Dink traduction Anglais
394 traduction parallèle
Yürü taş arabası.
Get lost, you offbeat, rinky-dink.
Kendisi bir şey demez ama Dink, o Vinnie'nin karısıydı.
WITH THE FARO DEALER IN EL PASO? ONE THING HE DIDN'T TELL YOU, DINK...
Swope en iyi atıcılara meydan okumama bayılıyor.
DINK, YOU'RE BARKING UP THE WRONG TREE. SWOPE DON'T WANT ME TO MISS THIS FIGHT.
Dink, hazır ol!
DINK! GET READY!
Neydi bu? Dink'ti.
WHAT WAS THAT?
Gitti.
IT WAS DINK.
Dink Wells ve Swope'u tepelerde hakladık.
WE MET DINK WELLS AND TAYLOR SWOPE DOWN THE LINE.
İki Alman, Dink ve Dunk
The two Germans, Dink and Dunk
Bir gün, tek bir tanesi küçük modası geçmiş uzay gemisi kabiniyle dünyanın yörüngesine iniyor. Ve bunun insanoğlunun gördüğü en tarihi an olduğu düşünülüyor.
One day, they watch with bated breath while a single individual orbits the earth in a rinky-dink little cubicle and they think this is the most historic moment that's ever happened in the history of mankind.
Dedi ki " İç, iç, iç, haydi iç
She said, drink, drink, drink, oh, fiddly-dink
İki metrelik dingiyle açık denizlerde gidip geri döneceğim mi diyorsun?
All those miles of open sea and back again in a seven-foot dink?
- Dink, Felix Leiter ile tanış.
- Dink, meet Felix Leiter.
- Felix, Dink'e merhaba de.
- Felix, say hello to Dink.
- Merhaba, Dink.
- Hi, Dink.
Dink, Felix'e hoşçakal de.
Dink, say goodbye to Felix.
- Dink mi?
- Dink?
Bu gerzek rezervasyonumun içine etmiş.
What's the problem here? Oh, this rinky-dink has screwed up my reservation.
- Dink, değil mi?
Not dink?
- "Dink the kink" mi?
Dink the kink?
- Bu sabah ben de Dink'ten bir mektup aldım.
I got one from dink this morning.
Ben de Dink için çok endişeleniyorum.
You know, I worry a lot about dink, too.
- Bob ve Dink ilk uçakla gelmemizi istiyorlar. Tanrım! Hong Kong mu?
Bob and dink just got their r and r, and they want us to catch the first plane.
- Çok üzgünüm. Hayır.
- I'm sorry, dink.
Dink'e mi?
To dink?
Eğer Dink görseydi, büyük olasılıkla senin hippi olduğunu düşünürdü.
If dink saw you... He'd probably think you were a hippie faggot.
- Dink'e içelim, Vi.
- Here's to dink, vi.
- Söylesene, Dink nasıl?
- So tell me, how's dink?
- Dink çok iyi.
- Dink is fine.
- Keşke bunu Dink de düşünmüş olsaydı.
Dink should have thought of that.
Lois, boyalı basının pis taktikleri burada geçmez.
Lois, you're pushing a bunch of rinky-dink tabloid garbage.
O sürtüğü halledeceğim.
I'm going to get that dink bitch.
Tek bir tane bile sağlam vücut yoktu.
We didn't find one stinking dink body.
Tatlı dağıtan adam dindilin teki ama yemekler çok leziz.
The dessert guy's a dink but the cuisine was tasty.
Dink, telefon açıp birini çağır da gelip burayı bir kontrol etsin.
Dink, call somebody to come down and check this out.
Dink, o tamirci Marty'nin ofisinde ne arıyor, söylesene?
Dink, what has that repairman got to do in Marty's office?
Sen pislik, aşağılık, domuzun tekisin.
You're a dink, a wimp, a fred, a loser.
Hala lisedeki gibi salaksın, Peterson.
You're as big a dink as you were in high school.
Ben'içmi içkem'...
I "dron't dink"...
İzinizi bulmalarını istemiyorsanız........ basit bir bilgisayarı olan dandik bir........ şirketten girmelisiniz.
See, if you don't want them to trace it back you've gotta punch in to some little rinky-dink outfit that has a little Mickey Mouse computer...
Senin çok salak olduğuna inanıyorum.
I believe you are a big dink.
Şapşala benzemedim mi?
Don't I look like a dink?
Ona çaktın mı çakmadın mı, onu öğrenmeye çalışıyor, salak.
He wants to know if you boinked her, you dink.
Tanrım, ben salağım!
God, am I a dink!
- Düşküne yardım edelim.
- aims for the dink.
- Evet, tam bir salak.
- Yeah, a real dink.
- Adam ana kuzusu.
- Wonderful what? The guy's a dink.
Dink, dink.
Ding, ding.
- Bu kesinlikle bir düşman.
- He's a dink for sure!
Dink, yanlış ağaca havlıyorsun.
SHUT UP.
Bu, Dink.
This is dink.
Seni özleyeceğim. Dink de öyle.
I'm going to miss you.