English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ D ] / Disappear

Disappear traduction Anglais

7,982 traduction parallèle
Kız kardeşin için yapabileceğin en iyi şey kaybolman.
Best thing you could do for your sister is just disappear.
- Yok olun.
- Disappear.
- Hayır, senin ortadan kaybolman gerek.
No, you have to disappear.
Her türlü inatçı sorunu ortadan kaldırabilirdi.
Make any stubborn problem... disappear.
Tefeciler yoksul müşterilerinin kaybolmasını istemezler.
Money-lenders to not want their indigent clients to disappear ;
Ortadan kaybolmam gerekiyor.
And I need to disappear.
Ortadan kaybolman gerekiyorsa en iyi burada kaybolabilirsin.
If you need to disappear... best place to do it is here.
- Ortadan kaybolmanı istiyorum.
I want you to disappear.
- Irk yok olacaktır.
- The race will disappear.
Ya onu ortalıktan kaybolmaya ikna edersem?
What if I could convince him to disappear?
Veya? Ortadan kaldırırsın onu.
Or... you make him disappear.
Ortadan kaybolmak istiyorsan resmi bir ölüm belgesi gayet iyi bir başlangıç.
Well, you want to disappear, An official death certificate is a pretty good start.
Ortadan kaybolup yakınlarda bir nehirde yeniden doğarmış.
He would disappear and then be reborn in a nearby river.
Seni ölü bulacak ya da yok oluşunu görecek.
She'll either find you dead... Or she'll watch you disappear.
Öylece ortadan kaybolmazsın.
You can't- - You can't just disappear!
Bunlar acılarımı kesiyor.
These made the pain disappear.
Aile mi de ortadan kaybetseydi...
If they could only make my family disappear...
Bu sayede gizlice ortadan kaybolabiliyormuş işte.
It's a way to disappear.
Evo'ların nasıl ortadan kaybolmaya başladığını takip ediyorlar.
And they're tracking how all these evos are starting to disappear.
Şunu yok edebilir misin?
Will you make this disappear?
Üvey babamı yok edeceksin. Ne?
You're gonna make my stepfather disappear.
Ortadan kaybolmak için o paraya ihtiyacım var.
And I need it to disappear.
Brad üvey babasını yok ettiğini düşünüyor ama sen etmediğine yemin ediyorsun.
I mean, Brad thinks you made his stepdad disappear, but you swear you didn't.
O iki pisliği yok ederken nereyi düşündüğünü hatırlıyor musun?
Do you remember what you were thinking about when you made those two creeps disappear?
Diğerleri gibi ben de ortadan...
Am I gonna disappear like the other- -
Bize yönelen her şeyi o ortaya çıkarmadan kaybedebiliriz.
We can make anything disappear that points to us before he finds it.
- Bu şekilde ortadan kaybolamazsın.
You can't just disappear like that.
- Söyle bakalım nereye kayboldun?
Well, tell us, where did you disappear to?
- Elfler yok olabiliyor mu?
- Can elves disappear?
Doğumumuz için bir sebep varsa, yahut kayboluşumuz için...
If there's even a reason why we were born or why we disappear...
Sonra üç haydut da kayboldu ve hop yerdeler.
Then, three Outlaws disappear, fall...
Güç öylece yok olamaz Harley.
Power can't just disappear, Harley.
Ortadan kaybolman şart, seni arayacaklardır.
You gotta disappear. They're gonna be looking for you.
Yirmi yıldır yüzünü görmedik şimdi gelip iki gün sonra tekrar kaybolacaksın, öyle mi?
We haven't seen you in 20 years, and you think you're gonna disappear again in two days?
Siyah tişört ve siyah pantolon giyeceğim çünkü ben fotoğrafçıyım.
I will be wearing a black shirt and black pants, because I'm the photographer. The photographer needs to disappear.
Bir grup adam nasıl öylece ortadan yok olabilir?
How can a group of men simply disappear?
Kaybolurdum.
Disappear.
Belki fark etmezler eğer yok olursa.
Perhaps... they would not notice if it were to... disappear.
O da Audrey'nin o versiyonu gibi kaybolacak mı?
Is she gonna disappear like that version of Audrey I saw?
Ve Shelly, büyülü birisin çünkü beni sık sık yok ediyorsun.
And, Shelly, you're magic, because you make me disappear a lot.
Neyse, üç veya dört hastayı daha ortadan kaldırabilir misin?
Any way you can make another three or four patients disappear? - Working on it... whoa.
Yapabilirsin, ama ölürsem veya ortadan kaybolursam ya da birisi aileme dokunursa, bildiğim her şey polise gider CJ'in bana verdiği telefonla birlikte.
Well, you can. But if I die or disappear or anyone touches my family, everything I know goes to the police, along with the phone CJ gave me.
Ben de şiiri sesli söylemeliydim çünkü bir sihir gibi işe yarıyordu ve korkularım geçiyordu.
I should say the poem out loud, because it worked like magic and all my fears would disappear.
Son kaçtığımda, ortadan yok olmama yardım edecek 10 milyonum yoktu.
Last time I ran, I didn't have $ 10 million to help me disappear.
Kayıp çocuklar, şimdi de Lowell. İnsanların kaybolmasını sağlıyor.
The missing kids, now Lowell, he's making people disappear.
Vaktimiz varken Amanda'yla kaçmamız en iyisi.
It's best if Amanda and I disappear while we still have the time.
Beynini kapatıyorsun ve yok oluyorsun.
Just turn your brain off and disappear.
Görev gücünden öylece ayrılamaz.
He can't just disappear from the task force.
Bunu yapmak istemiyorum.
Because you know I could make you disappear. I don't want to.
Para sıkıntının olmaması güzel bir şey olmalı.
I know what it feels like to want to disappear. Must be nice, not worrying about money.
... diye sorduğun zamanları hatırlıyor musun?
"Where'd my vase disappear to?" or "What happened to my crystal dragon?"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]