Devriye traduction Anglais
3,289 traduction parallèle
Devriye arabalarından şikayet alan olmuş mu?
See if any sector car took any complaints.
Devriye polisinin en iyi arkadaşı.
It's the best friend a patrolman ever had.
Bir devriye kattaki öğrencilerin ifadelerini alıyor, ve oda oda arama yapıyor.
I've got patrol getting statements from the students on the floor, and doing a room to room search.
- Devriye vardiyan var mı?
You got a patrol shift?
10-24'ten bütün birimlere devriye ekiplerine duyurulur.
WOMAN All units, be advised, a member of the service is reporting a 10-24.
Yanıt ver polis memuru yoksa ayın kalanında parklardaki helalarda devriye gezersin.
Answer me, or I'll have you patrolling park urinals the rest of the month.
Speltzer'ı devriye aracıyla takip ettirebilirsin.
You could put a patrol car on Speltzer. Watch him.
Burada Konut Hava, bölgede devriye gezi başlar.
Residential Air here, start patrolling the area.
Afganistan'dayken daha önce hiç gitmediğimiz bir yerde devriye gezilmesi emri verdim.
Back in Afghanistan, I was ordered to take a patrol into an area we'd never been.
Tamam, hala Webster'ın kan testini bekliyoruz, olay yeri inceleme aracı didik didik arıyor, aynı zamanda devriye araçlarının videolarını inceliyor,
Where are we on Kate Jordan? Okay, still waiting on Webster's blood work ; CSU's going over every inch of the vehicle ;
Devriye memuru muydun?
You were a patrol officer?
Devriye gezemez soruşturma yapamaz veya suçluyu tutuklayamayız.
We can't stakeout for days and nights or arrest criminals.
Yakında devriye memurluğuna geri dönüyorsun.
You're going back to patrol soon.
İşiniz koridorlarda ve evin çevresinde devriye gezmek. Güvenlik kameralarının görüntülerini izlemek. Besi hayvanımız olan insanların bakımıyla meşgul olmak ama işi bok ettiniz.
It means that whether you patrol our halls or our borders you watch a surveillance screen or you tend to our human livestock you fucked up.
Devriye gezerken birinin silahı olup olmadığını anlamanın en iyi yolunu hatırlıyor musun?
When you worked patrol you remember the surest way to find out if someone was carrying?
- Eğer aramış olsaydı burada en azından bir devriye arabası olurdu şimdiye kadar... Harlan'da bile.
Well, if she had, you got to think, at the very least, we'd have a squad car out here by now, even in Harlan.
- Bu görev devriye veya emekli polislere ayrılmamış mıdır?
Isn't that gig reserved for uniforms or retirees?
Bu sığ sularda devriye gezen muhtemelen lagündeki en tehlikeli hayvandır.
Patrolling these inshore waters is probably the most dangerous animal in the lagoon.
Clinica Sanando'ya bir devriye gönderebilirmisiniz?
Could you send a patrol car to a storefront on Avenue D, 443?
Sokakta bir şey görüp görmediklerini öğrenmek için devriye ile konuşacağım.
I'll talk to patrol, see if there's anything on the street.
Sokakta arabayı izleyen bir devriye aracımız var.
We got a patrol car on the street watching the car.
Devriye aracı oraya doğru hareket ediyor.
Got a patrol car en route.
Devriye aracının bu işlere göz kulak olmasını sağlayacağım.
I'll make sure the patrol car keeps an eye on things.
Gerçekten de bir devriye polisi tarafından mı yakalandın?
You really get caught by a patrol officer?
İlkinde Greco işi sırasında sokağın karşısına bir devriye arabası park etmişti.
First, a patrol car is parked across the street during the Greco job.
Bugün ayrıca Memur Tang'in devriye olarak son günü.
Hold on. I also meant to say that this is Officer Tang's last day on patrol.
Ben öylesine devriye olmadım.
I didn't just end up on patrol, man.
13 yıldır devriye geziyorum.
Oh, man. 13 years patrolling.
Devriye ve tıbbi yardım istiyoruz.
Requesting backup at this time and EMS.
Size bir devriye ekibi göndereceğim.
I'm gonna send a patrol unit to you.
Devriye arabaları dört dönüp duruyor.
Cop cars are crawling all over the place.
Pekala bayan biz Rodney döner diye dışarıya bir devriye arabası koyacağız.
All right, ma'am, we'd like to put a patrol car outside in case Rodney decides to come back.
Feragatnamesini imzaladı, evine devriye gelmesini ve telefonunun dinlenmesini kabul ediyor.
She signed her waiver, giving us permission to tap her home and cell phone.
Her ikisine de devriye gönderin.
Got patrol on the way to both of'em.
Hemen buraya bir devriye çağırıyorum.
I'll get a patrol here, now.
Belki de devriye atıyordu.
Maybe this was part of his patrol.
Şerif, acelen olduğunu biliyorum ama devriye geziyordum ve sahilden liseye doğru yürüyen birini buldum.
Sheriff, I know you're in a hurry, but I was out on patrol and I found someone walking from the coast to the High School.
Bir buçuk kilometrelik kanyonda devriye geziyor. Dökülen ırmakla oluşan hava akımları üzerinde kayıyor.
He patrols the mile-long canyon, surfing on air pushed up by the falling water.
Burada yırtıcılar kanyon duvarlarında devriye atıyorlar.
Here, airborne predators patrol the canyon walls.
Evet, evet. Devriye arabaları aralarındaki bölgeyi dolaşmış ama kimse son model bir arabada gaz maskesi takmış iki kişi görmemiş.
Yeah, yeah, and radio cars saturated the area between, but nobody saw two people in gas masks in a high-end ride.
Beş devriye arabası ve gökyüzünde bir helikopter.
Five radio cars and an eye in the sky.
Devriye 2-C-7, Lonnie Caddesi'nden batıya gidiyorum.
Patrol, 2-Charlie-7, west from Lonnie Avenue.
Kadının mülküne girdiği için iki kez devriye memurları tarafından kenara çekilmiş.
Patrol officers had to pull him off of her property twice.
Çünkü komşu, ikinci kattaki pencereden atlayan genç bir kız görmüş ve Hollywood'u aramış. Bu yüzden ilk önce devriye arabası gelmiş.
Because a neighbor saw a young girl jump out of that second-story window and called it in to Hollywood, which is how patrol came to be there in the first place.
Bir devriye polisi, şüpheli bir tiple konuştuğu zaman bir görüşme kağıdı doldurur.
When a patrol officer talks to a suspicious type, he fills out a field interview card like these...
Ortağın vardır, silahın vardır, kameran vardır S.I.S. ekibin, çelik yeleğin, köpeklerin, devriye arabaların vardır. Ve insanlar hâlâ zarar görür.
You have a partner, you have a gun, you have a camera, you have S.I.S. and vests and dogs and patrol cars out the ass, and people still get hurt.
Her ihtimale karşı, evimi korumak için devriye arabalarını çağırayım.
I'll get patrol cars to cover my house, just in case.
Seward Memorial'a devriye gönderin.
We need units at Seward Memorial.
Sana hemen bir devriye arabası göndereceğim ve sen de yerinde kalacaksın.
I'm gonna send a patrol car out to you right now, and you are going to stay put.
Yeterince açık m, yakında devriye olacak Murphy?
Is that clear, soon-to-be-a-patrolman Murphy?
Devriye ekipleri Ecklie'nin vurulduğu yerdeki bir görgü tanığının verdiği eşkale uygun bir araç bulmuş.
Patrol found a car matching the description of one fleeing the scene where Ecklie was shot.