moda tasarımcısı için.

A promiscuous fashion designer.

Ve şişman insanlar için elbise tasarlaman da gerçekten çok güzel.

And I think it's so great that you make designer clothes for plus-sized girls.

Neden fiyakalı marka bir cüzdanın var?

Why do you have a knockoff designer wallet?

- Tasarımcı markası mı?

- What, designer? - One of a kind.

Hatta tasarımcısı, kızın ölümünden çok şirketini ve kariyerini daha çok düşünüyor.

EVEN HER CLOTHING DESIGNER SEEMED MORE INTERESTED IN HIS SHOW THAN IN HER MURDER.

Nasıl bir insan özel dizaynlı bir çantaya peynirli cips doldurur?

Who puts cheesy snacks and chocolate in a designer bag?

Aramızda tasarımcımız varken burada çiklet çiğneyip ne bok yediğimi bilmiyorum.

I don't know what the hell I'm doing up here flapping my gums when we have the designer in the house.

Ve illüzyon tasarımcım, Frank Brunner.

And my illusions designer, frank brunner.

Dr. Deacon ve ortak tasarımcı Kim Yamazaki.

Dr. Deacon and my co-designer, Kim Yamazaki.

Görünüşe göre bu, uyuşturucu kaçırmak için yeni bir yöntem.

Yeah, apparently this is a new designer drug moving down the coast.

Labirentin tasarımcısı Daedalus'u bulur ve kaçış yolunu söylemesi için yalvarır.

She seeks out Daedalus, the designer of the labyrinth and begs him to explain how to escape it.

İki teknisyen, hastane laboratuarında bir şekilde fentanil üretiyorlarmış.

The two techs were making designer fentanyl in the hospital lab.

- Ne oldu?

The production designer didn't do her job properly.