English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ D ] / Dilsiz

Dilsiz traduction Anglais

932 traduction parallèle
Fakat sen tıpkı bir dilsiz gibi sessiz kaldın!
But you stayed quiet like a mute!
Dilsiz olmak gibi bir talihsizliğe sahip.
He has the misfortune to be dumb.
Ayrıca sağır ve dilsiz bir dayımız vardı.
We also had an uncle, a deaf-mute.
O ölümcül sebze, bizim sağır ve dilsiz tarafından toplanmıştı ve o gece evde 11 ceset vardı.
The fatal vegetables had been picked by our deaf-mute... and that night, the house contained 11 corpses.
Sağız ve dilsiz katil amcam büyük bir ıstırapla ölmüştü.
My deaf-mute "killer" uncle died in terrible agony.
"Sağır ve dilsiz olan!"
"It's the deaf-mute!"
Tom, dilsiz hayvanlara karşı zalim olmamalısın.
Tom, you mustn't be cruel to dumb beasts.
Dilsiz bir hayvana karşı zalim olmak neyse bir insana karşı da öyle zalim olunabilir Polly Teyze.
What's cruel to a dumb beast might be cruel to a human, too, aunt Polly.
Anladığım kadarıyla sağır ve dilsiz.
- I understand she is deaf and dumb.
Sağır ve dilsiz olduğunuzu söyledi.
He said you were deaf and dumb.
Sağır ve dilsiz bir Sangali yerlisi kılığına giren bir adam, mahkumların zincirlerini... kesmelerine yarayacak aletlerle hapishaneye girmeyi başardı
A man posing as a dumb Sangali native gained entrance to the prison... with means of cutting the chains of the captives.
Dilsiz bir Sangali yerlisiyle çölde yaptığım yolculuğun ufak bir hatırasını... mektubumla gönderiyorum.
I enclose a little souvenir of a journey through the desert... with a dumb Sangali native.
Ona hak ettiği şansı tanırsan... benim sandığım kadar... dilsiz olmadığını... göreceksin.
If you'll give him the chance that he deserves... you'll find he's not... as mute... as I thought he was.
Sağır... dilsiz de olabilir.
Deaf... maybe he's dumb, too.
Asa, dilsiz heykel gibi dikilme.
Asa, don't stand there like a dumb statue.
Seni dilsiz geri zekalı!
You silent idiot!
Dilsiz olanın o sekretere kazancından pay verdiğini de gördünüz.
You saw how the silent one gave that secretary a share of the winnings.
Ve sizler, bu olanlar karşısında tüyleri ürperip, yüzleri sapsarı kesilenler, sessiz oyuncuları, dilsiz seyircileri bu oyunun, biraz vaktim olsa- -
You that look pale and tremble at this chance, that are but mutes or audience to this act, had I but time - as this fell sergeant Death is strict in his arrest -
- Geri bas! Çocuk hem sağır hem de dilsiz. Onunla kafa bulmak doğru bir şey mi?
Just because he's deaf and dumb don't give you the right to make fun of him.
Yalnızca bir çok dilsiz şovu yapıyorlar.
They just make a lot of dumb show.
Yalnızca bir sürü dilsiz şovuydu.
Just a lot of dumb show.
Başka bir de Igor var, sağır ve dilsiz ve Leon Averill, balmumu çalışmaları yapan.
Then there's Igor, deaf-mute, and Leon Averill, who does the wax work.
Sizin de bildiğiniz şeyler söylediklerim. Canım Sezar'ın yaralarını gösteriyorum, şu zavallı, güçsüz, dilsiz ağızları konuşturuyorum kendi yerime.
I tell you that which you yourselves do know, show you sweet Caesar's wounds, poor, poor dumb mouths, and bid them speak for me.
- Sağır dilsiz.
- Deaf and dumb.
Dilsiz rahipler mola verdiler.
The mute priests are finished.
O ve dilsiz rahipler.
He and the mute priests.
O bir dilsiz.
He's a mute.
Dilsiz heykeller gibi, soluk alan taşlar gibi, sapsarı ölü suratlarıyla birbirlerine baktılar.
But like dumb statues or breathing stones... stared each on other and looked deadly pale.
Ne dilsiz budalalarmış ama!
What tongueless blocks were they!
- Dilsiz, içkileri hazırla.
Dummy makes the drinks.
Bu sadece kör, dilsiz şansı.
That's just blind, dumb luck.
Sanırım, Tanrı insanın en iyi arkadaşını dilsiz yarattığında ne yaptığını biliyordu.
I guess God knew what he was doing when he made man's best friend dumb.
Dilsiz olduğun için Tanrı yardım etsin, bebek.
Bless you for being dumb, baby.
- Dilsiz miydi?
- Nothing. - Was he mute?
Pop Henderson kısmen kör, kısmen sağır, tamamen dilsiz?
Pop Henderson partially blind, partially deaf, totally dumb?
Havagazı gerçekler ; sağır, dilsiz, kör bir editör tarafınca bir araya getirilmiş!
The dead facts, strung together by a deaf, dumb, blind editor!
Dilsiz gibi davranmaya başlamıştın.
You started acting dumb as well.
Sağır dilsiz olmakla, duyup konuşmak arasındaki fark kadar.
That made the difference between being deaf and dumb... and hearing and speaking.
Majesteleri dilsiz olmalı.
Her Highness will have to be a mute.
Dilsiz... başka bir yolu yok mu?
A mute... isn't there any other way?
- Bir mevzu var, dilsiz gibi davranabilir misiniz?
- Speaking of which, could you play mute?
- Dilsiz mi?
- Mute?
Aramızda, dilsiz gibi yapıp yapamayacağınızı konuşuyorduk...
We were discussing you could be a mute...
Bir keresinde yakalanmış ve dilsiz gibi davranmıştım.
I was captured once and had to pretend to be a mute.
Dilsiz olduğum vakit, Hayakawa'ya kadar ağzımı açmayacağım.
Once I'm a mute, I'm not talking until Hayakawa.
Dilsiz olabilir ama konuşulanları duyuyor.
She's mute but she can hear.
Dilsiz biri, konuşamadığı için duyamaz da!
A mute can't speak because she's deaf.
Dilsiz olmak sinir bozucu birşey.
It's frustrating to be a mute.
Dilsiz numarası çekiyor.
He's playing dumb.
Kör bir adam ve dilsiz bir kaçıktan başkası kalmadı.
Nothing but a blind man and a dumb lunatic.
Ordunun dilsiz olmasını mı istiyorsun?
There must be no swearing in this army among high or low. Do you want to strike the army dumb?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]