Dez traduction Anglais
56 traduction parallèle
Ben, Dez ve Mean 3.
It was me, Dez and Mean 3.
Daha sonra Dez'le tanıştım- -
Then I met Dez- -
- Bu bir Dezzy Dez ve bir Kasey Kase -
- It's a Dezzy Dez and a Kasey Kase -
Dez :
Dez :
Dez bana evinin anahtarlarını verdi.
Dez gave me the keys to his place.
Evet, naber, çocuklar?
- Hey, Dez, good to see ya.
Des ile Levi'yı tanıyorum.
I know Dez and Levi.
Dez hapiste bir gece dahi kalmayacak.
Dez won't have to spend a night in jail.
Dez?
Dez!
Dez ve Edele'in dairesindeyim.
I'm at Dez and Edele's apartment.
Ben Dez.
It's Dez.
Ona gitmesini söyle Dez.
Tell her to leave, Dez.
Liseden beri birlikte çalmadık. Belki de bu iyi bir fikir değildir.
Dez, we haven't played together since High School.
Seni duydum.
I'm hearing ya, Dez.
Tamam anlaşıldı. TC'ye bir tane bira verin.
Dez, what do you say you get Tc a beer right away.
Gerçekten düğün günü ne yapacağız dostum?
Fuck you, bitch. Dez, Dez, Dez, seriously, what are we going to do... for the rehearsal dinner?
Bir saat içinde çalışma var.
Hey, Dez! Rehearsal, one hour!
Evet.
Hey Dez...
Ne yapmalıyız biliyor musun? Dazler'in yaptığı gibi. Onlar bekledi.
You know what we should do, we should do what Dez and Tina did.
Hey Dezz!
Hey, Dez!
Dazz'le beraberiz neden?
What? I'm gettin lunch with Dez. Why?
Tamam unutmuşum. Bir taksi bulup geleceğim.
I fuckin'forgot, I was gettin'tuxedo's with Dez.
Harika. Bunu yarın yapamaz mıyız? Biraz meşgulüm.
Man, I got Dez, we can't do this tomorrow?
Üzgünüm Dezz.
I'm sorry, Dez.
Sana bir şey söyleyeyim. Bu çocuk işi beni çok korkutuyor.
Man I got to tell you Dez, I'm freaking out about that man.
Dezz... Ben çalıyorum, tamam mı?
Dez, I'm into it, all right.
Hey tatlım. Bir iki bira için Dezz'e gidebilir miyim?
Hey Sue, I'm thinkin about going to Dez's for a couple of beers tonight, if tha s all right?
Biliyor musun Dezz düğün olayı ve bütün hazırlıklar, o delice koşuşturma herkes evlenmeden önce kendini, gergin hisseder.
You know what it is, Dez? I s like... a wedding is one thing... There's all the insanity that goes around that, and preparing for that.
Anlaşılan, senin eleman, Dez'miydi?
Apparently, your boy, Dez?
- Dez senden memnun.
- Dez likes you.
- Dez, ne var ne yok?
- Dez, what's good?
- Durun.
- Dez :
Bekle, Dez.
Wait wait, yo, dez.
- Cidden mi, Dez?
- Ben : Really, dez?
Avenue Otel'deki kapıcıyı tanıyor olamazsınız, değil mi? - Dez.
You don't happen to know the doorman at avenue, do you?
Tanıyorum.
- Dez. Yeah.
- Dez.
- Dez.
Dez'le her çarşamba basketbol oynarım.
Yeah, I play ball with dez every Wednesday.
- Dez.
- it's Dez.
Dez, hafta sonu minibüsü eve götürdü. İşin bu kısmı tamam olmalı.
Dez took the van home over the weekend so that should work.
Dez burada olduğunu söyledi.
Dez told me you were here.
Dez, hakla piçi!
Yo, Dez, get the plunger!
Dez?
Dez?
Dez!
Dez!
- Dez, dur!
Dez, stop!
Dez, gitme!
Dez, don't rack off!
Görevimiz bittiğinde ise... "Randevo" muz var.
Once our mission is complete, we will "ren-dez-venous"
"Benden Beter Olasın" mı?
"Dez-a-by-diggy-bat"?
Söylediğim tek şey bu.
Tha s where I draw the line, Dez.
Evet benim.
Dezzi-Dez.
Dez, bekle.
Dez, hold on.